Alarmımın çalmasıyla pazartesi gününe gözlerimi açtım. Duş aldıktan sonra yeni okul kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Siyah okul tişörtü ve altına koyu gri pantolon. Aslında okul eteği giymek istiyordum ama motor kullanacağım için giyemezdim. Aslında ben araba hastasıydım ama 17 yaşında olduğumdan dolayı araba ehliyetim yoktu. Normalde beni okula babam, abim ya da şöförümüz Barış Abi bırakırdı ama abim bana doğum günümde motor hediye ettikten sonra ehliyet alıp okula motorumla gitmeye başladım. Düşüncelerimden ayrıldığımda saçlarımı düzleştirme işim bitmişti. Hazırlığım bittikten sonra kahvaltı için aşağı indim. Aile fertlerimle günaydınlaştıktan sonra masamdaki yerimi aldım. Kahvaltımı yaparken bir yandan da Arya'yı düşünüyordum. Dün o kadar çok şey anlatmıştık ki birbirimize. Gerçekten onun da okul değiştirme sebebi sağlamdı. En güzelide arkadaş olmamızdı ama Arya'nın 'karanlık hayatıma hoşgeldin' demesi dikkatimi çekmişti. "Ne düşünüyorsun bakalım öyle kara kara?" Beni düşüncelerimden alıkoyan annemin sorusu olmuştu. Babam ve abime baktığımda muhtemelen şaşkın halime gülüyorlardı. Onlara eşlik ettiğim sırada anneme cevap verdim. "Yeni arkadaşımı." "Dün buluştuğun arkadaşından mı bahsediyorsun kızım?" "Evet anne Arya'dan bahsediyorum." "Hımm. Yeni okulunda arkadaş edinmen güzel bir şey birtanem." "Aslında o da benim gibi yeni." "Nasıl yani?" Soru abimden gelmişti. "O da benim gibi cuma günü geldi okula." "Anladım kardeşim." Saatime baktım ve ayağa kalktım. "Neyse ben geç kalmayayım. Hadi görüşürüz." Aileme veda ettikten sonra evden çıktım. Aslında daha erkendi ama dakik bir insan olduğum için erkenden kalkmıştım masadan. Barış Abi'ye motorumu evin otoparkından getirttikten sonra motorumun yanına gittim. Tam kaskımı takıyordum ki babam görüş alanıma girdi. "Baba?" "Dikkatli ol tamam mı birtanem?" Babamın endişelendiğini yüzünden anlayabiliyordum. Babama sarıldım ve yanağına samimi bir öpücük kondurdum. "Tamam baba dikkatli olurum. Hem ilk defa kullanmıyorum." "Biliyorum kızım ama ne yapayım içime sinmiyor." Babamı tanıyorsam kesinlikle bana motor aldığı için abime yeniden kızacaktı. "Baba sakın Bora'ya kızma tamam mı?" Babam derin bir nefes aldıktan sonra "Tamam kızım." dedi. Vedalaştıktan sonra kaskımı taktım, motoruma bindim ve yeni okuluma doğru yol aldım. Otopark tabelasını gördüğümde okları takip ettim ve sonunda okul otoparkını buldum. Görüş alanıma başka bir motor girdiğinde şaşırmıştım çünkü modeli benimkisinin aynısıydı. Motorumu yanına park ettim. Kaskımı çıkarttıktan sonra yanımdaki motoru inceledim. Evet marka ve model aynıydı sadece renkler farklıydı. Bu motorlar Türkiye'de olmadığı için abim yurt dışından getirmişti. Muhtemelen bu motor kime aitse o da yurt dışından getirtmiştir. Yalnız otopark tabelalarında bir şey dikkatimi çekmişti. Gürel Koleji Otoparkı mı? Ne yani bu otopark ortak mıydı ve burada başka okulda mı vardı? Anlaşılan bu yerler hakkında öğrenmem gereken çok şey vardı. "Hiç bu kadar güzel motor kullanan bir kız görmemiştim. Doğrusu şaşırttın beni Doğa." Sesin geldiği tarafa döndüğümde Burak'ı görmeği bekleniyordum. "Teşekkür ederim Burak." Burak ile okula gittiğim ilk gün yani cuma günü tanışmıştım ve yer meselesi yüzünden tartışmıştık. Şimdi ki tavrı beni şaşırtmıştı. Burak arkasını dönüp yürümeye başladı. Bana döndüğünde "Hadi neyi bekliyorsun?" Dedi. Üzerimi düzelttim ve Burak'ı takip ettim. Birlikte sınıfa girdiğimizde neredeyse bütün gözler bize çevrildi. Ne yani yanlış mı anladılar? Off! Gözlerim Arya'yı bulduğunda sevinmiştim ki yüzüme de yansımıştı. Arya'da bana tebessüm ederek karşılık verdiğinde yanına ulaşmıştım. Selamlaştıktan sonra sırama oturdum. Ders matematikti bu konuları bildiğim için canım sıkılmıştı. Arya'ya baktığımda onunda sıkıldığını anladım ve fısıldaşmaya başladık. Arya'yla konuşurken bir şey dikkatimi çekmişti. Çaprazımızda oturan, sarı saçları bakımsız, kahverengi gözlü, oldukça zayıf bir kız bize bakıyordu. Nedense gözüm hiç tutmamıştı onu. 'Ne bakıyorsun' dercesine başımı iki yana salladığımda gözlerini devirip önüne döndü. Ahh! Sinir olmuştum bu kıza. Arya bana "Ne oldu?" diye fısıldadı. Matematik hocamızı kontrol ettikten sonra Arya'ya döndüm. "Şu çaprazımızda oturan sarışın kız bize bakıyordu." "Hangisi?" Arya sınıfı kolaçan ettiğinde kızı anlamış olacak ki yüzünü ekşiterek bana döndü. Teneffüs zili çaldığında Arya ile kantine gitmek için ayağa kalktık. Merdivenlerden inecekken biri kolumu tutup beni çekti. Kolumu kurtardığımda beni çekenin derste bize bakan sarışın kız olduğunu farkettim. "Ne yaptığını sanıyorsun?" Arya yanıma geldiğinde kızı farketti ve yüz hatları gerildi. "Burak'la aranda ne var?" Kız ağzına yayarak konuştuğunda kusmamak için kendimi zor tuttum. Arya sinirlenerek "Sana ne!" Demişti. Ortamın gerilmesinden pek hoşlanmamıştım. "Aramızda hiçbir şey yok da bu durum niye seni alakadar ediyor?" Açıklama yaptığımda Arya daha çok sinirlenmişti. "Neden açıklama yapıyorsun ki bu gereksize Doğa?" "Sen hiç konuşma Arya Soykan seni de biliyoruz." Hahah! Sen kimsin ya? Ne biliyorsun?" "Ben Esra tatlım."
Arya'nın Ağzından
Şimdi hatırlamıştım tabii ya bu o kız! Biz kantindeyken 'Burası bizim yerimiz' diye bize bulaşan kızlardan biriydi. Tamamen aklımdan çıkmış. "Bak Esra sen kendini birazcık düşünüyorsan uza buradan." Olay yerinden uzaklaşmam gerekiyordu gerçekten. Kontrolümü kaybetmek üzereydim. "Vayy yeni kızımız sinirlenmiş mi bak sen." Esra'nın üzerine ne zaman atladığımı bilmiyordum. "Yardım edin! Yardımm!" "Seni uyarmıştım tatlım. Ha birde bu olay müdürün kulağına giderse...gerisini söylememe gerek yok herhalde." "Duyamadım!" Sesim yüksek çıkmıştı. "Tamam Arya bırak gidelim. Hadi gel!" Doğa'yı duymuyordum bile. Ayağa kalkıp etrafa baktığımda herkes bize bakıyordu. "Kahretsin öğretmen çağırmışlar!" "Kızlar ne oluyor burada? Esra kızım?" Esra'ya kötü bakışlarımı yolladım. "Hiç hocam sadece birazcık tartıştık. Birbirimizi yanlış anlamışız." "Kızlar siz kimsiniz? Yeni mi geldiniz?" "Ben Arya Soykan." "Bende Doğa Gürsoy." "Tamam dağıtın etrafı. Hadi herkes sınıfına zil çaldı." Gereksiz insanlar yüzünden teneffüsümüz bitmişti. Sadece aklıma takılan nasıl hemen okula gelme nedenim bu tiplerin kulağına gitmişti ve ne kadarını bildiğini öğrenmem gerekiyordu. Belkide bilmiyordu sadece uyduruyordu. Olamaz mı yani? "İyi misin Arya?" "Evet iyiyim sabah sporumu yaptım. Hahah!" "Ahah! Arya ya." "Ne ama öyle. Doğa bu kızı hatırladın değil mi?" "Esra'yı mı?" "Evet onu." Doğa biraz düşündükten sonra "tabii ya ben nasıl hatırlamadım bu kızı? Bende diyorum bu gereksiz kim?" "Hahah! Gereksiz olarak hatırlaman da güzel." "Ama öyle." "Tabii haklısın." Gülüştükten sonra sınıfa çıktık.
🧩
"Hadi ama Arya! Bi toparlamayamadın çantanı. Sınıftan en sona çıkmak zorunda mısın?" "Uff Doğa! Geliyorum tamam." "Sonunda. Sen çantanda ne taşıyorsun ya bir toparlayamadın çantanı." "Esra'nın cesedini toparlamak biraz uzun sürüyor." "Iyy! Arya bir daha espri yapma lütfen." "Tamam tamam." Hem gülüşüyor hemde otoparka doğru yürüyorduk. "Doğa farkettin mi bilmiyorum ama burada özel bir okul var ve otoparklarımız da aynı." "Evet bu sabah farkettim. Bence kötü olmuş." "Niye ki?" "Motorumu park etmek biraz sıkıntı oluyor." "Motor mu? Senin motorun mu var?" "Evet Arya niye şaşırdın?" Motorumun yanında aynı model bir motor gördüğümde "Şu motor senin mi?" diye sordum Doğa'ya.
"Evet. Sabah otoparka geldiğimde motor dikkatimi çekti. Benimde motorum var ve sadece renkleri farklı." "Haklısın ama şaşırttın beni Doğa." "Neden?" "Motor kızı olduğunu bilmiyordum." "Aslında pek değilim. Yaşım tuttuğunda araba kullanacağım. Araba benim için bir tutku." "Anlıyorum benim de tutkum motor." "Öyle bir havan var zaten." Diyip göz kırptı Doğa. "Benim anlamadığım şu Doğa neden motoru park etmek sana zor geliyor?" "O anlamda söylemedim Arya. Arabaları görmüyor musun? Her yer tıklım tıklım." "Yaşı büyük olan çok kişi var herhalde arabalara baksana." "Evet Arya galiba öyle. Ama bayağı iyi arabalar bunlar." "Aynen katılıyorum. Doğa telefonun çalıyor." "Aaa evet!" Doğa telefonuna baktıktan sonra "Babam arıyor." Dedi.
Doğa'nın Ağzıdan
Esra cuma günü kantinde tartıştığımız kızlardandı. Hatırlamamam normaldi çünkü ben gereksiz insanları hatırlamazdım. Babamın aramasıyla Arya'nın yanından biraz uzaklaştım ve telefonu açtım. "Efendim baba?" "Nasılsın birtanem? Uygun zamanda aradım değil mi kızım?" "Evet babacım. Okul bitti, iyiyim. Sen nasılsın?" "Bende iyiyim kızım. Şimdi sana bir konum atacağım, oraya gel tamam mı?" "Tamam da neden ki?" "Lansman için annenle mekan bakıyorduk ve bir mekana karar verdik. İstersen sende gel bir bak kızım." "Hemen geliyorum baba." "Tamam kızım mekanda görüşürüz." "Görüşürüz." "Hayırdır Doğa? Bu ne heyecan?" "Hadi gel bir yere gideceğiz." "Nereye gideceğiz?" "Ya sen gel gidince görürsün." "İyi madem." Arya'yla motorlarımıza bindik. Babamın attığı konuma baktığımda mekanı bildiğimi farkettim, görmüştüm ama içerisine girmemiştim. Mekanın otoparkına motorlarımızı park ettikten sonra indik. "Şimdi Aryacım sana anlatacağım. Annem ve babamın cumartesi günü lansmanı var. Benimde birkaç tane resmimi sergilememe izin verdiler. Yani benim içinde özel bir gün. Bu mekanı beğenmişler ve benimde görmemi istediler." "Pekala senin adına sevindim." "Teşekkürler Arya. Sen ve ailede davetlisiniz tabii ikide. Gel hadi sana içeriden davet kartı vereyim." "Davet için saol Doğa." Tebessüm ettikten sonra mekanın kapısından içeri girdik. "Hoşgeldiniz kızım." "Hoşbulduk baba!" Sarıldıktan sonra babam Arya'yı görünce şaşırmıştı çünkü Arda'yla geleceğimi tahmin etmiş olmalıydı. "Sen Arya olmalısın." Arya biraz çekinerek "Evet" demişti. "Bende Koray Gürsoy." Annemde yanımıza geldiğinde babam annemi göstererek "Canım eşim Hüma Gürsoy." Arya sırayla babamın ve annemin uzattığı ellerini sıktı. Anneme sarıldıktan sonra "Memnun oldum bende Arya Soykan." Dedi. "Sen Doğa'nın bahsettiği yeni arkadaşın demek. Hakkında birkaç şey söylemişti bize. Müzikle uğraşıyordun değil mi tatlım?" "Evet müzikle uğraşıyorum." "Çok güzel." Kısa muhabbetimizden sonra mekanı gezmeye devam ettik. Mekan çok güzel ve lansman içinde oldukça uygundu. "Beğendin mi canım?" "Evet anne çok güzel bir mekan. Şimdiden hangi resimlerimi sergileyeceğime karar verdim." "Beğeneciğini biliyordum." Arya'ya "Sence nasıl?" Diye sordum. "Bence de çok güzel." Dedi. Bordo ve siyah renklerle dekore edilmiş mekan gerçektende çok hoştu. Üst üste duran davetiyelerden alıp Arya'ya verdim. Normalde yanımda Arda'yı getirirdim ama nedense Arya'yla gelmek istemiştim. Arda'dan mesaj geldiğinde onunla mesajlaşmaya başladım. Arya beni kolumdan dürttüğünde 'ne oldu' bakışlarımı ona yolladım. "Onlar kim?" Bize arkası dönük iki kişi bir arabaya binmişti. Arkalarından göründüğü kadarıyla ikiside yapılı ve uzun boyluydu. Onları tanımadığıma emindim. "Bilmiyorum Arya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçilmiş
ChickLit"Her ne kadar hayallerimize giden yolda karşımıza engeller çıksada biz vazgeçmedik" Doğa ve Arya önceden tanışmış olmasalar bile kısa süre içerisinde aralarındaki bağ güçlenir. Hayallerinden vazgeçmek üzere olan bu iki arkadaş Yaman ve Savaş 'ı...