Susuzluk ve uykusuzluk arasında gidip geliyordum. Geceleri susamak ölüm gibi bir şey. Hem uykundan uyandırıyor hem uykunu kaçırıyor. Su ihtiyacım, uyku ihtiyacıma galip geldiği için yorganımı kaldırıp çıktım yataktan. Karanlık olduğu için ışığı açmaya çalışırken duvarın ırzına geçtim sanırım. Işığı bulduğumda duvar okşamayı bırakıp düğmeye bastım. Mutfağa doğru ilerleyip kendime bir bardak su doldurdum. Birden içeri giren rüzgarla ürperdim. Pencerenin açık olduğunu görünce kapatmak için ilerledim. Mutfağımız evimizin en arka odalarından birindeydi ve penceresi boş bir araziye bakıyordu, rüzgarın çarpacağı hiçbir nesne yoktu ağaçlar dışında. Pencereyi kapatıp perdeyi de çekecekken dışarıda ki bir şey dikkatimi çekti. Gecenin bir vakti o boş arsada Emir ve NEEE Si...Si...Sibel!Aaaa..ama bu nasıl olur o ö.ö.ö.öldü.Sibel denizli de oturuyordu ve onu burada kimse tanımıyordu. Emir ile internet üzerinden tanışıp sevgili olmuşlardı. Geçen sene de naklini bizim okula yani Antalya'ya aldırmıştı. Okulun pansiyonunda kalıyordu. Buraya gelince 1-2 ay içerisinde Emir'in ne tür bir manyak olduğunu anlayıp ayrılmak istemişti. 1 hafta sonra da onu hiç görmemiştik. Ben olayla pek ilgilenmiyordum ve Sibel'in de Emir'den ayrıldıktan sonra Denizli'ye döndüğünü zannediyordum. 3 ay önce ölüm haberini almıştık ve bu süreçte de kayıp olduğunu ve yanarak öldürüldüğünü, yüzünün tanınmayacak hale geldiğini ama üzerindeki birkaç bilgiden onun olduğunu anlamışlardı. Ama şuan kanlı canlı karşımda duruyor. İnanılır gibi değil o...o...o çok değişmiş . Simsiyah giyinmiş saçları kısa ve çok zayıflamıştı. Gördüklerim karşısında dehşete kapılmıştım adeta. Çok garip şeyler oluyor. Bu işte Emir'in parmağı olduğunu hep düşünmüştüm. O tam bir psikopat . Ama ummuyordum ya. Emirle bir şeyler konuşuyordu. 8. katta oturduğumuz için sesleri gelmiyordu. Tüylerim diken diken olmuştu ve ne yapacağımı bilmiyordum. En iyisi daha fazla burada durmayıp odama geçmekti.
Perdeyi çekip odama geçeceğim sırada birden sırtımda bir el hissettim ve dondum kaldım. O an hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti diyebilirim. O el beni kendine döndürürken annemi görüp ağlamaya başladım. Ben de böyleydim işte korktuğum zamanlar ağlıyorum. Hayatım boyunca hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Annem de çok korktuğumu anlamıştı ki hemen sarıldı.
-"Korkma yavrum benim.Geçti.Ağlama kuzum ağlama." Cevap vermeden ağlıyordum.
-"Ne yapıyordun burada kızım gece gece." kendimi toparlayıp.
-"Ya anne ne yapıyorsun,gizli gizli birden dokunulur mu Allah aşkına ya."Tekrar sarılıp
-"Oy oy ne bileyim kızım ya uyku sersemliği "
-"Su almaya kalktım, hava soğuk olunca da pencereyi kapatıyordum. Bir anda kalbimin durduğunu hissettim sayende"
-"İyi de ağlamanı gerekecek kadar korktun mu?" He sende benim gibi aksiyon yaşa da görim diyemedim tabi.
-"Korkunca ağladığımı biliyorsun anne."
-"Tamam tamam adi yatağa naş naş" Bu gece sabah olmazdı daha bana.
-"Anne benimle uyurmusun?"
-"Hadi hadi geç geliyorum koca bebek. O kadar korkuttum sana daha sabah olmaz"
-"Tamam bekliyorum."Birlikte odama ilerleyip yatağa girmiştik. Yanımda annem olunca hemen uykuya daldım
(***)
Kolumun delindiğini hissedince uyanmak zorunda kaldım.
-"Şükürler olsun uyandı."-"Anne ne yapıyorsun ya felç ettin."
-"Kızım 20 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum. Hemn giyin kahvaltın hazır. Koş koş gecikceksin hadi."
-"Sabah sabah, sabah mı olur yaaa!" Söylediğim şeyin garipliğiyle annem güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN'E GEL
ChickLitSelam.Ben Derin memnun oldum.Normal bir hayatım ve küçük sırlarım var.Bu sırlar ne kadar sorun yaratabilirdi ki diye düşünürken mahvetmişim hayatımı soluksuz nefes alırken bir anda nefesimi kestim ben...Her neyse şimdi sen "DERİN" bir nefes al çünkü...