Bölüm 1:Seni Ellerimle Öldüreceğim

252 51 48
                                    


||Bölüm 1: Seni Ellerimle Öldüreceğim||

İnsan hanigi korkudan kaçarsa
O korkuya o kadar yakın.
İnsan ne kadar çok kırmaktan korkuyorsa
O kadar paramparça...
                                                         -Aytaç Ayna-

✨İyi Okumalar✨

Su gibi akan 18 yılım hiç iç açıcı olmasa da geçmişti fakat hepsi bende bir anı bırakıp gitmişti şimdi kendimi cuma gününde bulmuştum tüm öğrenciler geçirdikleri son cumayı da bitirmiş evlerine gitmişti evet haftaya okullar kapanıyordu ben ise okulun son cumasını tam bitireceğim sırada kendimi hayatımın son gününde buldum galiba...

Şimdi çaresiz bir şekilde,başımı 4 haftalık kankam Sıla'nın dizlerine sığındırıyordum Ayda'ların evinin bahçesine açılan kapının merdivenlerinde oturmuş ağlıyordum ciğerlerimin en dibinden gelen bir nefesi daha bedenimden dışarıya salırken Sıla'nın da arada burnunu çektiğini duyabiliyordum  galiba bana alışmıştı beni kendine yakın görüyormudur acaba,çünkü benim böyle bir arkadaşlığa öyle bir ihtiyacım vardı ki,sadece benim değil her insanın dertleşebileceği bir arkadaşı olmalıydı ki gökyüzünde en sevdiği yıldızın yanındaki yıldızı ona verebilsin.
Bir anda uzun olduğunu çok sevdiğim,açık bıraktığım saçlarımda bir elin gezindiğini hissettim,evet bu Sıla'nın eliydi o an bu yaşadığım günün en rahat olduğum anı yaşıyordum bir şekilde.Sonra bir uykuya gözlerimi teslim etmiştim ki hemen sıçrayarak uyandım.

"İyi misin?"

Dedi Sıla endişeli bir sesle önce cevap vermedim azıcık dinlenmiştim sadece bunu biliyordum çünkü uyku mahmurluğum yoktu.

"İyiyim demek isterdim Sıla ama...Yani...Az önce ağabeyimin dediklerini sana anlattım...Kendi azrailimin içinde bulunduğunu bildiğim eve nasıl gideceğim ben Sıla ne yapacağım? ..."

Yüzümden ateş damlası gibi bir göz yaşı akınca ağlamama hıçkırıkların eşlik ettiğini kabullendim,evet acı içinde ağlıyordum ki geldiğimden bu yana ağlamama rağmen Sıla'nın,şimdi yüzünden akan göz yaşlarına ve.

"Gitmene izin veremem...Ne yapacağımı bilemiyorum Allah kahretsin! "

Diye mırıldandığına şahit oldum.Sonra ayağa kalktım bir sağa bir sola gittim ne yapacağımı düşünüyordum ,ama hayır aklıma bir şey gelmiyordu sonra Sıla'nın bakışlarını üstümde hissederek ona baktığımda bana acıyarak baktığını gördüm ve yanına gidip önünde diz çöktüm gözlerimi gökyüzünü andıran gözlerine diktim.

"Benim için endişeleniyormusun gerçekten?"

Diye bir soru çıktı ağzımdan bunu neden sorduğumu bende bilmiyordum,başını önüne eğip ağırdan ağlamaya başladı ve tabi yağmurda.

"Ben...Yani...Evet senin için endişeleniyorum...Biraz sonra içinde seni öldürmek niyetiyle seni dövecek ağabeyinin olduğu eve gideceksin...Nasıl endişelenmeyeyim!"

Cümlesi bana nedense çok değişik gelmişti.Cümlesini bitirmeye doğru sesi gittikçe yükselmişti...bir an yere yığılacağımı düşünürken yüzüme düşen yağmur damlaları ile yüzümü sildim ve kendime geldim.Sonra arkadan bir el omzuma konunca korkuyla irkildim.

"Hop!...Kızım sakin ol benim ya Ayda!"

Derin bir nefes alıp verdim sahiden neden bu kadar korkumştum.

Çünkü onu ağabeyin sandın!...

İç sesim miydi bu?... İlk defa konuşmuştu iç sesim...

"Sen korkarmıydın ya?..."

Diye ekledi beni iç sesimden ayırarak, küçük bir tebessümle başımı Sıla'nın 3 yıllık benim ise sadece 4 haftalık kankam olan Ayda'ya çevirdim.

"Ee güzellikler...Ne bu haliniz?...Bu soğukta ne yapıyorsunuz burada?"

Tam Ayda'ya olanları anlatmak için derin bir nefes aldım ki telefonumun titreşimiyle ayağa sıçradım.

"Kim arıyor...Ağabeyin mi?"

Sıla bana endişeyle bakarken bende endişelenmiştim ta ki telefonun ekranında yazan ismi okuyana kadar.

Arayan:Màmacita!

"Hayır...Annem!..."

Dedim bıkkın bir oflmayla onları arkamda bırakıp bahçenin köşesine geçtim.

"Alo!...Anne"
"Alo!...Asra"

Annemin sesi değişik geliyordu daha ilk kelimesinden anlamıştım.

"Ne oldu anne?...yoksa Alp beni mi çağırıyor?"(ağabeyime küçüklüğümden beri alıştığım için  ismi ile hitap ediyordum).

Zaten daha ilk başta annemin garip sesiyle bir şey olduğunu anlamıştım ki annemin hıçkıra hıçkıra ağladığını duydum.

"Anne bana bir şey söyle artık...Ne oldu?"

Son kelimemde bağırmıştım bu yüzden Sıla bana "ne oldu?"der gibi ağzını oynatınca bende ona bir şey olmadığını mimiklerimle anlattım.

"Alo!...Asra orada mısın?"

Annemin sorusuyla sılalara arkamı tekrardan döndüm.

"Evet anne seni dinliyorum...Tabi ne olduğunu söylersen!"

Annem ağlamasına tekrardan başladı ve az anlaşılan bir konuşmayla.

"Asra...Alp...Ağabeyin...Öldü!!!"

Gözlerim açılabildiği kadar açılmış ve bir noktada dona kalmıştı ve galiba son aldığım nefesim ciğerime hapsolmuştu.Gözlerim artık açılamayacak kadar yorgunlaştı birden ve beynimde buraya gelmeden önce Alp'in bana kurduğu o cümle yankılandı.

"Seni ellerimle öldüreceğim!!"

Ne yani yarım saat önce bana bunu söyleyen ağabeyim şimdi ölmüşmüydü,ve telefonum elimden kayıp düştü,çünkü değil telefonu kendimi ayakta tutacak gücüm birden yok olmuştu.Son gücümü kullanarak Sıla ve Ayda'ya doğru döndüm Sıla hararetli bir şekilde konuşuyor Ayda da onu dinliyordu galiba olanları anlatıyordu ki.Bacaklarım titremesini kesmeden beni ayakta tutmayı bıraktı ve gözlerim de son göz yaşını da azad ederken açık kalmayı sonlanldırdı.

Ve derin sessizlik sadece yağan yağmurun sesini duymama izin veriyordu kulaklarım dinlenmek için...Artık başka sesleri kaldıramayacağı için...

🌙️Bölüm Sonu🌙️

Mutlu Olacağım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin