Bölüm 9:Kardeşim...

82 36 46
                                    


⚡İyi Okumalar.⚡

Odaya birden Baran girdi.Kaşlarımı çatarak böyle ani girişine 'Ne oldu? ' der gibi başımı salladım.

"Ağabeyinin seni,buna eman etmesinin bir sebebi olmalı ama ne?"

Ne yani bizi mi dinlemişti...Neden ki?...Fırat kaşlarını çatarak bana baktı,bu bakışından onun da benim gibi aynı şekilde şaşırdığını anlamıştım,Baran ise sert yüz ifadesinden ödün vermiyordu...

"Sen bizi mi dinliyordun? "

Diye sordum,duvara yaslanıp pencereden dışarı izleyen Baran'a.

"Yok ya bana vahiy indi de ordan biliyorum."
"Tövbe-estağfirullah... Lan sen bizimle kafamı buluyorsun? "
"Lan?! "
"Ya tamam susun."

Dedim,bir an da oluşan gerginliği yatıştırmak için.

"Neyse ne!... Alp'in daha önce kimseden bir şey istemediğini bende biliyorum... Kim bilir ne oldu da Fırata güvenecek kadar çaresiz kaldı."
"Ne yani bana güvenemez mi?"
"Ya öyle demek istemedim...Kendi... Kardeşine bile güvenemeyen adam,kalkıp arasında 1 saatlik sohbet geçen adama mı güvenecek."

Başım yere düşmüştü...Evet ağabeyim bana güvenmezdi...Onunla hiç sohbet etmişliğimiz yoktu o yüzden ağabey-kardeş ilişkisi nedir hiç bilmezdim...Ağabeyi ile dalga geçen kuzenlerimi görünce yüzümü buruşturup şaşkınlıkla onlara bakardım...Çünkü ben ağabeyime tek laf edemezken onların şakalaşması.Garipti.

"Hey Asra!... "

Önümde sallanan elle düşüncelerimi rafa kaldırdım.Ve toparlandım.

🌙️

Yatağımda büyük pencereye dönük uzanmış yağan yağmur ile Ay'ı izliyordum.Ayda ile Sıla da onlara kendi elbiselerimden verebileceğimi,söylememe rağmen evlerinden bir kaç şey alıp ailelerine haber vermek için Baran ile biraz önce evden çıkmıştılar.
Fırat ise alt katta salonda uyuyacağını söylemişti.Yağmuru izlerken sanki beni yanına çağırıyordu içimdeki hisse en sonunda dayanamadım ve bahçeye çıktım...

Bahçenin tam ortasında oturmuş ıslak bir vaziyette Ay'ı izliyordum.Yağmur bana kendisi gibi ağlamamı,içimi dökmemi söylesede Ay kendisi gibi sakin kalmamı ve parlamamı söylüyordu sonra omzuma değen elle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Asra...Hasta olacaksın hadi içeri geçelim... Islanıyorsun."
"Bir söz vardır bilir misin Fırat?...Bazı insanlar yağmuru hisseder diğerleri ise sadece ıslanır...O yüzden bırak beni. "

Fırat uykusundan ne ara uyanmış ve ne ara benim burada olduğumu anlamış bilmiyordum.Onunla gelmeyeceğimi söylemiştim.Ama ne yazık ki inadımı bildiği için beni kucaklayıp yürümeye başlamıştı bile.

"Fırat!... İndir beni!... Tamam seninle geleceğim... Hadi indir!"
"Yağmuru hissediyormuş... Hasta olunca ne diyeceksin peki? "
"Ya tamam bırak geleceğim diyorum anlamıyor musun?"
"Zaten kollarım ağrımıştı... İn! "

Sitem ederken beni indirdi ve bileğimden çekiştirerek odama götürdü.

"Şu üstünü değiştirip aşağı in de sıcak bir şeyler içelim."

Dedi ve vereceğim yanıtı beklemeden odadan çıktı.Üstüme yeni kıyafetler geçirip alt kata indim ve mutfağı kurcalayan Fıratı izlemeye koyuldum.

"Mübarek bin tane dolap var birinde kahve yok! "
"Ehem!... Çünkü kahve dolapta değil de tezgahın üstünde."
"Hay Allahım .Sakın içinden alay edeyim deme Asra."
"Yok yok etmem... "

Fırat ile salonda oturmuş kahvelerimizi yudumluyorduk sakince.

"Asra... Sana bir şey soracağım. "
"Sor kanka ne istersen"
"Ağabeyiniz ile aranız niye böyleydi? "

Bu soru beni birazcık yaralasada.Başımı tavana kaldırdım ve derin bir nefes aldım başımı Fırata tekrardan indirirken nefesimi geri verdim.

"Aslında bende bilmiyorum Fırat... Bana neden böyleydi... Ve madem bana karşı böyleydi neden beni koruyordu?."
"Hadi ama Asra kardeşisin-"
"Hayır Fırat ben bugüne dek hiç onun kardeşi olduğumu hissetmedim...Neyse boşver bu konuları."
"Merak etme Asra sen benim kardeşimsin tamam mı?..."

Gözümden yaş aktığını yüzümü yakıp geçen sıcaklıktan anlarken göz yaşlarım'ın ardı gelmesin diye gözlerimi elimin tersiyle sildim Fırat kolunu açarak.

"Hadi buraya gel benim biricik kardeşim"

Onun kolunun altına girdim ve ona benim yanımda olduğu için teşekkür ettim.Aslında onun kardeşi yoktu hep bir kız kardeşi olsun isterdi.Ve biz öz olmasak'ta ağabey-kardeş olmuştuk.

Kendimi tam huzura teslim edecekken birden kapı yüksek sesle vurulmaya başladı ikimizde ayağa sıçrarken Fırat beni arkasına aldı kaşlarını çatarak...

Yağmuru hissederken yağmur damlaları kulağına fısıldadı;
Senin yerine ağlamamı isteme benden... Hadi içini dök...Ama hayır! Asra işte tam da o zaman s*ktir etti gözyaşlarını gözlerinden.Ve bu işi sonsuza kadar olmak üzere bulutlara teslim etti.

🌙️Bölüm Sonu.🌙️

Mutlu Olacağım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin