3

224 31 10
                                    


"Taehyung! Dondurma yiyemeyecek kadar küçük olduğunu söylemiştim." Taehyung kapıdan başını uzatıp mutfağı kontrol etti. Jeongguk'u kucağında bebekle görünce rahatlayarak içeri girdi. Ne de olsa kucağında bebek varken kendisine vuramazdı. Yani güvendeydi. En azından şimdilik. "Ama nereden anladın ki yediğimizi? Tüm kaseleri yıkamıştım." Yüzünde muzip bir ifade, ses tonunda hafif bir alay vardı. Jeongguk'u delirtmek için bilerek yapıyordu.

"Dondurma kutusu boş ve ve Sobin'in dudakları yapış yapış. Ayrıca çikolata ve vanilya kokuyor."

"Sana dişlerini fırçalamanı söylemiştim Sobin!" Jeongguk'un kucağındaki bebeğe parmağını sallayarak sahte bir sinirle bağırdığında Sobin gülerek ellerini çırptı ve Taehyung'un parmağını yakalayıp ağzına götürmüş ve ısırmaya çalışmıştı. Bu sevimlilik karşısında ikisi de gülmeden edemedi. Taehyung beş aylık bebeği kucağına aldı ve boştaki eliyle Jeongguk'un elini tutup salona doğru çekiştirdi. Beraber gri renkli küçük kanepeye oturdular. Taehyung ortada kucağında Sobin'le oturuyor, Jeongguk da yanlarında başını Taehyung'un omzuna yaslamış, tatlı tatlı gülen bebeği izliyordu. "Ya karnı ağrırsa?"

"Sanmıyorum Gguk. Baksana gayet mutlu görünüyor. Ayrıca vanilyalı dondurmayı da çok sevdi." Jeongguk işaret parmağıyla Sobin'in tombul yanaklarını sevdi. İki parmağıyla burnunu hafifçe kıstırdığında Sobin kıkırdamış ve iki sevgilinin de gözlerinin parlamasına sebep olmuştu. İkisi de çocukları çok seviyordu. Ne zaman Sobin gibi tatlı bir çocuk görseler ikisi birden kendi çocuklarını kucaklarına aldıkları hayaller kuruyorlardı.

"Taehyung?"

"Sevgilim?"

"Bizim çocuğumuz olduğunda ona dondurma yedirme olur mu? Karnı ağrıyabilir. Sonra ağlar. Ben dayanamam ağlamasına, hep gülmeli." Taehyung Jeongguk'un saçlarına uzun bir öpücük kondurup kokusunu içine çekti. Aldığı en güzel nefesti Jeongguk'un saçlarında veya boynunda aldıkları. "Ben de hep güldürürüm onu, hiç ağlatmam. Ama söz ver, sen de güleceksin?"

"Hep gülerim, söz. Çok mutluyum ki ben. Nasıl mutsuz olayım yanımda sen varken? Hepimiz mutlu olup güleceğiz her zaman. Hiç üzülmeyeceğiz Taehyung. Olmaz mı?" Bilerek çocuksu bir neşe ve ses tonuyla konuşuyordu çünkü Taehyung'un bunu çok sevdiğini uzun zaman önce fark etmişti. 

"Olur bebeğim. Ben sizi hep mutlu ederim. İzin vermem üzülmenize. Sen okuduğun kitap yüzünden duygulanıp gözlerin dolduğunda bile içim parçalanıyor benim. Seni mutlu etmek için neyim var, neyim yoksa veririm. Tereddüt bile etmem. Yeter ki bir kez gülümse bana." Jeongguk sevgilisinin isteğini yerine getirmiş, dolu gözleriyle kocaman gülümsemişti. Taehyung da eğilip gamzelerinden öpmüştü onu. Bu sırada tamamen unuttukları Sobin'se ilgiyi kendine çekmek için ikisinin saçlarını kavrayıp sertçe çekmişti. Genç adamlar acıyla inlemiş ama gülmeye devam etmişlerdi.

Taehyung Jeongguk'u salondaki geniş kanepeye yatırmış ve üstünü el örgüsü mor bir battaniyeyle örtmüştü -bu battaniyelerden evde altı-yedi tane vardı ve hepsini Jeoonggukun annesi örmüştü. Onu rahatlatması için adaçayı demlemiş ve içine bir iki dilim limon ve nane yaprağı atmıştı. Güzel kokulu çayı Jeongguk'un önündeki küçük sehpaya yanında küçük bir tabakta ahududu, çilek ve siyah üzümle birlikte bıraktı. Jeongguk orman meyvelerini ve bitki çaylarını çok severdi çünkü. Tabaktan bir tane çilek alıp sevgilisinin dudaklarına uzattı. Jeongguk hemen hediyesini kabul etmiş ve çileğin yarısını ısırmıştı çünkü kalan yarısını Taehyung'un yiyceğini biliyordu.

Tam Taehyung Jeongguk'un yanına oturacakken kapı zili çaldı. Taehyung da Jeongguk da kimseyi beklemedikleri için şaşırmışlardı. Taehyung kapıyı açmaya giderken Jeongguk da oturduğu yerde dikleşerek başını kapının olduğu yöne uzatmıştı ancak duvar yüzünden tam göremiyordu. Seslerini duymaya çalışsa da sadece fısıltılar geliyordu kulaklarına. Eve doluşan heyecanlı adım sesleri iyice meraklanmasına sebep olmuştu. Birkaç saniye içinde salona doluşup aceleyle öğretmenlerinin önünde eğilen dört genç ise beklemediği bir şeydi. Genç öğrenciler en sevdikleri öğretmenleri beş gün okula gelmeyince -ki Jeongguk normalde hiç devamsızlık yapmazdı- endişelenmiş ve eski mezunlardan birinden Jeongguk'un ev adresini almışlardı. Jeongguk öğrencilerini ne kadar sevse de onlara ev adresini vermemek konusunda ısrarcıydı çünkü. Hem de iki yıldır yalvarmalarına rağmen.

förflunta och framtidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin