nine

4.1K 439 1.3K
                                    

"İstemiyorum anne, çek şunu gözümün önünden."

Louis huysuzca mırıldanıp gözlerinin önünde duran kaşığı eliyle hafifçe iteledi. Bu sabah uyandığından beri kendisini biraz hâlsiz hissediyordu ve annesi yaptığı çorbayı içmesi için ısrar edip duruyordu.

"Aman içmezsen içme!"

Jay kâseyle birlikte ayağa kalkıp salondan çıktı. Lottie gezintiye çıkmış, babası da her zamanki gibi sürü toplantısına gitmişti. Louis ve annesi de eve kapanmışlardı. Annesi mutfakta bir şeylerle oyalanırken, Louis de televizyon kanallarında gezinip duruyordu.

Saçma bir yemek kanalında durdu, ardından gözlerini kapattı. Ne kadar süre sonra bilmiyordu, sarsılarak yerinden sıçramasına neden olan telefon sesi kulaklarına dolduğunda bıkkınlıkla ofladı.

Gözlerini ovalayıp sehpanın üzerinde duran telefonunu eline aldı, Gemma'nın aradığını görünce kaşlarının havaya kalkmasına engel olamadan çağrıyı yanıtladı. "Gemma?"

"Ah, Lou! Nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun?"

Louis hafifçe ağrıyan başını umursamamaya çalışarak "İyiyim, sen nasılsın?" diye mırıldandı. İyi falan hissetmiyordu. Tüm gece uyuyamamıştı, Gemma aramamış olsaydı şimdi uykuya dalmış olabilirdi ve başı deli gibi ağrıyordu. Hatta yalnızca başı değil, vücudunun hee tarafı ağrıyordu. Fakat bunların hepsini içinde tuttu.

"Ben de iyiyim teşekkürler. Im, şey, iyi olduğuna eminsin değil mi?"

Louis kaşlarını çalıp hafifçe yerinden doğruldu. "İyiyim Gemma, yalnızca biraz hâlsizim."

"Halsizmiş."

Gemma'nın fısıltısını duyduğunda kaşlarını daha fazla çattı. Telefondan hışırtılar geliyordu ve Louis'nin neler döndüğüyle ilgili hiçbir fikri yoktu.

"Gemma? Ne oluyor orada?"

"Ah, Harry defol! He? Şey, hiçbir şey ehehe."

Harry mi?

"Hiçbir şey olmadığına emin misin?"

"Evet evet, eminim. Kendine iyi bak, geçmiş olsun. Hoşçakal!"

"Teşekkürler, hoşçakal."

Telefon kendiliğinden kapandığında Louis afallamış bir şekilde duvarları izlemeye başladı. Az önce neler olmuştu öyle?

"Merhaba, aramana çok sevindim! Nasılsın Anne?"

Annesinin mutfaktaki sesini rahatlıkla duyduğunda televizyonun sesini hepten kısıp dikkatlice onu dinlemeye başladı. Neler olduğunu öğrenmezse meraktan çatlayacaktı.

"Ben de iyiyim, teşekkürler."

"Louis mi? Hasta gibi biraz, yorgun. Son zamanlarda zayıf düştü vücudu sanırım."

"Olur tatlım, söylerim selamını."

"Buluşmak mı? Louis'yi böyle bırakabileceğimi sanmıyorum."

"Diyorsun? Olabilir, tamam o zaman sizinkiler gelince çıkarım ben de."

"Tamam canım, görüşürüz."

Louis kaşları çatık bir şekilde duyduklarına bir anlam yüklemeye çalışırken salonun kapısı aniden açıldı ve annesi içeri daldı.

"Sürpriz! Harry ve Gemma sana bakmak için buraya geliyorlar!"

Gemma ve Harry mi?

Oh hayır, bu olmamalıydı.

**

sunflowers & kisses | l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin