thirteen

4K 419 966
                                    

Louis elindeki su dolu bardağı hayatı ona bağlıymış gibi sımsıkı tutarken Harry'nin salonundaki koltuğa oturmuş, beyaz ağırlıklı halının saçma desenlerini izliyordu.

Yani, buranın Harry'nin evi olduğunu tahmin ediyordu çünkü en son gittiği Styles'ların evi burası değildi. Demek ki Harry'nin ayrı bir evi vardı veya Alvin'le birlikte burada yaşıyorlardı.

"Daha iyi misin?"

Harry'nin sorusuna başını aşağı yukarı sallayarak cevap vermekle yetinip bardağı sehpanın üzerine bıraktı ve başını tekrar aşağı eğip üzerindeki sweatshirtün kollarıyla oynamaya başladı. Evet, yine Harry'nin bir sweatshirtünü ödünç almak zorunda kalmıştı. Sweatshirt o kadar boldu ki Louis'ye elbise gibi olmuştu. Fakat Louis yine de altına da bol bir eşofman istemeyi ihmal etmemişti.

"Louis, neden o hâlde olduğunu sorabilir miyim?"

Harry'nin sorusuna 'Senin yüzünden. ' diyerek cevap vermek istese de ağzından çıkan kelimelerin oluşturduğu cümle "Önemli bir şey değildi." olmuştu.

Yani, teknik olarak Miguel'le olan kavgası onu patlama noktasına getirmişti fakat kafasını karıştıran asıl kişi Harry'ydi.

Louis, Harry'den hoşlanmıyordu, hayır. Bir kere onu tanımıyordu bile. Yalnızca rüyaları yüzünden ona çekiliyormuş gibi hissediyordu. Hem Miguel'den hoşlanırken hem rüyasında Harry'yi görmek tüm düzenini alt üst etmişti ve her ne kadar kabul etmek istemese de duygusal bir omegaydı. Kafa karışıklığının kendisini belli etme şeklinin göz yaşları olması onu şaşırtmamıştı.

"Aç mısın?"

Harry'nin yumuşak sesi düşüncelerinden sıyrılmasını sağlarken başını kaldırıp yeşillere odaklandı. Sanki rüyasındaki o yeşilin mükemmel tonunun gerçekte bu olduğundan emin olmak istermiş gibi uzun uzun baktı.

"Omega?"

Boğuk ses onu girdiği transtan çıkarırken sweatshirtün kollarıyla oynama işine geri döndü ve başını aşağı eğdi. "Hayır."

Alfanın yerinden kalktığını hissedince dahi başını kaldırmadı. Daha sonra alfa ayaklarının dibinde diz çöktü, elini de onun çenesine attı. Farketmese de kalp atışları istemsizce hızlanırken alfanın hafif baskısıyla başını kaldırıp kusursuz yüzü incelemeye başladı.

"Yalan söylediğinde anlayabiliyorum Louis. Mesela küçük kalbin," Harry büyük elini onun kalbinin üzerine bıraktı. "Daha hızlı atmaya başlıyor. Göz kapakların," Ardından yeşil gözlerini mavilere dikti. "Titremeye başlıyorlar. Ve," Durdu. Saniyeler sonra da göz temasını bozup omeganın boynuna yöneldi. Burnu mühür noktasıyla temas ettiğinde omeganın içinin titrediğini bir şekilde hissetti. "Nefeslerin sıklaşıyor."

Ardından bir hışımla ayağa kalktı. Mutfağa doğru ilerlerken onun kendine gelmesini beklemedi bile. Anlaşılan omeganın kendisinden nasıl etkilendiğinin farkında değildi.

Louis başını iki yana sallayarak ayağa kalktı ve Harry'nin peşinden gitmeye başladı. Bu yakınlaşmalar ona hiç iyi gelmiyordu, hiç.

"Ne yemek istersin, güzel omega?"

İki kelime dizlerini titretip ayakta durmasını zorlaştırırken hızlıca ilk bulduğu sandalyeye oturdu. "Fark etmez."

"O zaman lazanya yapıyorum?"

Louis her ne kadar bir kurt olsa da en sevdiği yemek et değil, lazanyaydı. Bunu duyan herkes acayip karşılardı ama Harry'nin ona bu teklifle gelmesi onu gerçekten şaşırtmıştı. "Olur."

sunflowers & kisses | l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin