twenty four

4.5K 323 708
                                    

"Loueh!"

Dış kapının gürütüyle çarpmasının hemen ardından Harry'nin gür sesi evde yankılandı ve Louis az önce yapmayı bitirdiği lazanyayı pişmesi için fırına atıp ellerini üzerindeki önlüğe sile sile kapıya yöneldi. Bu olayda ilginç olan şey ise lazanya yaparken önlük takması değil, lazanyayı koyduğu fırını çalıştırmamış olmasıydı. Ama eşinin sesini bu kadar negatif bir tonda duymak bunu maalesef ki fark etmemesine neden olmuştu. 

Üzerinde resmen sıfır leke olan önlüğüne baka baka yürürken "Efendim alf-?" diyecek oldu ki, kafasını kaldırıp alfasına bakınca karşısında duran adamı bir an için tanıyamadı. "Uh-oh."

Harry omuzlarını düşürmüş, dudaklarını öne büzmüş şekilde eşine bakıyordu. Louis ise... Yani, Louis biraz şaşkındı. Sonuçta iki yıldır alfasının saçını hiç kestirmemiş olduğunu bildiğinden, onu tam şu anda saçları kısa bir şekilde görmek, gerçekten de dudaklarının hafifçe aralanmasına neden olmuştu.

"Greg denen şerefsizi öldüreceğim."

Alfa dişlerini sıkarak konuştuğunda Louis öne doğru minik minik adımlar atarak tereddütle alfasının omzuna dokundu. 

"Harry, bence biraz sakinleşmelisin. İçeri gel, oturalım ve sakince konuşalım. Hm?"

Alfanın omzunda duran elini koluna sürterek bileğine indirdiğinde ve büyük eli bol bir şekilde tuttuğunda alfa hemen onun elini sımsıkı sardı. Bu, omegayı gülümsetirken oldukça mutsuz görünen alfayı tuttuğu eli sayesinde salona sürüklemeye başladı.

Harry tekli koltuğa bacaklarını aralayarak oturduğunda Louis de hiç beklemeden o araya yerleşti ve kollarını alfasının ensesine sarıp kısa saç dipleriyle oynamaya başladı. Parmakları arasında uzun ve kıvırcık tutamları hissedememiş olmak biraz ilgincine gitse de buna hemen alışacağından emin olup alfasına odaklanmaya çalıştı.

"Anlat bakalım."

Harry saçlarında dolanan parmaklarla her zamanki gibi biraz mayışırken gözlerini omegasının gözlerine kilitleyerek anlatmaya başladı.

"Yantchev sürüsünün alfası olan Greg kısa bir süre önce bir omegayla mühürlenmişti. Sürekli seviştiklerini ve eşinin hamile kalmasının an meselesi olduğunu söylüyordu."

"Bir dakika, bir dakika. Nasıl ya? O iş o kadar çabuk mu oluyor?"

Louis'nin sorusu Harry'yi afallatırken alt dudağını öne doğru büzüp tek kaşını yukarı kaldırdı. "Bilmem, birkaç kereden sonra oluyordur herhalde. Neden ki?"

"Ben..." diyebildi Louis dudaklarını dişlerken. "Sanırım hamile kalmak için hâlâ biraz fazla korkağım." 

Cümlesinin sonuna doğru sesi kısılırken başını birazcık aşağı eğdi. Fakat Harry onun çenesini kavrayıp başını hemen geri kaldırmasını sağlamıştı. 

"Bak, Lou. Korktuğunu biliyorum ama sana yemin ederim, istemediğin sürece seni hiçbir şeye zorlamam."

Harry'nin söyledikleri Louis'nin içinin ısınmasına neden olurken yüzünde ufak bir tebessüm de oluşturdu. Çok geçmeden alfanın dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu ve "Devam et." diye mırıldandı.

Harry'nin aklına yine uzun buklelerini nasıl kaybettiği gelince de yüzü düştü.

"Greg sürekli eşinin dört çocuğa hamile kalacağını söylüyordu, ben de bunun mümkün olmadığını söyleyip duruyordum. Sonra, şey..." Louis'ye masum bakışlar atmaya başladığında omega onu kızdıracak bir şeylerin gelmekte olduğunu fark etti ve tek kaşını kaldırarak "Evet?" diye sordu ciddi bir ses tonuyla.

sunflowers & kisses | l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin