twenty six

5K 322 1.4K
                                    

Louis annesine sımsıkı sarıldıktan sonra sıra kız kardeşine gelmişti. Lottie onu görünce o kadar çok sevinmişti ki yaklaşık iki dakika boyunca abisini kolları arasından ayırmamıştı.

Jay mutfaktan elinde bir bardak su ile döndüğünde onların hâlâ kapının önünde sarılıyor olduklarını görüp kaşlarını çatarak aralarına girdi. "Lottie, kardeşini yorma. Al oğlum."

Elinde tuttuğu bardağı Louis'ye uzatınca omega tek kaşını kaldırarak bardağı eline aldı. Onun şaşırdığını anlayan Jay "Yorulmuşsundur diye su getireyim dedim." diye mırıldandı. Bu dedikleri üzerine Louis hâlâ ikna olmamış göründüğünden bir elini oğlunun omzuna attı ve onu salona doğru sürüklemeye başladı.

"Hadi içeri geçelim de bize neler yaptığını anlat. Eşini bulunca anneni ve kardeşini unuttun."

Louis gülümseyerek sudan bir yudum aldıktan sonra bardağı masaya bıraktı ve Lottie'yle yan yana oturup onun koluna girmesine izin verdi.

"Evet, Lou! Gerçekten bizi unuttuğunu sanmıştım!"

Lottie de annesi gibi şikayet etmeye başlayınca Louis ellerini iki yana kaldırdı ve suçsuz gibi görünmeye çalıştı.

"Ben sizleri çok özledim, ama evde Harry... Yani bilirsiniz, o Harry işte. Onunlayken zaman çok hızlı geçiyor, günler nasıl bitiyor anlayamıyorum. Özellikle de mühürlendiğimizden beri... O kadar huzurluyum ki. Dediğin kadar varmış anne, Harry'yle düğümümüz oluştuğu andan beri kendimi ilk kez bir yere bu kadar ait hissettim. Ama sizleri de çok özledim, gerçekten. Harry'nin bugün işleri çok yoğun, ben de bu fırsatla sizin yanınıza geldim işte."

Louis bakışlarını Lottie ve annesi arasında gezdirirken annesinin gözlerini kısmış bir şekilde göğsüne veya karnına bakıyor olduğunu fark etti ve istemeden kaşlarını çatıverdi.

"Nereye bakıyorsun anne? Üzerimde bir şey mi var yoksa?"

Jay oğlunun sesiyle kendine gelip başını iki yana salladı ve gülümseyerek yerinden kalkıp oğlunun yanına oturdu.

"Üzerindeki kazağı tanıyamadım, yeni mi diye bakıyordum."

Louis gülümseyerek annesinin dediğini anlamışcasına nazikçe "Ah." dedi. "Bu Harry'nin kazağı. Kokusu çok fazla üstüne sinmiş, yanımda yokken onun kıyafetlerini giymeyi seviyorum."

Yanaklarının kızardığını hissedince başını utançla aşağı eğdi, yüzündeki ufak tebessümü ikisinin de görmemesini umuyordu fakat her şey için çok geçti. Lottie tabii ki abisinin bu tatlı hâlini görmüştü. Onun içindeki omeganın kendisini böylesine belli ettiğine belki de ilk kez şahit oluyordu.

Onun yanaklarını sıkıp başını iki yana sallamaya başladığında Louis kaşlarını çatıp kafasını geri çekmeye çalıştı. Kız kardeşinin eline düşünce kurtulmak hiç kolay olmuyordu.

Lottie'yle uğraştığı sırada annesinin ellerinin beli ve karnını sarmaladığını hissedince kaşlarını çatıp ona doğru döndü. Annesinin yaptığı şey Lottie'nin de dikkatini çekerken genç beta abisinin yanaklarıyla oynamayı bırakıp dikkatini annesine verdi.

"Bir bakayım sana, güzel yemek yiyor musun? O alfa bozuntusu iyi bakıyor mu sana?"

Elleri Louis'nin göbeğinde gezinmeye başlayınca omega gülerek annesinin ellerini geri ittirdi ve başını aşağı yukarı salladı. "Tabii ki iyi bakıyor anne, merak etme. Ben gayet iyiyim."

Onun gülen yüzünün aksine annesinin gözlerinin dolduğunu fark ettiğinde annesine sımsıkı sarıldı, arkasında oturan Lottie'nin anlamsız bakışlarla ikisini izlediğinin oldukça farkındaydı.

sunflowers & kisses | l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin