Yiğit:
" Kızlar tanıştırayım kuzenim Yiğit" hepsi aynı anda " merhaba" dediler ve tanışmaya başladılar. Yiğite dönüp " ne zaman yurt dışından geldin ?, neden bana haber vermedin?" tam ağzını açmış cevap verecekken " bir dakika! sen neden burada garsonluk yapıyorsun?" " amcama sordum da bu gün mezun oluyormuşsun, sana sürpriz yapmak istedim" deyip yanaklarımı sıktı. " garson olarak mı?" üzerini gösterip " sence garsonlarla aynı kıyafeti mi giyinmişim?" şöyle bir baktıktan sonra gerçekten garsonlar gibi giyinmediğini gördüm. Yerime oturup Yiğiti de yanıma oturttum.
2 saat sonra
Balo bitmişti eve gelmiştim ve topuklular yüzünden ayağım aşırı derecede ağrıyordu. Üvey annemin sorularını cevaplamadan odama çıktım ve kapıyı kilitledim. Hızlıca duşa girip yatağıma uzandım. Telefonumu alıp gelen bildirimlere bakarken Yiğitten mesaj geldi. " Almila iki dakika dışarı gel de konuşalım." üzerime hırkamı geçirip koşturarak bahçeye indim. Havuzun yanındaki banklardan birine oturmuş sıkıntılı bir şekildr oturuyordu. Kendimi uzun bir konuşmaya hazırlayıp yanına oturdum. Derin bir nefes aldı ve konuya girdi." Almila seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" kafamı olumlu anlamda sallayıp devam etmesini bekledim. " annen benimle görüşmeni istemiyor." dalga geçer gibi güldüm ve " o benim annem değil Yiğit, sende biliyorsun ki babam annemle boşanıp başka kadınların peşine düştü. Daha altı yaşındaydım. Sözde üvey annem, beni on yaşıma kadar evde istemedi ve sizinle kaldım. Beni eve aldıklarında da üvey abim bana istediğini yaptırıyordu eğer yapmazsam da beni dövüyordu. Bunları sen de çok iyi biliyorsun. Elimi havaya kaldırıp tehtid kar bir şekilde " bir daha sakın o kadını annem olarak gösterme !" havada olan elimi avcunun içine alıp " özür dilerim... Ben tekrar yurt dışına dönücem. Seni onlarla yalnız bırakacağım için de özür dilerim."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yüzüme soğuk suyun temas etmesiyle yattığım yerden sıçradım. Karşımda kocaman gülümsemesiyle bana bakan Alini üzerimden itmek için hamle yapacağım sırada elim kıpırdamadı. Elime döndüğümde bağlanmış olduğunu gördüm. Sinirimi saklamaya çalışarak - pekte beceremeyerek - Alinr dönüp " eğer buradan kurtulursam seni öldürürüm!" dedim. Yüzüne gıcık bir gülümseme kondurup " ahh Almilacım sana bunu yapmayı hiç istemezdim ama bilirsin, yaptığın bütün kötülükler döner dolaşır geri sana gelir." yapacağı şeyi az çok tahmin ettiğim için gözlerimi sıkıca kapadım. Tahmin ettiğim gibi de dudaklarımdan limon suyu tadı gelince iyice çırpınmaya başadım. - limona tikim var - Benim çırpınışlarımdan yere düşen Alin'e bakıp haykırarak güldüm " cezanı buldun tatlımm" deyip tek gözümü kırptım. Kapının orada bir çığlığın gelmesiylr hepimiz oraya döndük bu arada Çağla'nın bizi videoya çektiğini gördüm. Gaye panikle " a-aşşağıda... Mutfakta yemek hazırlarken bi-bişey geçti" hepimiz şok içinde Gayeye bakarlen Alin, Çağla ve Gaye koşarak aşşağı indi arkalarından "kızlar beni bırakmayı... Ben çok korkarım, lütfen biriniz beni almaya gelsin" diye bağırdım ama tık yoktu. Anlaşılan bu işi kendim halledecektim. Eskiden deniz (üvey annem) beni görmek istemediği zaman odamdaki sandalyeye bağlıyordu o zamandan beri ipleri çözmekte ustalaşmıştım. Birkaç uğraştan sonra sonra ellerimdeki iplerden kurtuldum. Kaptığım sopayla aşşağı indim. Titreyen sesimle " k-kızlar... Neredesiniz?" dedim. Mutfağa girdim ve gördüklerim karşısında afalladım. Elimdeki sopa yere düşerken gözlerim çoktan dolmaya başlamıştı. Hepsi bir ağızdan " süprizzzz!" derken ben öylece yüzlerine bakmakla yetindim. Sonunda kendime "siz manyaksınız! beni ne kadar korkuttunuz haberiniz var mı?!?" diye cırladım. Gaye kolunu omzuma atıp " eee ne yapalım doğum günü kızı senin de doğum günün 1 Nisan olmasaydı" dedi. Gülümseyip hepsine tek tek sarıldım. Sıra hediyeşere gelince sıraya geçip hediyeleri vermeye başladılar. Yiğitin uzattığı hediye paketini alıp teşekkür ettikten sonra açtım ve karşımda yeni çıkan telefon kutusu vardı hızlıca onuda açtığımda karşıma nokia 3310 çıktı. - bu çocuk benimle dalga mı geçiyordu?? - zoraki gülümseyip Gaye'nin uzattığı paketi açmaya başladım. Tamamen açtığımda Gaye'nin tek olduğu bir fotoğraf vardı. "buna beni özleyince bakabilirsin" diyerek yanağımk sıktı ve kenara geçti. Sıra Çağlaya gelince bana kalpli bir kutu verdi. İçimden, sonunda düzgün bir hediye diyerek kutuyu açtım. Açtığımda içi sadece çikolata çöpleriyle dolu olan bir kutu görünce afalladım. " ya kanka pardon yolda çok acıkmıştım." dedi. " Çağlacığım... Sen burada kalıyorsun!" dedim. " aaa doğru ya" dedi. Sıra Alin'e gelince elime oldukça ağır bir kutu verdi. Kutuyu qçmamla yere düşmesi bir olfu. İçinde bir sürü limon olan bir kutuydu. Şakaya vurarak " siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?" dedim. " tamam çocuklar güldük eğlendik şimdi asıl hediyeye geçelim diyen yengeme ve amcama ( Yiğitin annesi ve babası) bakakaldım. Koşarak ikisine birden sarıldım ve" sizi çok özledim " dedim. Yengem konuşmaya başladı" Almilacığım annen gitmeden önce mirasını sana bıraktı. Ancak sen çok küçük olduğun için bizden sana göz kulak olmamızı istedi. Bizde şöyle demişti ' Almila liseyi bitirdiği zaman ona resmi olarak mirasımı bırakıyorum. O parayla denizden uzakta güzel bir yaşam sürsün' dedi. Sana bu kartı bıraktı. Annenin senin için bıraktığı kolyenin içinde bu lartın şifresi var ve bütün mirası da burada " diyerek bana kartı uzattı." ayrıca Antalya da sizin için bir villa tutmuş. " kartı alıp kızlara döndüm ve " bu gece hazır olun. Antalya ya taşınacağız. " diyerek onlardan onay bekledim. Hepsi onay verdikten sonra hazırlanmak için eve gittim.
Arkadaşlar kişiler hakkında sormak istediğiniz bişey varsa cevaplayacağım
Karekterlerin oluşmasında bana ilham olan arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Alin = ırmak
Çağla = beyza
Gaye = sıla
Almila = zehra
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse
RandomBu dört arkadaşın hikayesi. Almila, Alin, Çağla ve Gaye Antalya ya taşınmaya karar verirler ve bu kararları onlar için aşkı beraberinde getirir.