1.4

6.1K 544 234
                                        

Jimin Jeon'u beklerken, eteğini düzeltti ve kalçalarının bir kısmının gözükmesine neden oldu. Jeon'u etkilemeyi seviyordu. Fazla yakışıklı ve tatlı bir adamdı. Fileli çorabını çekiştirdi. Biraz daha bacaklarına yapışmasına sebep oldu.

Şeftali tadındaki lip balmını dudaklarına yedirdi. Yüksek tabanlı spor ayakkabılarına bakıp gülümsedi. İyiki almıştı onları. Duyduğu korna sesi ile kafasını yerden kaldırdı. Siyah arabasının camını indiren Jeon'u görünce kalbi hızlandı.

Islak saçları ve kol kaslarını gösteren siyah tişörtü ile nefes kesici gözüküyordu. Üzerinde tek tük çiçek olan gömleğini çekiştirdi ve arabaya doğru ilerledi. Jeon'un yanına oturduğunda, yanağına ıslak bir öpücük almıştı. "Hoş geldin şeftali." Alt dudağını ısırdı ve içine kaçan sesi ile mırıldandı. "Hoş buldum ayakkabıcı."

Jungkook onun bu tabirine seksi ve boğazdan gelen bir kahkaha ile karşılık verdi. Jimin uzunca yüzünü izlerken kendinden adeta geçiyordu. Kavruk teni iştah açıcı gözüküyordu. Sertçe yutkundu ve bu düşüncelerden vazgeçti. "Nereye gidiyoruz?" Jungkook torpidoya uzandı ve iki bilet uzattı.

"Beyonce konserine." Jimin biletleri eline aldı ve yerinde tepinerek çığlık attı. "Ben bu kadına aşığım! Ben bilet bulamamıştım. Günlerce Taehyung ve Seokjin'in kafasını ütülemiştim." Jungkook gergince yutkundu ve kafasını cama doğru çevirdi. "Şansa ben iki tane almıştım. Olurda gidemezsem Tae ile Jin'e verecektim."

Jimin gülümsedi. Bu konser biletleri nerdeyse bir ay önce tükenmişti. O zamanlar Jeon'un adını dahi duymamıştı. Harika bir tesadüf diye düşündü. "Ee bunun bir ödülü yok mu şeftali?" Jimin kızaran pembe yanakları ile Jungkook'un yüzüne baktı. "Nasıl bir ödül?"

Jungkook Jimin'in sesinde ki tatlı tona, sırıttı. "Nasıl istersen güzelim." Jimin derin bir nefes aldı. Ona güzelim mi demişti? Yavaşça yaklaştı ve Jungkook'un yanağına öpücük bırakacağı sıra da, Jeon'un ince ve ıslak dudakları tarafından yakalandı. Şaşkın olsa bile, beline sarılan kemikli ellerle gerçek hayata dönmüştü.

Jungkook boş sokakta arabayı kenara çekti. Ağzındaki dolgun dudakları sertçe emerken, Jimin'i kucağına çekti. Alt dudağını sertçe emerken Jimin'in inlemesi üzerine ellerini eteğinin altından geçirdi. "Söz dinlemeyen insanlara ne yapılır biliyor musun Jimin-ah!?"

Kalın ve arzu kokan sesi Jimin'i terletmişti. Minik elleri Jungkook'un boynunda, kalçası ise penisinin tam üstündeydi. Mızmızlanarak kalçasını sürttü ve Jeon'un dudaklarına daha fazla yaklaştı. "Ihm bilmiyorum Bay Jeon neler yapılır?" Jungkook büyük ellerini fileli çorabının bel kısmına getirdi. Ardından diz kapağına kadar yavaşça indirdi.

Sıcak ve dolgun kalçalara ellerini yasladı ve Jimin'i titretecek şekilde sıktı. Hazla inleyen Jimin'in açılan ağzına dilini soktu ve sıcak diline doladı. Kalçalarını tüm gücü ile sıkıyor ve ayırabildiği kadar ayırıyordu. "Şimdi..." İkisi de nefes nefese ayrıldı aç ağızlarından.

"Gitmemiz gereken bir konser var bebeğim." Jimin son kez Jungkook'un penisine sürtündü ve ıslak dudaklarına öpücük bıraktı. Yol boyunca birbirini yiyecek gibi bakan ikili, konser boyunca delice eğlenmişti. Arada sırada Jungkook'a sürtünen Jimin'e karşı koymak zor olsada, sorunsuz bir konser geçirmişlerdi.

Yan koltuğunda uyuya kalan Jimin'e baktı ve huzurla gülümsedi. Çok yorgun olduğuna emindi. Konser boyunca bağırarak şarkı söylemiş ve dans etmişti. Jungkook onu kendi evine getirmişti. Uyandırmak istemediği için Jimin'i evine götürmemişti. Bu gece onda kalsa sorun olmayacaktı. Kucağına aldığı gibi kendi yatağına çıkardı.

Yatağına yatırdığı Jimin'in yüzüne uzunca baktı. Pürüzsüz teni ve dolgun dudakları ile bir meleği andırıyordu. Jungkook burnunu onun yanağına sürttü ve şeftali kokusunu soludu. Ardından yumuşak saçlarını okşadı. "Çok pişmanım bebeğim." Dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı.

"Bu kadar geç kaldığım için çok pişmanım."

Passionis ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin