2.9

3.5K 329 218
                                        

1 yıl sonra...

Jungkook yavaşça yataktan kalktı ve mis gibi olan kokuyu takip etti. Mutfağa gireceği vakit gördüğü manzara ile gülümsedi. Jimin kendi gömleklerinden birini giymiş ve kıvrak bir şekilde dans ediyordu. Gözleri eşinin dolgun kalçasına kaydığında yutkundu. Dudaklarını ıslattı ve yavaşça yaklaştı.

Jimin salatalık doğrarken beline sarılan kollarla gülümsedi ve eşinin boynuna sokulup mırıldandı. "Günaydın sevgilim, Hyun Bin uyandı mı?" Jungkook Jimin'in boynuna öpücük bıraktı. "Hayır, hala mışıl mışıl uyuyor." Evlendikten birkaç ay sonra evlatlık almak için başvurmuşlar ve sonucunda çok güzel bir erkek çocuk evlat edinmişlerdi.

Hyun Bin'in anne ve babası o doğar doğmaz ölmüşlerdi ve yıllarca yetimhanede kalmıştı. Şimdi ise iki erkek ile beraber çok mutlu ve huzurluydu. Jungkook, Jimin nereye giderse peşinden gidiyor ve sürekli öpücük çalıyordu. "Hadi sevgilim oğlumuzu al ve gel." Jungkook kafasını sallamış ve oğullarının odasına girmişti.

Hyun Bin uyanmış ve yatağında oyuncakları ile oynuyordu. "Bebeğim," Hyun Bin babasının sesini duyar duymaz kolları açmış ve minik dudaklarını büze büze konuşmuştu. "Baba!" Jungkook gülümsemiş ve minik bedeni kolları arasına almıştı. Üzerinde Taehyung'un ona aldığı tavşan desenli pijama vardı. Çünkü babası gibi, Hyung Bin'in dişleri de tavşan gibiydi.

Jungkook oğlunun boynuna sokulmuş ve bebeksi tenine bir sürü öpücük bırakmıştı. Ardından mutfağa geçtiklerinde Jimin çoktan oturmuş ve hepsinin tabağını hazırlamıştı. "Günaydın benim miniğim." Hyun Bin babasına kollarını açmış ve kocaman sarılmıştı. "Günaydın babacığım." Jimin gülümsemiş ve dolgun dudaklarını tombul yanaklara bastırmıştı.

Hepsi yemek yerken, Jimin bacağında hissettiği ellerle Jungkook'a dönmüş ve sessizce fısıldamıştı. "Sevgilim rahat dur." Jungkook ince dudaklarını ıslatmış ve Jimin'in boynuna sürtmüştü. Ardından ellerini gömleğin içinden geçirdi ve dolgun kalçalarını sıktı. Kulağına yaklaştı ve fısıldadı. "O dolgun kalçalarını parçalamak istiyorum bebeğim."

Jimin yutkunmuş ve kaşlarını çatmıştı. "Kookie dün gece fazlasıyla beraber olduk." Jungkook arsızca sırıttı ve oğluna göz gezdirdi. Elindeki ekmeği yemeğe dalmıştı. Dilini aldı ve sevgilisinin çene hattında gezdirdi. "Jimin dün gece bana yetmedi sanırım. Deliğinin aldığı şekil hala aklımdan çıkmıyor." Jimin yutkundu ve kızaran yanakları ile önüne döndü.

"Jungkook böyle konuşma. Hyun Bin duyabilir ve bunlar onun için henüz çok fazla erken." Jungkook omuz silkti ve kulağına yaklaştı. "Çok sessizim ve o yemeğe dalmış. Asla bizi duymaz, duysa bile anlamaz." Jimin kalçalarını sıkan ve okşayan kemikli eller ile dudaklarını yaladı. Ardından kalça arasına kayan parmakla alt dudağını ısırdı. Jungkook daha fazla dayanamayacaktı ve parmağını deliğine yerleştirdi.

İçinde olduğu sıcaklık enfesti, ama bunu burda yapamayacağı için elini ordan çıkardı ve ayaklandı. Jimin boşlukla afallarken, ellerini yıkayan sevgilisine gözlerini dikti. Sürekli onu zor duruma sokmasından nefret ediyordu. "Baba gezmeye gidelim mi?" Jimin o halinden sıyrıldı ve oğluna döndü. "Gidelim bebeğim, hadi kahvaltını bitir bakalım."

Jungkook gülerek tekrar sofraya oturdu ve Jimin'in kulağına fısıldadı. "Akşamı, lütfen farklı şekilde tekrarlayalım." Jimin anlamazca baktı eşinin yüzüne. "Nasıl yani?" Jungkook elini ince bele sardı ve saçlarına birkaç öpücük kondurup, kulağına fısıldadı. "Şu sana aldığım kostümü giyerek." Jimin arsızca gülümsedi ve ıslak bir öpücük bıraktı eşinin dudaklarına.

"Ben de onu ne zaman giyeceğim diye bekliyordum." Jungkook ve Jimin son kez bir birine baktı ve gülümsedi. Güzel ve sorunsuz bir kahvaltı etmişlerdi. Üçü güzelce hazırlanmış ve güneşli, güzel bir havada dışarı gezmeye çıkmışlardı. Jeon ailesi gayet mutlu ve huzurlu bir evlilik geçiriyordu. Oğulları ve arkadaşları ile çok mutluydular.

Passionis ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin