1 ay sonra.
Jimin yatakta uzanırken fileli çorabını çekiştirdi. Eteğini biraz daha kaldırdı ve Jungkook'un lavabodan çıkmasını bekledi. Ondan etkileniyor ve deli gibi hoşlanıyordu. Onu gördüğünde kalbi çok fazla hızlı atıyordu. Uzun zamandır konuşuyorlardı. Jungkook ile beraberlerdi. Ama Jungkook teklifi çok güzel bir şekilde yapmak istediği için, ona biraz beklemesini söylemişti.
Yatakta yüzüstü yattığından dolayı içerden çıkan Jungkook'u görememişti. Sırtına çöken ağırlıkla gülümsedi. Boynuna bırakılan ufak öpücük ile kıkırdadı. "Film buldun mu?" Jimin beline sarılan kaslı kollara sürtündü. "Evet buldum." Jungkook beline kollarını daha çok sardı ve aniden kucağına aldı. "Aşağıda izleyelim." Jimin burnunu boynuna sürttü ve mırıldandı. "Olur."
İkisi de koltuğa geçtiğinde Jimin kalktı ve filmi açmak için Televizyonun önünde durdu. Raflardan filmi ararken, biraz köşede kaldığını görünce eğildi ve kalçasını kırmak zorunda kaldı. Jungkook zaten Jimin'i izlerken, eteğinin sıyrılması ile yutkundu. "Jimin biraz acele eder misin?" Bir tık uzandı ve Jeon'un yanına geldi. "Tamam açtım işte."
Jungkook izlemeye başladıkları filmi görmesi ile arsızca sırıttı. Jimin'in kulağına ıslak dudaklarını sürttü ve fısıldadı. "Demek Grinin Elli Tonu hm?" Jimin alt dudağını ısırdı ve Jungkook'a olabildiğince yaklaştı. Sonuçta sevgilisiydi ve ona yanaşması gayet doğaldı. İkisi de fazlaca arzu doluydular. Jungkook ilk sevişmelerini yapacağı itiraftan sonra hayal etsede, şimdiki an için duramazdı.
Ellerini fileli çorabına geçirdi. Televizyondan yükselen inleme sesleri ikisini de zora sokuyordu. Jimin vücudunu basan sıcaklıkla boynunu geriye attı ve derin bir nefes aldı. Fileli çorabı ve eteğinin altında gezen damarlı eller aklını başından almıştı. İkisi de kendini dizginlerken Jeon artık dayanamıyordu. Yıllarca bu anı beklemişti ve artık vaktinin geldiğini biliyordu.
Adam, kadını diz çöktürdüğünde Jungkook Jimin'in çenesini kavradı ve dudaklarına büyük bir açlıkla atıldı. Dolgun dudakları ağzının içine aldı ve sertçe emmeye başladı. Jimin ise artık dayanamıyordu. Resmen altında
delicesine inlemek için vakit kolluyordu. Televizyondan yükselen sesler ve şarkının uyumu ikisini de bitirmişti.Jungkook Jimin'i omzundan koltuğa bastırdı ve tekrar eğildi üzerine. Delicesine öpüyor ve resmen dudaklarını koparacak kadar sert emiyordu. Jimin sevgilisinin dilini, küçük dilinin üstünde hisseder etmez derince inledi. "Ahh!" Boğuk inleme ile daha da deliren Jungkook, artık dayanmak istemiyordu.
Islakça ayrıldı dudaklarından. "Benim ol, hemen şimdi. Sonsuzdek benim ol." Jimin de artık dayanamıyordu. Ellerini ensesine attı ve dilini Jungkook'un boynunda gezdirdi. Önce ıslakça öptü ardından sıcak nefesini üfledi. Titreyen Jungkook ile gülümsedi ve fısıldadı.
"Artık içimin sıcaklığına ve sıkılığına bakabilirsin."
Jungkook bu laftan sonra hızlıca, önce kendini çıplak bıraktı ardından sevgilisini soydu. Önüne sürülen beyaz ve pürüzsüz tenle tısladı. "Sikeyim, çok ateşlisin. Seni fena halde becereceğim." Jimin gülümsedi ve alt dudağını ısırdı. Jungkook önce ıslak dilini, kalkmış göğüs
uçlarına değdirdi. Emerken gözlerini asla sevgilisinden çekmiyordu.Jimin deli gibi inliyor, gözleri arkaya düşmüş ve kafası ileri geri sallanıyordu zevkten. Jungkook karın kaslarına çarpan penise bakıp çarpıkça güldü. "Sabırsız," Jimin ise
ellerini kafasına sardı ve diğer göğüs ucunu yemesine izin verdi. Jungkook ikisini de emip ısırıyor ve altındaki çocuğun zevkten ağlamasına sebep oluyordu.Ardından karnını öptü ve kasıklarında durdu. Dilini kasıklarında çeviriyor, yalıyor ve ısırarak Jimin'in penisinin daha çok şişmesine sebep oluyordu. Jimin ise gözlerinden akan yaşla kendini sevgilisinin kaslarına sürtüp, tatmin etmeye çalışıyordu. Ama asla bir işe
yaramıyordu. "Jeon yalvarırım, dayanamıyorum!"
