0.4 - Kısacık, Tatlı Anlar

2.7K 111 57
                                    

İyi Okumalar.

"Şirkete gitmek istediğine emin misin hayatım?" Derken Kaya, bakışlarını saniyelik bir şekilde kadına çevirmiş, sonrasında dikkatini yeniden yola vermişti. "Doktorun dediklerini duydun."

Kadının test sonuçlarını da inceledikten sonra Selçuk, kadınla uzun uzun konuşmuş ve açık bir şekilde dikkat etmezse ne gibi sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacağından bahsetmişti. Dolayısıyla kadın normalden daha fazla kendini, özellikle de bebeğini düşünmek zorundaydı. Ender saçlarını elleriyle düzeltirken hafifçe başını salladı, adamı onaylarcasına. Tüm bunların kendisi de farkındaydı zaten. Lakin zaten bildiği bu durum başkaları tarafından da üstelenince boğulacakmış gibi hissediyordu, haklı olarak.

"Eminim. Çok boşladım şirketi, işler de birikti. Ayrıca... hiçbir şey yapmasam bile kendimi şöyle bir göstermem gerekiyor." Derken gözleri de hafifçe kısılmış, bir süreliğine kendini dinlenmeye adamış fikirleri kadının zihninde dört dönmeye başlamıştı. "Hem bu Şahika da sabah erkenden çıkmış, gitmiş. Kesssin bir şeyler karıştırıyor. Ender demişti dersin bak. Onu da kontrol etmem gerekiyor."

Kaya sessiz kalır, bakışlarını kendinden emin bir şekilde ardına yaslanan kadından çekerken gözlerini devirdi. En azından şimdilik kadına karışmamaya karar verdi. Sonrasında bir şekilde bu duruma da bir çözüm bulabileceğini düşünüyordu. Yani en azından buna inandırmaya çalışıyordu kendini.

Arabayı durduran Kaya, hafifçe kadına döndü. "Bir müvekkilimle görüşmem var. İşim bitince alırım seni, beraber geçeriz eve."

Ender gülümseyerek başını olumsuz anlamda salladı. "A hiç gerek yok. Caner gelecek zaten yanıma. O bırakır beni. Ona da vereyim diyorum artık şu müjdeli haberi."

Kadının keyifli sesiyle Kaya da gülümserken uzanıp yanağına derin bir öpücük kondurdu. "Tamam, öyle yapalım madem."

Arabadan inmek için hazırlanan kadınla beraber aklına gelenlerle yeniden kadına doğru döndü Kaya, kadının yüzüne koca bir gülüşün yerleşmesini sağlarken. "İlaçlarını da alıp geçerim ben o zaman eve."

"Okay."

Ender arabadan iner, gözlüğünü gözlerine geçirirken hatta kendine has rüzgarıyla şirkete girerken adam kadının ardından bakmayı bırakmadı. Sonrasında telefonuna gelen mesajla hiç istemese de, aracını yeniden çalıştırmıştı.

○●

"Merhaba!" Deyip ayaklanmak için hazırlanan adama karşılık elleriyle işaret etti kadın. "Hiç rahatını bozma, otur otur." Sonrasında adamın önündeki kahve kupasına özlem dolu bir bakış atmış ve yerine yerleşmişti.

"Kahve mi içiyorsun? Ben de bir Türk kahvesi alayım o zaman."

Kaya tebessüm ederek başını salladıktan sonra kadın için de sipariş verip kahvesinden büyük bir yudum aldı. "Nasılsın Yıldız?"

Yıldız kahvesini getiren garsona teşekkür ederken adama dönüp kuşku dolu bir ifade yerleştirdi suratına. "Niye çağırdın beni?"

Kaya sessiz bir gülüşle karşılık verirken kadına, önündeki kahve kupasını kenarı itti ve ellerini masa üzerinde kavuşturdu. "Konuşmak için?"

Yıldız'ın kaşları bu sefer gerçek bir şaşkınlıkla havalanırken etrafına kısa bir bakış atıp masa üzerinden hafifçe adama doğru eğildi. "Ne konuşacağız?"

Kaya bu sefer sıkıntılı bir nefes verirken işaret parmağıyla alnını kaşıdı. Sanki aklındakileri nasıl dile getireceğini bilemiyormuş gibi bir hali vardı. Ki dile getirse bile karşısındaki kadına kendini doğru ifade edememe endişesi duyuyordu içten içe. Yaptğı mesleği göz önünde bulundurduğunda ise bu düşünceler adama yeterince saçma ve komik geliyordu. Bundan daha zor durumların üstesinden gelmişti neticede. Biraz fazla abarttığını düşündü birden. Sonunda derin bir nefes verirken oturduğu yerde doğruldu, hafifçe boğazını temizledi.

RedamancyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin