-"Seve seve."-

313 38 22
                                    

    

JİMİN'DEN

Yumuşak. Yumuşak zeminde gözlerimi aralamadan uykuyla boğuşuyordum. Ne güzel bir uyku çekmiştim. Mutluydum. Sonra birden aklıma babamın gelmesiyle yüzümü buruşturdum. Daha kötüsü ise aklıma gelen diğer şeydi. Dün Jungkook ile arkadaş olmuş ve saatlerce gülüp sohbet etmiştik. Kötü olan yanı bu değildi. Ben... Yatağıma geri döndüğümü hatırlamıyordum. Bir diğer ihtimal beraber uyumuş olmamızdı... Utançla gözümü aralarken başımı koyduğum yerin yastık değil de Jungkook'un omzu ile boynu arasındaki yer olduğunu farkettim. Park Jimin... Daha yeni yeni sana alışan bir arkadaşının yüzüne bir daha bakamayacaktın. Siktir... Kan yanaklarıma sıçrarken en azından hala uyuyor yatağıma geçebilirim diye düşündüm. Gece o uyuduktan sonra yatağıma geçtiğimi söyleyebilirdim. Bir hamle yapmadan önce baktım yeni arkadaşıma... Dudağının altındaki beni çok güzel duruyordu. Ben onun yüzüne bakarken ağzını açmasıyla gözlerim yuvalarından çıkacaktı.

''Jiminsshi... Uyumuyorum. Yüzümü bu kadar çok mu beğendin?'' Dedi ve güldü.

SİKTİR. NE? Pekala Jimin cevap ver. Önce nefes al... Sonra cevap ver.

''Aisshh! Kook cidden... Sana bakmıyordum ben. Sadece düşünüyordum şeyi-''

''Neyi?'' Deyip yüzüme alayla baktı. Devam etti;

''Takılıyorum sana Chim, sakin ol.'' dedi ve güldü yine.

Ben de ona gülümseyip elime telefonumu aldım. Bizimkiler ile olan gruba girdiğimde Jungkook'un attığı fotoğrafı görmemle yine kızardım. Kook yanımdan kalkıp odadaki aynaya gidip saçlarını düzeltmeye başladı. Bana bakmayarak;

''Fotoğrafı mı gördün yoksa?'' dedi.

''Iıım şey evet.''

''Nasıl beğendin mi bari? İlk fotoğrafımız.'' Diye cevapladı ve kapıya yöneldi.

Kapıyı açıp;

''Geliyor musun? Kahvaltıya...'' Dedi.

Kalkıp yanına gittim. İlk benim geçmemi işaret ettiğinde koştura koştura çıktım odadan ve aşağı indim. Aşağı indiğimde yine mutfakta birtakım savaşlar veriliyordu.

''Herkese günaaaydın!!'' Dedim gülerek.

Yoongi de benim gülümsememe karşılık vererek;

''İyi uyudun galiba.'' Dedi.

Haydaa Yoongi ya. Cidden... Utanıyorum diyorum niye uyumak falan... Ben cevap vermeyince Tae arkamı işaret ederek;

''Kook olmasaydı görürdüm ben seni. Oysa o kadar da korkunç şeyler izletmiştim.'' Dedi ve üzülmüş gibi yaptı.

Herkes gülerken Jungkook;

''Size de günaydın.'' Demek ile yetindi.

Kahvaltı öyle ya da böyle hazırlandıktan sonra sonunda masaya oturabilmiştik. Tae ağzına yemekleri tıkarken;

''Annemler gelmeden çıkalım. Ha bir de bugün Kook, Hoseok ve benim dersimiz yok. Boş olan var mı?'' Dedi ama ağzındakilerle pek anlaşılmamıştı.

Biraz düşünüp;

''Yoongi ile benim de dersimiz yok. Hep beraber dans falan mı etsek?'' Diye fikir sundum.

Tae elini uzattı ve;

''Çak beşlik bee! Bingo!'' Dedi.

Elimi ona doğru uzattım. Havada ellerimizi vururken gülüşüyorduk. Ellerimizi ayıran Namjoon hyung olmuştu. Namjoon hyung sabah uyandığında asabi olduğundan;

ENTRİKA // JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin