Chapter-20

544 33 63
                                    

Tzuyu
"Umm... sanırım sesim gelmiyor."
"Y-yok hayır ben sadece... şaşırdım."
Kendini topla ve doğru düzgün konuş. Kaç gündür şu konuşmayı yapıyor olmak için perişansın.
"Beni hiç aramayacağını düşünmüştüm. Aslında rehberinde numaramın hâlâ duruyor olması bile benim için şaşırtıcı oldu."
"Saçmalama." dedi ve hafifçe kıkırdadı. Bu tını eskiden yüreğimi titretirler şimdi aynı frekansta bu işi yapamıyor oluşu beni ister istemez şaşırtmıştı.
"Hem silmiş olsaydım bile... bende kalıcı olan şeyleri çabuk unutmam mümkün değil."
Bu... bu güzeldi. Tepe taklak düşmen lazım tam şu anda.
"Ah... öyle mi?"
He... ele. Angut ya!
İç sesim ve dışıma yansıtabildiklerimin çatışması ortasında kalmıştım Sana şu anda toparlamaya çalışmasa sanırım önce telefonu sonra kendimi camdan atabilirdim.
"O zaman yarın okuldan sonra..?"
"Hı hı. Evet. Harika!"
Bu sefer geçenkine göre az da olsa beni daha çok etkileyen bir ses daha çıkardı.
"Seni çok özledim. Yarını bekliyor olacağım."
"B-ben de."
"İyi geceler sevgilim."
"Şey... sana da."
Bir süre sessizlik oldu. Tam şu anda bir şey daha söylemeliydim ama kafam söyleyemeyeceğim kadar bulanıktı bu yüzden telefonu kapatana kadar bekledim ve ardından derin bir nefes aldım.
"Tanrım... daha ne kadar sıçabilirim ki?"
Bir süre boşluğa baktıktan sonra hemen önümde olması gereken kızın artık orada olmadığını fark ettim ve ayağa kalktım. Ayağa kalkmamla sokak kapısının yavaşça açılma sesini duymuştum. Ses çıkarıp çıkarmıyor oluşumu umursamadan koşarak kapıya ilerledim ve tam kapanmak üzereyken tuttum. Ani tepkimle tek eliyle çantasının sapını tek eliyle kapı kolunu kavramış olan kız bana döndü.
Bir süre iki taraf da hiçbir şey söylemedi. Bana konuşması gereken taraf benmişim gibi bakıyordu.
Bu ne cüret?
Ben de onun bana gönderdiği bakışların aynısını ona göndermeye başladım ama tek kelime etmemeye devam ediyordu. En sonunda kapı kolunu bıraktım ve bir adım geri çekildim.
"Gidiyorsun?"
"Göründüğü üzere?"
"Tek kelime etmeden bu karara varmanın nedenini sorabilir miyim?"
"Bilmem cidden merak ediyor musun? Beni burada istemiyordun en son hatırladığım kadarıyla."
Ağzımı bir şeyler söylemek için açtım ama çok geçmeden düşüncelerimi geri yutup ağzımı kapattım. Bu hareketime alaycı bir şekilde gülümsedi ve kapıyı kendine doğru çekti.
"İyi geceler Tzuyu."
Mina
Aynadan kendime bakıp son kontrollerimi tamamlarken arkamdaki kızı fark ettim. Normalde her ona baktığımda kendisini bana bakıyor bulduğum kız şu anda çok mutsuz bir şekilde gözlerini parkelere dikmişti. Nedenini az çok tahmin edebiliyordum.
Yavaşça aynanın önünden ona doğru ilerledim ve kollarımı boynuna dolayıp dikkatini bana vermesini sağladım. Bu hareketimle kafasını yavaşça yukarı kaldırdı ve göz göze geldiğimizde gülümsedi.
"Hazır mısın?"
Kafamı olumlu anlamda salladım ve dudaklarımızı birleştirmek üzere ona yaklaştım. Gülümsedi ve dudağıma küçük bir öpücük kondurup boynuna dolanmış kollarımın arasından eğilerek -aslında çok da eğilmeyerek- çıktı. Bu hareketine bozulsam da bir şey söylemedim ve kapıya doğru ilerleyen kızın peşine takıldım.
"Tzuyu?"
"Geldim."
Tzuyu odasından çıkıp yanımıza gelirken bu gün her zamankinden bir parça daha güzel göründüğünü düşündüm.
"Farklı görünüyorsun biraz."
"Evet... makyaj yaptım."
Chaeyoung kıkırdadı ve hafif sesini alçaltarak konuştu.
"Bunu beklediğimiz kıza mı borçluyuz?"
"Kimseyi beklemiyoruz. Momo dün akşam gitti." dedi yüzünde gram mimik yokken ve kapıya yöneldi.
"Hadi çıkalım."
***
Artık sıkmaya başladı.
Chaeyoung'un sabah kalktığından beri bana soğuk yapıyor olmasına karşın şu an Tzuyu'yle adeta bir serotonin kaynağı misali konuşuyor olması canımı sıkıyordu. Benim de serotonine ihtiyacım vardı ve daha ne kadar Chaeyoung'a söylenen iç sesimi baskılayabileceğimi bilmiyordum.
"Hadi ama Tzuyu... ölüp bittiğin kız seni affetmiş işte daha mutlu görünmelisin."
"Emin ol en az senin kadar mutlu görünüyorum Chaeyoung."
Son söylediği şeyle kafamı Tzuyu'ye çevirdiğimde söylediği şeyi söylememesi gerektiğini fark etmiş olacak ki yüzüne korku dolu bir ifade yerleşmişti. Bir an için bu ifadenin sebebinin gözlerimden çıktığını az çok hissedebildiğim alevler olup olmadığını merak ettim.
"B-ben öyle demek isteme-"
"Savunmaya geçmene gerek yok." dedim ve Chaeyoung'a kısa bir bakış atıp tekrar Tzuyu'ye döndüm.
"İyi dersler kızlar." diye mırıldandım ve bahçe kapısından girmekte olduğumuz için onları rahat bir şekilde bırakarak binaya yöneldim.
Gözlerim dolmuştu ve o yaşların akmasını engellemek için baya efor sarf ediyordum şu an.
"Mina?"
Gelen sesle olduğum yerde durdum. Aslında uzaktan gelse devam edecektim ancak bunu dibimdeyken söylemişti ve duymazlıktan gelemezdim. Hızla gözlerimi kırpıştırıp kafamı kaldırdım ve sesin sahibine baktım.
"Günaydın."
"Uh... günaydın. Sen iyi misin?"
"Hı hı... biraz yorgunum sadece o kadar."
"Ah... pekala."
Bir adım daha yaklaştı ve elini omzuma koydu.
"Bak geçen sefer benden ayrılmak istediğini söylediğinde doğru düzgün tepki veremediğimi biliyorum. Yani... senden nefret falan ettiğimi düşünmüş olabilirsin ama öyle bir şey yok."
Yutkundu ve zoraki bir şekilde gülümsedi. Bu gülümseme konuşmanın da zoraki olduğunun bir kanıtı gibiydi.
"Biz sevgili olmadan önce de arkadaştık. Arkadaş olmaya devam edebiliriz. Yani... aramızda saçma bir kopukluk olmasını istemediğimden bahsetmeye çalışıyorum."
"Ah... tabii. Zaten böyle bir niyetim yoktu. İstediğin zaman her konuda benimle konuşmaya devam edebilirsin."
"Her konuda mı?"
Kıkırdadım ve başımı olumlu anlamda salladım.
"Her konuda..."
***
Kafamın patlamasına az kaldığını hissediyordum. Düşüncelerim beni öldürecek gibiydi. Birisine de anlatamıyorum. Tabii aslında o kişiden erkek olarak bahsedip anlatabileceğim birilerini bulabilirdim ancak anlatmak istediğim tek bir biri vardı. Ve o biri benimle konuşmadan onunla konuşasım da yoktu.
Eyy Chaeyoung! Gel artık amk.
"Mina?"
Gelen sese şaşırmış bir şekilde kafamı bir süredir dayandığım sıramdan kaldırdım.
"Ah... sen gelmişsin?"
Telepati güçlerimi daha sık kullanmalıyım.
"Evet... geldim." dedi ve gülümsedi. Ancak bu tebessüm uzun sürememişti. Arkasını hızlı bir şekilde kolaçan edip elimi tuttu.
"Konuşalım mı?"
Aslında şu anda trip atmayı her şeyden çok istiyordum ancak beni saçma salak çekiştirmeyip önceden soracak kadar ince olması bunu engelliyordu.
"Tabii." diye mırıldandım ve elimin üzerindeki elini kavrayıp ayağa kalktım. Bana hafifçe gülümsedi ve koridora çıktığımızda tuvalete yöneldi. İçeriye girdiğimizde zilin çalmasıyla hızla bana döndü.
"Dersiniz boş."
"Ne?"
"Hoca yok."
"Evet... ve seninki?"
"Önemli değil. Seninle konuşmak istedim."
"Ciddi misin? Mesela teneffüsler falan var bu işler için."
"Mina korkuyorum ve biraz da..."
"Suçlu hissediyorsun?"
Kafasını çekingende salladı. Bu sevimli bir görüntü olmasına rağmen sinirlenmeme sebep olmuştu.
"Kime karşı Chae? Dahyun'a mı? Ben senin için sevgilimden ayrıldım! Ve emin ol senin kadar büyütmüyorum olayı."
Kullandığım ifadeyle beraber bana döndü.
"Büyüttüğümü mü düşünüyorsun?"
"Yalnızca düşünmüyorum böyle yaptığını görebiliyorum."
Bir süre aynı sinirli ifade ile yüzüme baktıktan sonra yüz kaslarını gevşetti.
"Belki de... haklısındır. Onunla sadece düzgün bir şekilde konuşup duygularımı dile getirmeliyim."
Kendimi tam devam edeceğinden emin olduğum bir tartışmaya hazırlamışken verdiği cevapla öylece kalmıştım. Başka birisi olsa tartışmanın devam edeceğinden kesinlikle emindim ama bu Chaeyoung'du. Hayatta kendisi dışında herkesi düşünen insan...
"Chaeyoung?"
"Hm?"
Hâlâ yüzünde düşünceli bir ifade varken bana döndüğünde yavaşça kulağına yaklaştım.
"Tam şu an seni öpersem bana kızar mısın?"
"Şey... burada mı? Birileri gelirse başın belaya-" ama devam etmesini engellemiştim. Onun da karşı çıktığı söylenemezdi. Beni kabinlerden birisine doğru çekiyordu. İçine girdiğimizde onu kapattığı kapıya yasladım ve kollarımı boynuna sarıp kulağına yaklaştım
"Seni seviyorum."
"B-ben de... Her zaman sevdim." ancak cümlesi tam duyulmamıştı. Çünkü ona kapının çarpılma sesi eşlik etmişti.

Herkese selamlar!
Bu hikayeye bölüm isteniyordu bir aralar hâlâ o bölümü isteyenler yaşıyor mu bilemiyorum ama...
Her neyse bir seneyi geçmeden attım bu yüzden mutlu ve umutluyum kendimden ehe Umarım siz de bu kortizolü yüksek ve anksiyete dolu zamanlarda bu bildirimle mutlu olmuşsunuzdur :)
Yorum yapın o kadar bölüm attım
Seviliyonuz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Impossible Love-2 | MichaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin