Chapter-17

560 33 20
                                    

Chaeyoung
Bir süredir Mina'nın odasından çıkmasını bekliyordum. Nayeon dün gelmişti ve Tzuyu hastanede olduğu için şükürler olsun ki problem yaşanmamıştı ama etrafta olmadığına bakılırsa çoktan çıkmış olmalıydı.
En sonunda biraz daha beklersem geç kalacağımı anlayıp Mina ve Nayeon'un kaldığı odanın kapısını tıkladım.
"Unnie, geç kalacağız."
Bir adım geri çekildim ve kapının açılmasını bekledim. Çok geçmeden açılmıştı.
"Üzgünüm."
Nayeon yüzünün haline bakılacak olursa hazırlanmış ve tekrardan uyuyakalmıştı.
"Uh unnie... gittiğini düşünmüştüm."
"Uyuyakalmışım."
Parmaklarımın ucuna kalkıp arkasına bakmaya çalıştım.
"Mina unnie gitmiş mi?"
Sorduğum şeyle arkasına döndü ve odada göz gezdirdi.
"Odada yok gibi görünüyor."
"Uh..."
Dudaklarımı büzdüm ve kafamı olumlu anlamda salladım.
Neden böyle yaptı ki şimdi?
"Belki okula erken gitmesi gerekmiştir. Hadi biz çıkalım." dedi yorgun bir gülümsemeyle. Ben ise onaylayıp peşine takılmaktan başka bir şey yapamamıştım.
Düşüncelerimi Mina'dan uzaklaştırıp bir süredir hiç konuşmadan yürüdüğümüzü fark edince Nayeon'a baktım. Çok yorgun görünüyordu. Gözleri açıktı ama beyninin uyuduğundan emindim. Gecenin 4'ünde birden bire gelmişti. Çok normaldi.
"Unnie?"
Cevap gelmedi. Boğazımı temizledim ve derin bir nefes aldım.
"UNNİE?"
Sesim beklediğimden yüksek çıkmıştı ve bu Nayeon'un sıçramasına sebep olmuştu.
"Efendim?" dedi tekrardan o boş ifadeye dönerken.
"Dün bir şey mi oldu?"
"Yoo."
O kadar hızlı cevap vermişti ki verdiği cevaptan bile bir şeyler olduğu anlaşılıyordu.
"Emin misin?"
"Hı hı..."
"Bence bir şeyler olmuş unnie."
"Chae?"
"Hm?"
O anda durduğunu fark edince ben de durdum.
"Ben sana daha demin ne dedim?"
"Yoo."
"DAHA NE KURCALIYON O ZAMAN?"
Derin bir nefes aldı ve hafifçe gülümsedi.
"Sonra görüşürüz." dedi ve hızlı adımlarla yanımdan geçip gitti. Ben ise arkasından bakakalmıştım. Tam neden bu kadar sinirlendiğini anlamlandırmaya çalışırken anlık gelen rüzgarla saçları savrulmuş ve ensesini kapatan saçları uçuşmuştu. O anda bir şey gördüm. Ten renginden farklı renkte bir şey. Morluk..? Hayır kırmızıya çalıyordu...
Bir dakika...
Ne..?
***
"Günaydın!"
Arkamdan gelen sesle hafifçe gülümsedim ve arkama döndüm.
"Günaydın Dahyun."
Gülümsedi ve gelip bana sarıldı.
"Dahyun daha dün görüştük. Sence de buna cidden gerek var mı?"
"Hı hı... Seni özledim."
Bunu yapmasını içten içe istemiyordum ama o kadar tatlıydı ki ona kızamıyordum.
"Ben de seni." diye mırıldandım tamamen yalan olduğunu bildiğim halde. Geri çekildi ve önümde birleştirdiğim ellerimle oynamaya başladı.
"Bu gün... Mina unnieyle gelmediniz sanırım değil mi?"
"Uh... hı hı... O erken çıkmış. Sanırım okulda işi falan vardı. Biz de Nayeon unnieyle geldik."
Kafasını anladığını belirten bir şekilde yukarı aşağı salladı. Kafasını hafifçe kaldırdı ve arkamda bir yere bakmaya başladı.
"Neden erken çıktığı belli oluyor."
"Ne?"
Ben de kafamı çevirdim ve baktığı yere baktım. Gözümle bir süre etrafı taradıktan sonra en sonunda onu görebilmiştim. Bambam kolunu Mina'nın omzuna atmıştı ve gülerek bir şeyler anlatıyordu. Mina da hafif bir gülümsemeyle onu dinliyordu. Kalbimin tekrardan parçalandığını hissettim. O kadar şeyden sonra yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyorduk ve ben artık yorulmaya başlamıştım.
Kafamı Dahyun'un olduğu tarafa çevirdim. Yüzünden memnun bir ifadeyle Bambam ve Mina'ya bakıyordu. Bu ifadeyi sorgulamamıştım. Mina beni öptüğünü açık açık ona söyledikten sonra başka birisiyle birlikte mutlu oluşu onu Dahyun için bir tehdit olmaktan çıkarıyordu sonuçta.
"Dahyun?"
Gözlerini bana çevirdi.
"Hm?"
"Sınıflarımıza gidelim şimdi ders başlayacak."
Kafasını olumlu anlamda salladı ve elimi tutup beni okul girişine doğru sürüklemeye başladı. Kapının girişine geldiğimde Mina'yla göz göze gelmiştik. Bir süre sanki bir şeyler söylemek istiyormuş gibi bana baktı. Ardından düşüncelerini yutup tekrardan Bambam'a döndü. Benim de Dahyun'un peşinden gitmekten başka çarem kalmamıştı.
***
Bir süredir çaprazımızdaki masada oturan ve fazlasıyla eğleniyorlarmış gibi görünen Mina ve Bambam'ı izliyordum. Bu bana acı veriyordu ama izlemeye devam ediyordum.
"Chaeyoung!"
Dahyun'un sesiyle irkildim. Ses tonuna bakılacak olursa bu bana ilk seslenişi değildi.
"E-efendim?"
"Üçüncü defa sesleniyorum."
Yanılmamıştım...
"Özür dilerim. Dalmışım..."
"Mina ve Bambam'a mı?"
Sorduğu sinirli soruyla ister istemez kaşlarım yukarı kalkmıştı.
"Ne?"
Dahyun gözlerini kapadı ve bir iç çekti. Ardından bir hınçla gözlerini açtı.
"Chaeyoung sen Mina'dan mı hoşlanıyorsun?"
Bunu biraz yüksek sesle söylemişti bu sebeple Mina ve Bambam dahil çevremizdeki birçok kişi bize dönmüştü.
Çevreme şöyle bir göz gezdirdikten sonra çekingen bir şekilde ona döndüm.
"Hayır Dahyun saçmalama yok öyle bir şey."
Mina'nın bakışlarını hâlâ üzerimde hissedebiliyordum bu sebeple ses tonumu onun duyabileceği kadar yükselterek söylemiştim bunu.
Dahyun bir süre duraksadı ardından o sevimli gülümsemesini sundu.
"Haklısın. Saçmaladım..."
***
"Ne?!"
Eve girmemle duyduğum Nayeon'un yüksek desibelli sesiyle Tzuyu ile kavga ettiklerinden emin bir şekilde Nayeon ve Mina'nın kaldığı odaya doğru ilerledim. Kız zaten hastaydı bir de Nayeon'un uğraşmasına izin veremezdim. Ancak odaya girdiğimde ne bir kavga ne de bir Tzuyu vardı. Nayeon ve Mina oturmuş gayet normal bir şekilde konuşuyorlardı. Ben odaya birden bire girince ikisi de bana dönmüştü.
"A-ah ben-"
"Chaeyoung da geldi bak onun da fikrini alalım bence."
"Ben kararımı verdim Nayeon başkalarının fikrine ihtiyacım yok. Bitti o iş."
"Ne? Neyden bahsediyorsunuz?"
Nayeon bir iç çekti.
"Mina Bambam'dan ayrılmış." dedi bıkkın bir şekilde.
"Ne?"
İçimde havai fişekler patlıyor, palyaçolar taklalar atıyor, filler iki ayakları üzerinde koşuyordu ancak tek verebileceğim tepki bu olmuştu.
"Ne ne?"
Sorduğu soruyla kendime geldim ve daha düzgün bir şekilde cevap vermem gerektiğini fark ettim.
"Neden ayrılmış?"
Mina bana bakmadı. İlk geldiğim an dışında da bana bakmamıştı.
"Başka birine ilgi duyuyormuş."
Çat...
İçimde yankılanan kalbimin kırılma sesiyle dipsiz bir kuyudan aşağıya düşüyormuş gibi hissettim. Anlık gözlerim dolduysa da bunu hemen gözlerimi kırpıştırarak geçirdim. Ağlama işini odamda yalnızken halletmem gerekiyordu.
"Anlıyorum."
Söylediğim şeyle Nayeon'un benim üzerimde olan bakışları garip bir ifade aldı. Bu tepkiden devamını getirmem gerektiğini anladım.
"Sen nasıl mutluysan unnie..." diyebildim hızlıca ve cevap vermelerini beklemeden odadan çıktım ve kendi odama yöneldim.
Ağlamak üzere...
***
Yanağımda hissettiğim dürtüyle elim yanağıma gitti ve yanağımı kaşıdım.
"Yapma." diye mırıldandım ve diğer tarafa döndüm ama bu sefer de aynı dürtü boynumda olmuştu. Ancak bu seferki beni ürperterek uyandırmıştı. Yastığımın ıslaklığına bakacak olursak yeni uyumuştum ve ben yeni uyumayı başarabilmişken Tzuyu beni uyandırıyordu.
Sinirle beni dürten varlığa döndüm ama orada Tzuyu yoktu. Mina vardı. Gözlerimiz buluşunca hafifçe gülümsedi.
"Bu gece yanında yatabilir miyim?"
Her ne kadar buna vermek istediğim yanıt olumsuz olsa da içimdeki Mina'ya aşık olan tarafım yine gururumu baskılamıştı.
"Hı hı... tabii." diye mırıldandım ve geri çekildim. O yatınca gözlerimi kapattım. Zor olduğunu biliyordum ama bir an önce uyumak istiyordum zaten yeterince geç kalmıştım.
Tam daldığımı hissettiğim anda dudaklarımda hissettiğim baskıyla gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Mina gözleri kapalı bir vaziyette dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Tam uyuduğu için fazla yakınlaştığını düşünmeye başladığım anda alt dudağımı dudakları arasına aldı ve ben tepki dahi veremeden bırakıp gözlerini açtı.
"Chaeyoung." dedi ve doğruldu. Arkasındaki pencereden içeriye vuran ay ışığıyla beraber sanki bir sanat eseriymiş gibi görünüyordu gözüme. Zaten öpücüğünden dolayı hızlanmış olan kalbim bu görüntüyle daha da hızlanmıştı.
Birden elini yanağıma koydu ve benim da kalkmamı sağlayıp yüzümü yüzünün önüne kadar çekti.
"Sen... sen beni iyi hissettiriyorsun. Her zaman iyi hissettirdin. Seni tanıdığımdan beri bunu yapıyorsun."
Duraksadı.
"O gün asansörde..."
Gözleri dudaklarıma kaydı.
"Kabullenmek istemediğim bir şey oldu. Ben bunun üstesinden gelmeye çalıştım. Bunu düşünmemeye çalıştım ancak bu mümkün değil."
Birden tekrar ani bir hareketle beni öptü ve yine ani bir şekilde geri çekildi.
"Ben... sana aşık oldum."

Mutlu Son













































Dermişim hxğdbsüsbsğs
Rüyanızda bile görmezsiniz siz o mutlu sonu ahahahha *kötü kadın gülüşü*
Birden bire hikaye çok iyiye gitmeye başladı o sebeple toparlamak için karakterlerden birini öldüre de bilirim yani çünkü niye yapmayayım?
Neyse yorum atmayanı dövüyoz o yüzden yorum atın güzel insancıklar
Seviliyonuz...

Impossible Love-2 | MichaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin