-7-

786 106 110
                                    

İyi okumalar. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.


İki günlük hafta sonu tatili bitmişti. Pazartesi sendromu tüm insanları etkisi altına almış, onları sıcak yatağından kalkıp işlerine veya okullarına gitmek zorunda bırakmıştı. Bir de güzel bir havaya kalkmamış olmak herkesi daha haftanın ilk gününden psikolojik olarak yormuştu. Koyu bulutlar tüm şehrin etrafını sarmıştı. Kötü bir yağmurun geleceği çok belliydi.

Annesi ve babasının erkenden fırına inip çalışması Bridgette'in kahvaltı hazırlayabilmesi için daha erken kalkmasına neden oluyordu. Ailesi fırında sabah sıcak ekmek ve kruvasan almaya gelen müşterilerle ilgilendiği için kız kardeşine ve kendine kahvaltı hazırlamak zorundaydı.

Sessizliği sevmediği için salondaki televizyonu açmıştı. Amerikan tipi mutfakları olduğu için kahvaltıyı hazırlarken televizyonu takip edebiliyordu. Sabah haberlerini hiç iç açıcı değildi. Diğer ülkelerde onlar uyurken olan siyasi ve sosyal sorunları anlatıyorlardı. Bridgette bu tarz haberleri izlerken veya dinlerken hep rahatsız oluyor, insanların asla düzelmeyecek olması içinde büyük bir ağırlığa sebep oluyordu.

Tam yanındaki kumandadan kanalı değiştirecekken meteoroloji ile ilgili bir haber sunulmaya başladı. Bugün için alarm veriliyordu. Yağmurun çok şiddetli yağacak olmasıyla ilgiliydi. Biraz izledi. İç çekip mırıldandı. "Şemsiyemi almayı unutmamalıyım."

Gözü ekranın altındaki saate kaydı. Kardeşine şimdi seslenmeye başlarsa kalkması gereken saatte anca kalkardı. "Marinette! Uyan hadi, okula geç kalacaksın." diye bağırdı Marinette'in odasına doğru. Yumurtaları koyduğu suyun altını kapatıp odasına gitti. Giyeceği şeylere karar verip hızlıca üstüne geçirdi.

Kız kardeşine tekrar seslenirken banyoya ilerledi. Saçlarını tarayıp tokalarını koyduğu kutudan kıyafetine uygun renkteki tokayı aldı. Saçını tam tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptı. Düzeltme aşamasına gelmeden tekrar kardeşine seslendi. Bu sefer kız kardeşi ses vermişti. Gülümseyip fön makinesini eline aldı. Fırça tarağıyla kahküllerini düzeltti fön makinesiyle ısı uygulayıp sabitledi. Kulağının kenarlarından saçlarını kurtarıp aynaya iyice baktı. İstediği gibi olmuştu.

Gülümseyerek kendine bakarken arkasındaki açık olan kapıdan Marinette göründü. Ayna sayesinde uykulu kardeşini görebiliyordu. Kıkırdadı.

Bridgette'e kıyasla daha koyu olan gece mavisi saçları darmadağınık olmuştu. Ayrıca yastığının izi yanağına çıkmıştı. "Gülme abla. Sabah sabah yine bağıra çağıra uyandırdın beni." dedi homurdana homurdana.

"Nasıl uyandırılmak isterdiniz majesteleri?" derken yanına gelmiş ve çeşmeyi açmış elini yüzünü yıkamaya başlamış kardeşine baktı. Hafifçe saçını çekti. "Hemen hazırlan kahvaltıya gel."

Banyodan çıkıp mutfağa gitti Bridgette. Tikki masanın üstündeki mısır gevreği kutusunun üstüne oturmuş kurabiyesini yiyordu. "Birazdan Marinette gelecek. Hızlı olsan iyi olur." deyip Tikki'nin başını parmağıyla okşadı. Yumurtaları sudan çıkartıp yumurtalıklara yerleştirdi. Masaya onları da koyduğunda her şey hazırdı.

Marinette'in sesi duyulduğunda Tikki hemen saklandı. Marinette elinde çantasıyla içeriye girdi. Hızlıca hazırlanmıştı. Çantasını kapının önüne bırakıp sandalyesine kuruldu. "Canım ablam yine harika(!) bir kahvaltı hazırlamış." dedi ironik şekilde. Bridgette omuz silkip karşısına oturdu. "Çok konuşma Mari."

Kahvaltıları sessiz ilerlerken Bridgette konuştu. "Yanına şemsiye al Marinette. Bugün yağmur çok şiddetli olacakmış."

"Şemsiyem olsaydı alırdım." Mısır gevreğini yerken söylediği şeyle ablasının kaşları çatıldı. "Ne demek olsaydı? Şemsiyen yok mu?"

q u e e n [miraculous pv] •Yenilenen Bölümler•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin