B1: Gaow | Korku

2.3K 194 443
                                    




Merhaba!

Covid-19'un hayatımıza girmesiyle birlikte şekillenen, eksik noktalarını tamamlayabildiğim yıllar öncesinden ana hatlarını belirlediğim kurgumu nihayet satırlara dökebildim. Sizler de okumaya başladığınız tarihi buraya yazabilir misiniz?

"Taatna, yoz korkaw ag yoronba."

"İnsanlar, bu dünyanın kıyametiydi."

Arya'm, güzel kızım, sen benim en güzel romanımsın....

B1

Gaow | Korku

Yeryüzü, şafağın kızıllığından kurtulup aydınlandığı sırada ılık rüzgâr, göğe kadar uzanan yaşlı ve gösterişli ağaçların toprağa değen parmaklarına dokunuyordu. Yağışlı kış ayları nihayet bitmişti. Baharın gelişiyle çiçekler, içlerinde birbirinden güzel kokular biriktirdikleri rengarenk avuçlarını açmıştı. Vogod Köyünün bu eşsiz görüntüsü, masallarda anlatılan büyülü diyarları anımsatıyordu.

İnsanoğlunun uzun yıllardır uğramadığı bu ormanda yaşayan diğer tüm Vogod'lar, her zaman olduğu gibi yeni bir Vogod'un doğuşuna şahitlik etmek için toplanmışlardı. Baaow adlı, ormanın en yaşlı ağacının yere kadar uzanan dallarının içindeydiler.  Yalnızca Alex değil, yerden göğe herkes ve her şey, bu büyülü âna tanıklık etmek istiyordu her defasında. Gözleri gümüş gibi parlayan Alex, eşi Alexandra'nın kucağındaki yenidoğanı izlerken içinde hissettiği sıcaklıkla gülümsedi. Bu mucizevi bir olaydı.

"Çok güzel bir kız, öyle değil mi Alex?" dedi Alexandra sessizliği bozarak.

Alex, kendi dillerinde evet diyerek onu onayladı. "Keaz."

"Yaxot yeca axaw rova ra?, Ona ne isim vereceksin?"

Doktor Kenneth, ona Alex adını vermeden önce günlerce düşünmüştü. Sonunda, aralarında güçlenen bağı sol tarafında hissederken, isminin bir anlamı olmasını istemişti. "İsmin var olma sebebindir. Sen insanlığın koruyucususun Alex..."

Alexandra, kucağındaki yenidoğanı avuçlarının arasında tutarken, Alex ise ona bir isim aramaya başladı. Diğer tüm Vogodlar'da yenidoğanın ismini merak ediyorlardı. Alex, bebeğin uçuk pembe tenini, belirgin yeşil damarlarını ve aydınlık büyük badem gözlerini incelemeye başladı. İşte o anda, ismini buldu. "Ona Inci ismini vereceğim," dedi Alex, "Çünkü o gerçekten inci gibi parlıyor." Bebeği, Alexandra'dan alıp diğerlerinin de görebileceği bir şekilde avuçlarının arasında göğe doğru yükseltti.

"Taown," dedi gür sesiyle. Ona inci adını verdi. "bu isim bize türümüzün muhteşemliğini ve özelliğini hatırlatacak." Diğer Vogodlar ismini beğenerek kafalarını salladılar. Alex, yenidoğana inci ismini verirken kendine özgü bir tarzda babasının hatırasını yaşatmış ve tarihini sürdürmüş oldu.

Kalabalık, "Taown," diyerek bebeğin ismini tekrarladı. Çiçek ve dallardan yaptıkları taçları yenidoğanın ebeveynlerine hediye ettiler. Yenidoğan, birkaç ay sonra diğer herkes gibi bu taçları takabilecekti. Bu taç, onun Vogod toplumunda bir üyesi olduğunu ve kabul edildiğini gösteriyordu. Taçın takılması biraz zaman alacaktı. Taç giymek, bir Vogod'un yetişkin bir üye olarak kabul edildiği an olarak kabul edilirdi.

Alexandra, gururla gülümsedi. Menekşe rengi saçları rüzgârda dalgalandığında hissettiği bu duygu, kemikli yüzünde yarattığı mimikleri daha da belirginleştirmişti. Türlerinin çoğalıyor oluşunu izlemek kabaran göğsünün altında Alex'e olan bağlılığını güçlendiriyordu. Elindeki meyveleri, yenidoğanın ailesine doğru uzattı. Onlar, birkaç gün boyunca yalnızca yenidoğanları ile ilgilenecek ve yanından ayrılmak istemeyeceklerdi. Bu yüzden Alexandra, bu sabah erkenden uyanıp onlar için yiyecek toplamıştı.

VOGOD | İnsan-Bitki MelezleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin