Elimde mektupla oğlumun yatağına oturmuş ve cesaret toplamaya çalışıyordum. Fazla mektup yazmayı seven biri olmamasına rağmen bunu yazmasının nedeni önemli bir şey olmasıydı. Bunu çok iyi biliyordum. Kendime gelmek için onu tutup yuvasından koparmaya çalışan polisi getirdim aklıma, oğlumun beni son bir kez görmek için çırpınışını... Ve o an bir elektrik hissettim içimde. Anlık düşünerek açtım zarfı ve okuyama başladım.
"Benim güçlü annem. Babam öldükten sonra tek bir gün bile keşkeli cümleler kurmadım. Durumumuzun zorluğuna, senin çırpınışlarına ve her günün sonunda hala ayakta durabilmene her zaman hayran olmuştum. Ağladığına tek bir gün bile şahit olmadım. Yüzünün gerçek olmasa bile her zaman etrafa gülümsediğinde tanık oldum. Kolay sanardım. Ama büyüdükçe ne kadar zor olduğunu anladım. İçin yanarken gülmek hiç kolay değildi.
Biliyorum, şuan bunları neden okuduğunu çok merak ediyorsun. Sana itiraf etmem gereken çok önemli iki konu var. Biri senin hakkında. Benden ne kadar saklamaya çalışsan da hastalığını ilk günden beri biliyorum anne. Gizli gizli çekmeceden alıp içtiğin ilaçları, ayakta dururken ağrıdan anlık ekşittiğin yüzünü, ellerindeki titremeleri... Kendin kabullenemediğin sürelerde ben çoktan kabullenmiştim gideceğini. Hastaneye gittiğin gün neler olduğunu öğrendim. Senin her zamanki gibi benim için söylemediğini biliyordum bana. Bu yüzden ben de belli etmedim için rahat olsun diye.
İkinci itirafım ise bugün ile ilgili. Alınacağımı biliyordum. Dün işten dönerken, bizim evin arkasındaki sokakta bir kadının yalvarışlarını duydum. Bırakmasını söylüyordu. Sesi bağırmaktan kesilmişti. Duymazlıktan gelmeye dayanamadım. Çünkü ben her zaman yardım etmeyi seven bir çocuk olmuştum ve o an kurtarmam gereken biri vardı. Göz yumamadım. Ve Evin ordaki sokaktan yönümü değiştirip arka sokağına geçtim. Adam kadının üstünde duruyordu. Yakınlaşana kadar anlamadım. Tecavüz etmeye çalıştığını... Kadınlar için en acı şeylerden biri olduğunu hep söylerdin bana. Sen geldin aklıma o an. Güç aldım seni düşünerek. Oraya doğru ilerlemeye başladım ve adamın üstüne atlayarak yana devrilmesini sağladım. Kadın kalan son ses kırıntısıyla da çığlık atıp kalkmaya çalıştı. Ama adam ne kadar çok zarar vermişse her tarafı kan içindeydi. Adam devrildiği yerden kendine gelmeye çalışırken kadının kalkmasına yardım ettim. Kadını zar zor kaldırıp ilerletirken başka ayak sesleri duymaya başladım ve kafamı çevirdiğim gibi adamın hızla bu tarafa doğru geldiğini gördüm. Kadını kurtarmak için önünde siper olurken adam beni yana itip kadını tek bir seferde bıçakladı. Bu kadar acıyı çekmek zorunda olmasını sağlayan neydi diye düşünmeden edemedim. Tecavüzü ve ardından da ölümü kimse haketmezdi. Adam son hızıyla kaçmaya başladı. Suratını görmeyi yeni yeni akıl edip yeşine takıldım ama malesef gözden kaçırdım. Taktığı şapkası ve sokağın karanlığı sadece kıyafetlerini net bir şekilde görmemi sağlamıştı. Yakalayamayacağımı anladığım zaman kadının yanına geri döndüm ve nabzına baktım. Atmıyordu... O sırada yakınlarda bir siren sesi duymaya başladım. Yakınlarda yaşayan insanlar sesleri duyup ihbar etmişlerdi büyük ihtimal. Polisler geldiği zaman bunu yapan adamın gittiği tarafı söyledim ve soruşturmaya alındım. Tanık olduğum her şeyi söyledim ve zar zor saldılar. Fakat gözetim altında olacağımı ve en ufak hatamda Alınacağımı söylediler. Kabul ettim. Eve gelirken daha net bir şekilde düşünmeye başladım ve adamın eldivenleri yüzünden parmak izinin belli olmayacağını, fakat benim kadının nabzına baktığım ve kalkmasına yardım ettiğim için onun yerine benim parmak izimin çıkacağını fark ettim.
Bunu polislere götürüp kanıt olarak sunmak istediğini biliyorum. Fakat polisler suçlu görünen kişinin mektubunu asla kanıt olarak kabul etmezler. Bunu sadece yalan olarak görürler. Polislerin istediği kanıt her zaman ya kamera görüntüsü ya da bir ses kaydıdır. Fakat mahallenin yoksulluğu yüzünden kameranın olmadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz. Senden tek bir isteğim var. Benim için üzülme ve son zamanlarını güzel yaşa. Eğer ki yanına gelemezsem, odamdaki çekmecenin ikinci rafında bana aldığın tişörtün altında bir not daha var. Onu okumanı isteyeceğim. Ama lütfen, yanına gelebileceksem o notu açma. Seni seviyorum annem. İyi ki vardın. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulut
غموض / إثارةBir anne oğlunun mutluluğu için neler yapabilir? Bu kitabımızın kahramanı annemiz. Eşi, oğlu küçük yaştayken vefat etmiş olan annemiz, o zamandan beri hiç gözyaşı dökmemiş ve hep neşeli biri olarak oğluna destek olmuş. Bir gün rahatsızlanmış ve son...