1 :Arabamın camı çatladı be

74 18 53
                                    

Öncelikle hepinize merhaba bu benim yazdığım ilk kitabım . Biraz tecrübesiz olabilirim.Kitabımda olan hataları anlayışla karşılayacağınızı düşünüyorum
🐾🐾🐾🐾🐾🐾
Yastığımın altından çalan alarmla yerimden sıçradım.Bir dakika ya benim alarmımın sesi böyle değildi ki. Ajdar Şahdamar şarkısıyla güne uyanmak neydi ya. Kesin Defne'nin işidir diye düşündüm.Çünkü bende onunkini Çikita Muz yapmıştım hihahahha.Büyük bir ihtimalle o da benden intikamını almak istemiş.Ha bu arada Defne benim kardeşim dediğim kişi.Ne kadar kişiliksiz olsa da kardeşim işte ne yaparsın.Neyse sabah sabah ne konuştum ya!
Sen hep çok konuşuyorsun
Diyen iç sesime gözlerimi devirerek ayağa kalktım.Bugün yapacak çok işim vardı.Sevgilime hazırladığım süpriz doğum gününe tek bir gün kalmıştı ve bugün benim çıkıp pasta işini halletmem gerekiyordu.Halla halla halla diye odaya dalan evcil hayvan Emir "abla daha uyuyor musun ya artık koala olduğuna inanmaya başlıcam "dedi .Bak sen küçük fareye birazcık(!) uykuyu seviyorsam nolmuş yani birazcık (!).Emire gözlerimi devirerek biricik aşkım olan yatağımı bırakmak zorunda kaldım."Bana bak keşfedilmemiş orangutan sana bir çarparım atom altı taneciklerine bölünür daha da kendine gelemezsin ha ablanın odasına pat diye dalmak da neyin nesi .Daha geçen gün eğitmedim mi seni " tehditlerimden korkmuş olacak ki hemen "özür dilerim abla ya ben uyandırmak için şey etmiştim " diye kıvırmaya başladı.Neyse benim de işime gelirdi korkması.Tamam sen in ben geliyorum diyerek aşağı gönderdim ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim.Aynanın karşısında kendimi görünce ilk bir "Anne canavar" diye kaçasım geldi.Ama daha sonra bu benim uykudan sonraki resmen mutasyon geçirmiş halim olduğu aklıma geldi ve biraz sakinleştim.Demek ki Emir sabah tehditlerimden değil tipimden korkup alttan almıştı.
Senin çirkin olmadığın bir günün var mı sence? özellikle uykudan uyandıktan sonra daha bir değişik oluyorsun
Evet maalesef ki sürekli bana geçiren bir iç sese sahiptim
Abartma be en azından zeki olduğunu arada kulağına fısıldıyorum yiğidi öldür hakkını yeme yani
Arada dediği senede bir ve özel  günlerde beni aşağıladığı onlarca sözün arasına sıkıştırdığı "arada iş görüyor o beynin"demesiydi.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonumu da alarak aşağı indim.Telefonuma baktığımda gördüğüm tek mesaj tabii ki de Defneden di . E başka kim beni arayıp sorar ki? En yakınım olan bir tek Defne vardı .Birde onun dışında Ezgi ile iyi anlaşıyorduk o kadar. Ben ve defne etrafımızda çok kişiyi bulundurmazdık.Zaten biz bize yeterdik bir de Ezgi vardı yakınımız o da o kadar çok yakınım  değildi yani en azından defne kadar. Ee tabi okulun en iyi ikilisinin yanında olmak kolay değildi
Yav he he sanki bana bulunmaz Hint kumaşı
Of iç ses bir ağız tadıyla böbürlenmemize bile izin vermiyon.Kahvaltı masasına geç indiğim için ana kraliçe Rüya Sultan ağzıma sıçabilirdi.Ama annem mutfağa geçtiğimde gayet sakin bir şekilde "Günaydın kızım biz de seni bekliyorduk Emire ne kadar yeme dediysem de aldırmadı acıkmış herhalde.Neyse boşver sen onu biz seni bekledik babanla hem sana en sevdiğin patatesli böreklerden de yaptım." Bir koşu gidip annemin başını yokladım kırık çatlak yoktu e ateşi de yoktu.Hayret ederek sandalyeme geçip oturdum.Tam böreğime saldıracakken "Ye kuzum ye yarasın tüm bir sene ders çalıştın yorulmuşsundur." Annem hazırlanarak bişiler söyleyeceğini anladığım bakışlarından attı."Bugün sen uyuyorken okul müdürünüz aradı.Son sınıfa özel Toprak Koleji her okuldan karne ortalaması en yüksek iki kişiyi burslu olarak okuluna alacakmış.Bil bakalım sizin okuldan kim?" Ben acayip acıktığım için böreklere aşkla bakıyorken dalgın bir şekilde "Kimmiş anne?" diye sordum."Ayy salak mısın kızım ya senle defne işte.Elimdeki börek elimden tabağa düşerken "Ne???"  diye resmen haykırdım.Ne yani Izmirin en ünlü koleji olan Toprak koleji ben ve defneyi burslu mu istiyordu yoksa ben mi yanlış anladım.Anlamayan gözlerle anneme baktığımda bana "yemin ederim mal" bakışı atıyordu.Mal değildim sadece kulaklarıma inanamıyordum.Annem konuşmaya devam etti. "Karnelerinizi de aldıktan sonra kayıt işlemleri için Toprak Koleji'ne gidicez.Artık kimse mutluluğumu bozamazdı.İnanmıyorum ya resmen hayallerimde bile yer vermediğim kolejin artık resmi öğrencisiydim.Hemen Defneyi aradım.İlk çalışta açtı o da beni aramak için telefonu eline almış o sıra da da ben aramıştım.Birlikte telefonda sevinç çığlıkları attık.Bir süre konuştuktan sonra konu Batur'un süpriz doğum gününe geldi. Sahi ben onu unutmuştum.Bu müjdeli haberi de yarın doğum gününde verirdim artık.Biz baturla sevgili gibi değil daha çok arkadaş gibiydik.Aslında daha önce batur  bana yakınlaşmak istemişti ama ben istemeyince o da vazgeçmişti.Öyle birbirimize aşık felan değildik yani ama hala çıkıyorduk nedenini bilmeksizin.Belki de o ayrılmak istiyordu ama benden çekiniyordu.Sonuçta o sevgilisiyle yakın olmak isteyen birisiydi.Bence kesinlikle benden çekiniyordu.Off  ya şuan kendimi çok suçlu hissediyordum.Şu doğum günü partisinden sonra kesinlikle bu konuyu onla konuşucaktım sonuçta ona bunu yapmaya hakkım yoktu.Suçluluğu bir kenara bırakarak hazırlanmaya gittim.Artık sıcaklar iyice bastırdığı için altıma siyah kot şortumu üstüne de beyaz askılımı giydim ayağıma da parmak arası sandaletlerimi aldıktan sonra saçıma ne yapacağımı düşünmeye başladım.En sonunda havalar sıcak olduğu için dağınık bir topuzda karar kıldım önden de bir kaç saç tutamı mı çıkararak doğal bir görünüm verdim.En sonda makyaj sevmediğim için gözüme rimel sürüp vişneli nemlemdiricimi de sürdükten sonra hazırdım.Tam kapıdan çıkacakken Emir'in bitmek bilmeyen isteklerini dinlemeye başladım."Canım ablacığım(!) bana gelirken yeni çıkan konsol oyunlarının yeni sürümlerini alabilir misin?" Maviş gözlerini büyütmüş öylece bana bakıyordu.Ama ona tabii ki de hayır dicektim."Bana ne be senin konsol oyunlarından hem senin ders çalışman gerekir.Biraz beni örnek al be!
Tabii hiç durur musun yakaladın böyle fırsatı hemen öv kendini.Nasıl da mütevazi(!) birisin sen böyle
Tabii övecektim kendimi.Ben ki koskoca Toprak Kolejinin burslu öğrencisi Güneş Ateş Ben övmeyim de kimler övsün.Tekrardan emire dönerek çok istiyorsan git kendin al diye çemkirdim.Sonrasında tam merdivenleri inecekken emir üstüme atladı ve özenle yaptığım dağınık topuzumu bozup içeri kaçtı.Ayy acaba çok bozulmuş mıdur diye düşündüm. Apartmanda oturmadığımız için maalesef merdivenlerde veya herhangi bir yerde de saçıma bakamadım.Aşağı inip defneye mesaj attım.Birazdan aşağıda olacağını söyledi.Onu beklerken park halinde olan siyah arabaya baktım.Camları da kendisi gibi simsiyahtı.Benim ayna ihtiyacımı fazlasıyla karşılardı.Defne inene kadar saçımı tekrardan toparlayabilirdim. Arabanın önünde durup saçlarımı kontrol ettim ve bozulduğunu fark ettim. Ah emir ahhh seni bir elime geçirirsem var ya!!! En son düzeltmek uzun  zamanımı alır diye düşünerek sıkı bir at kuyruğu yapmaya karar verdim. Tam at kuyruğunu yapıp şu lanet olası bebek saçlarımı tel tokayla tutturacakken arabanın camı aniden açıldı.Off o ne be!!! Vallahi analar neler doğuruyor. Bir de bizim keşfedilmemiş orangutan emire bakın.Ben daha kendimi toparlayamadan taş ay çocuk konuşmaya başladı.Çocuğun söylediklerine dikkat kesilirken önce ne dediğini algılayamadım.Aynen şöyle söylüyordu "Saatlerdir arabamın önünde ne yapıyorsun ya resmen gözlerim kanadı bırakim işini tamamlasın dedim ama saatlerdir işin bitmedi tamam bana acımıyorsun bari arabama acı arabamın camı çatladı be " dedi aynen bu şekilde hafif bir şekilde piç smayle (gülümseme yani anlarsınız ya) yaparak.Ben hala dediklerinin şokundayken "Bir dahakine dikkat et çirkin ördek yavrusu " dedi ve gaza basarak uzaklaştı. Evet aynen böyle dedi. Sakin bir şekilde Defneyi beklemeye başladım. Normalde olsa bende çemkiriridim ama bir anda söyleyip gitti. Defne de nihayet aşağı indiğinde yola koyulduk. Ona onu beklerken yaşadıklarımı anlattım o da yüzü gözü kızarana kadar güldü. Gideceğimiz pastaneye vardığımızda pastanın nasıl olması gerektiğini amcaya ilettim. Amca çok tonton birisiydi. Hayır pastanın üstüne ikimizin resmini felan koymadım saçmalamayın. Neyse pastanede işimiz bittikten sonra gereksiz emirin istediği konsol oyunlarını almaya gittik. Evet ne kadar hayır desemde ben bir ablayım ve o gereksizin maviş gözlerini pörtleterek bana bakmasına dayanamıyordum.
Hee zaten o yüzden o gün terlikle evde kovaladın çocukcağızı
Ama üşengeç olduğumu ve uyumayı sevdiğimi bildiği halde kumandayı nasıl yatağımdan uzağa koyar. Hadi ama bence çok ciddi bir sorun. Uyumanın çok büyük bir sanat olduğunu bilirsiniz (katılanlar ses versiin)
Kesinlikle çok ciddi (!) bir sorun
Neyse şu bücürün istediklerini de aldıktan sonra eve geçme vaktiydi. Kesinlikle televizyonun karşısındaki koltuğa yayılarak koltuğun altına sakladığım abur cuburları yemek istiyordum. Gerçekten evden çıktığım saniyeden beri bunu düşünüyordum ha bide şu meteor hatta gezegen olan çocuğu düşünüyordum.Bir insan nasıl bu kadar yakışıklı ve bir o kadar da öküz olabilirdi aklım almıyordu. Sonunda eve geldiğimde üstümü değiştirip koltuğa yayıldım. Sonrasında Batur'un ne yaptığını merak edip aramaya karar verdim. Batur telefonu açtığında "E efendim sevgilim" dedi. Sesi neden bu kadar telaşlıydı ki? "Alo sevgilim ne yapıyorsun sesin kötü geliyor sanki noldu yanlış zamanda mı aradım?" dedim.
Batur:Hayır sevgilim merdienleri çıkıyordum da bir anda telefon çalınca merak ettim açim dedim o yüzden
Ben:Ha iyi o zaman yarın benlesin değil mi beraber sizin evde vakit geçirecez ama sen gelmeden önce ben sana yemek hazırlayacağım sende işten geliyormuş gibi dışarıdan geliceksin. Yani biraz dışarıda kalıcaksın.
Batur:Bebeğim ne gerek var ya hem yemek yaparken bende sana yardım ederim
Off batur ya işi ne diye zorlaştırıyorsun kabul et gitsin. Ne dicem şimdi ben Hah! Buldum
Ben: Hayır sevgilim ben öyle istiyorum. Hem evcilik oynicaz işte
Hay Allah cezanı vermesin Güneş bunu mu buldun bu muydu bulduğun yani EVCİLİKmiş  Hay allahım yaa
Ne yapim ya aklıma başka bişi gelmedi
İç ses değiştirme diye bir şey yok mu ya ben seni terk ediyorım lütfen beni bir yerlere bağışla felan Allah'ını seversen yaa
Sende ayak üstü ne gömdün beni be. Batur'un sesiyle kendime geldim
Batur:Tamam o zaman hayatım istediğin gibi olsun.Demek evcilik he hahahah
Ben: Yaa batur sana da bişi söylenmiyor neyse hadi yarın görüşürüz
Telefonu kapattıktan sonra iki saat kızaran yüzümü yelledim. Hay dilimi koparaydım da öyle söylemeyeydim. Çocuk nelerden ima etti ya!!!
Sen öyle söylersen o da öyle şeyler ima eder tabii söylemeyim söylemeyim diyorum ama harbi malsın ha
Ayy ne yapim ya. Baturu ikna etmem gerekiyordu. Off neyse ne ya en azından yarın yapacağım partiye değecek. Annemin zaten günlerdir haberi vardı bu partiden. Biraz dizi izledikten sınra annem ve babamın gelmesine daha çok var diyerek odama geçip biraz uyumaya karar verdim. Ahh bekle beni yatağım ben geliyorum. O güzel kollarına yatıp uyumak istiyorum.
Yatağınla değişik fantezilerin bittiyse kulaklarımı geri açıcam çok bile dayandılar sana yazık günah vallah Bizde böyle yiğidim beğenirsen artık
Ay aman yarabbi şimdi de mahalle kırolığu mu Help Meeee!!!
Ayy sende ne çok isyan ettin böyle bi de bana yani başkalarıyla yaşasan intihar ederdin herhalde. Neyse senle uğraşamicam hiç annem gelene kadar zıbarim bari. Aa emire hediyesini vermeyi unuttum neyse hiç bir şey uykumdan önemli değil
Yaklaşık bir saat sonra annemin cırlamasıyla uyandım. Ahh hiç bir zaman yatak reklamlarında olduğu gibi mutlu ve huzurlu uyanamicaktim. Her zaman kalktığımda agresif ve huzursuz olurdum. Ayrıca hiç bir zaman saçlarım dümdüz hiç dağılmadan kuaförden çıkmışım gibi de uyanmazdım. Saçlarım darmadağınık cadılarınkini andıracak şekilde olurdu(saçı dümdüz anlattığım gibi uyanan varsa bana ulaşsın alnından öpücem ve ayrıca tebrik edicem hatta ve hatta bir sonraki bölümümde dilerse adını paylaşıp oradan da tebrik edicem.) Yatağımdan kalkarak tembel adımlarla banyoya ilerledim zaten normalde de düz olan saçlarım ellerimle biraz hacimlendirip düzelttim. Evet artık gidip göbişimi doyurma vaktiydi. Aşağı inerek mutfağa ilerledim ama salonda gördüğüm silüet ile olduğum yerde donakaldım. Ha birde kafamı da önüme bakmadığım için mutfak kapısına geçirmiş olabilirdim. Ben hala olayın şokundayken koyu kahverengi gözlerini gelen sese doğru yani bana doğru çevirdi. Iste bu olamazdı. Tam karşımda kanlı canlı duruyordu. Off işler fena karışacaktı

🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾

Selammm ilk bölümümü nasıl buldunuz umarım beğenecek okumuşsunuzdur çünkü ben yazarken acayip keyif aldım. Özellikle son kısmında çok heyecanlandım
Acaba kim çıkacak tahmininiz var mı
Tahmini olanlar cevaplarını yorum kısmında belirtsin doğru tahmin edenleri bir sonraki bölümde açıklicam. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Kelime sayısı: 1845

Dikkat Aşk ÇarpabilirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin