Elimdeki kadeh bardağını masaya koyup sıkıntımı gidermek adına küçük tacizcimizin yanına gitmeye karar verdim. Belki biraz hareket uyuşmuş eklemlerime iyi gelebilirdi. Masadan üzerinden ses kayıt cihazını alıp kayıt tuşuna bastım.Kapıyı açıp merdivenleri yavaş yavaş indim. Topuklu botlarımın sesi duvarlar arasında yankılanıp ortamın sessizliğine tezat bir hava oluşturuyordu. Aşağı tamamen inince duvardaki lambanın düğmesine bastım.
Kafası öne eğik olan adam elleri, ayakları ve gözleri bağlı bir şekilde sandalyede oturuyordu. İşaret parmağımla alnını geriye itip
" Aa küçük faremiz halâ uyuyormuş" dedim.
Uyanmak için kafasını sağa sola hızlı bir şekilde sallayıp nerde olduğunu anlamaya çalıştı. Hatırladığında hızla elindeki iplerden kurtulmak için çırpındığında , sandalyeyle beraber dengesini kaybetip yana düştü.
"Aptalsın bunu biliyorsun değil mi?"
Deyip yanına yaklaştım. Halâ yerde çırpınan adamın yanına diz çöküp ," Adın ne senin küçük solucan? Söyle bakalım."
Bunu dedikten sonra kenarda bulunan çeşitli bıçakların olduğu yere yaklaştım.
"C-cha Eunwoo "
Masadan favori bıçağımı aldıktan sonra adamın yanına tekrar çömeldim.
"Demek bu küçük solucanımızın ismi cha eunwoo ha. Tesadüfe bakar mısın? Benimki de chae young . Baş harfleri falan benziyo demi. "
Saçının bir kısmını tutup elimdeki bıçakla kesmeye başladım . Kesilen saçları yere düşerken dudaklarımı büzerek,
" Ama bu senin işkence sürene indirimde bulunmayacak maalesef." dedim.
Adam yerde kaskatı olmuş haldeyken sinirlerimin tekrar gün yüzüne çıktığını hissettim ve hızla kaşının üstüne kesik attım. Elime bir miktar kan sıçrarken etraf adamın acı sesiyle doldu. Elimi adamın leş gibi kararmış gömleğine sildikten sonra işime devam ettim.
Adamın alnının üstüne düşen saçlarıda yavaş yavaş keserken konuşmaya başladım.
"Arsız duyguların yüzünden başkalarının canını yakarken ne düşünüyordun?"
Acıdan suratı buruşmuş ve alnı terlemişti. Fakat konuşma cesaretini kendinde bulabilmişti.
"Senin gibi mi ?"
Dediği şeyle gözüm dönmüştü. Onun yaptığıyla benim yaptığım şeyler aynı değildi. Ayağa kalkıp hızla karnına tekme attım. Tekmeden dolayı karnını içe çekip birden öne doğru eğilmişti.
Duvar kenarına yaslanmış uzun yassı demirlerden birini alıp cebimden çıkardığım çakmakla ucunu ısıtmaya başladım.
"N-noldu? Cevap yok mu ?" Öksürüklerinin arasından zorla konuşan adama yaklaşıp ,
"Şansını fazla zorlama istersen."
Elimdeki demiri ısıtmaya devam ederken bir yandan da konuşuyordum.
Adam kanlar içinde kalmış yüzüne rağmen kıkırdayıp,
" Niye yoksa yine karnıma tekme mi atarsın ?" deyip daha fazla gülmeye başlayınca daha fazla duramayıp yanına tekrar çömeldim,
" Görürsün şimdi ne olacağını " deyip elimdeki demiri alnına yaptığım kesiğe bastırdım.
Adamın çığlıkları bodrumun duvarlarında yankılanıp kulağıma dolunca gülümseyip daha fazla bastırmaya başladım.
Adamın kafasından oluk oluk kan akmasıyla durmaya karar verdim.
Ayağa kalkıp ,"Eveeet küçük soluncancağızım. Ne yapabileceğimi gördün . Aslında bu demiri müsait bi taraflarına sokup daha fazla canını yakmak isterdim fakat namusumu kirletemem."
Elimdeki demiri kenara koyup sandalyeyi ayağa kaldırdım. Adamın inlemeleri devam ederken kenardaki kirli bezlerden birini alıp kesiğe gelişigüzel sardım . Sonuçta daha yaptıklarını itiraf ettirip polisin kapısına koymak vardı.
Adamın önüne bi tanede ben sandalye çekip bacak bacak üstüne attım.
"Söyle bakalım arsız solucan, bugüne kadar kaç çocuğa tecavüz ettin? Veya taciz ettin ? "
Kafasını yavaşça esneterek konuştu,
"Sen polis misin?"
"Sanane. Sen soruya cevap ver."
Omuzlarını yukarı aşağı sallayıp ,
"Cııkk. Vermiyom."Sanırım işim öncekiler kadar kolay olmayacaktı .
"Canın biraz daha kesik ve kızgın demir istiyorsa çekinmeden söyleyebilirsin . Hatırlatayım dedim. "
Bir süre bekleyip ,
"Neden soruyorsun polis değilsen ? Ne yapacaksın?"
Ayağa kalkıp arkasına geçtim . Kafasını düzgün bir pozisyonda tutup ,
"Konuşmak için beş saniyen var . Yoksa narin bir şekilde boynun kırılır ve bunun hesabını bana değil Allah'a vermek zorunda kalırsın. "
Derin derin nefesler alıyordu. Ben saymaya başladım.
" Biir ... ikii... üüç ..."
"Tamaaam tamam dur !"
" Konuş!"
"P-pek emin değilim ama sanırsam dört. "
Onun söylediği sayıyla gözlerim büyürken onun önüne geçip hızla çenesine yumruğumu geçirdim. Yumruğun etkisiyle sandalyenin öndeki iki ayağa havaya kalkıp geri yere indi. ( o derece hızlı yani...)
Bağırarak konuşmaya başladım.
"İsimlerini söylee!!"
Sinirden boynumdaki damarlar belli oluyordu. Bu adamla işim bittikten sonra polise götürmek zorunda olmasaydım onu kesinlikle öldürürdüm.
".... , ......, ..... , ...... "
Söylediği isimlerden sonra adamı boynundan tutup hızla sandalyeyle birlikte yere fırlattım. Arkamı dönüp ellerimi saçlarımdan geçirdim. Derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım.
Etraftaki sessizlikten sonra hızla arkama dönüp adama öldü mü diye baktım. Adama ölürse bir de cesetlerle uğraşamazdım. Elimi nabzına koyduğumda halâ yaşadığını anladığım için rahatlamıştım. Demek ki kafasını çarpmıştı.
Bugünlük bu kadar sorgu yeterdi. Adamın sandalyesini düzeltip merdivenleri geri çıktım. Ses kayıt cihazını kapatıp masanın üstüne koydum.
Banyoya girip üstümdeki kıyafetlerden kurtulduktan sonra kendimi ılık suyun altına sokup gevşemeye çalıştım.
*****************
Selam ! Bunu okuyan okurlar sakın bunu evde denemeyin :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRUTAL ~ Chae young~
FanfictionPenseyi geri kulağına yerleştirip kulağına yaklaştım. "Cevap ver bana." Cevabı net ve kesindi. "Benim kızım yok. " Geri çekilip konuştum, "Hmm. Bu kadar net cevap verdiğine göre doğru söylüyor olmalısın. Sana inanmalı mıyım?" "Evet." ...