~8~

9 1 0
                                    

Çekilmeyen baş ağrısının çekilmeyen acısını bilir misiniz? İşte o çekilmeyen acıdan bıktım  xkxhdbdbxjckd

Neyse iyi okumalar cancağızlar :p

__________________________○

  Şu an saat gece 1'di ve ben ne yiyeceğimi düşünüyordum. Cidden bu aralar midem hiç iyi değil. Pizza sipariş etsem kesin kapalıdır şimdi. İki saattir kıvrandığımm yataktan kalkıp ayaklarımı sürükleyerek mutfağa gittim.

   Dolabın kapağını açtığımda dolapta bir tek muz kabuğunun eksik olduğunu anladım. O kadar boştu yani.

(Veliaht kitabını okuduktan sonra espri anlayışımın boka dönmesi. Aslında güzel espriler var : )

   Askılıktan üzerime uzun bir hırka alıp dışarı çıktım. Aykkabılarımı giyerken dışardan kahkaha atarak geçen serserilerin sesi geliyordu. Bu saatte dışarı çıkma fikrini tekrar gözden geçirsem iyi olacaktı sanırım.

  Amaan ne olabilir ki . Ben kaç adamı dize getirmiş kızım evelallah. Ne diyorum ben ya .  En azından kendimi savunma amaçlı bir şey alsaydım. Binadan çıkarken aklıma daha önce okuduğum bir sey gelince gülümsedim.

  Anahtarımı silah olarak kullanabilirdim.  Sadece doğru bir hamle yapıp adamın dengesini bozmam yeterli olur. Ondan sonra anahtarı gözüne veya karnına artık nereye denk gelirse saplayabilirim.

   Arka sokaktaki markete girdim. Kırklı yaşlardaki market sahibine kafamla selam verip rafların arasında dolaşmaya başladım. Kakaolu büyük boy keki kucağıma alıp dolaşmaya devam ettim. O sırada markete giren adama gözüm kaydı.
  
  Gülümseyerek benim olduğum tarafa bakıyordu. Arkamda biri olup olmadığına bakacakken omuzumun geriye itilmesiyle elimdeki kek yere düşmüştü. Hızla önüme dönüp karşımdaki adama baktım.
 
  Bu adamin niyeti hiç iyi görünmüyordu. Anlaşılan küçük bir kaosun içindeyim. Pozisyon alıp sol ayağım önde olacak şekilde bir adım geri gittim. Adamın üstüme gelmesiyle sağa gidecekmiş gibi yapıp sola atak yaptım.

  Adam kaçacağımı sanıp kollarını genişce açtı. Hızla karnına dirsek attım. Adamın öne doğru inleyerek eğilmesiyle çenesine sol aparkat (yumuruğu alttan alarak çeneye atılan yumruk)  attım . Adam geriye doğru düşerken yere düşen kekimi elime aldım.

  Mide önemliydi değil mi? Marketten çıkarken yaşlı amcaya doğru  " Bunun parasını ödemeyeceğim.  Umarım markete müşteri alırken sapık olup olmadığına dikkat edersin."

  Adam dediklerimle kafasını sallayıp bilgisayarına yöneldi. Herhalde kayıtları silecekti. Yolda giderken içecek birşey almadığını farkettim. Bu kekle gazoz cok iyi giderdi aslında. Üşenmeyip markete geri döndüm.

  "Gazoz alacağım ve bunun parasını da ödemeyeceğim. Çünkü benim canımdan değerli değiller.  "
  Soğutucuya yaklaşıp son zamanlarda reklamı çok yapılan gazozu aldım. Sprite. Bakalım söyledikleri kadar güzelmiymiş.

  Yürürken evi görmemle adımlarımı hızlandırdım. Merdivenleri kosarak çıktım. İçeri girmemle anahtarı askılığa asıp hırkamı da astım. Kıyafetlerini içeri girer girmez kenara atanları anlamıyorum.

    O ne öyle sanki büyük bir yükten kurtulmuş gibi. Ondan ziyade dağınıklıktan nefret ediyorum.
  
    Mutfağın ışığını açıp kekle gazozu tezgahın üstüne koydum. Kekin poşetini açıp kalıbından çıkardım. Üst dolaptan pasta tabağı alıp kenara koydum. Diğer dolaptan bardak alıp gazozu doldurdum. Keki de dilimleyip oturma odasına geçtim . Laptoptan bir arkadaşımın önerisi olan La Casa De Papel filmini açtım.  (Kendimde daha izlemedim ha)

BRUTAL ~ Chae young~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin