3.9

5.6K 287 125
                                    

"Bunu bana söylemen için ağlaman mı gerekiyordu güzelim?"

Bana o kadar güzel güzelim diyordu ki.
Ama asıl güzel olan oydu.

Gözlerini şuan çikolatalı olan dudaklarım ve dudaklarımın çevresinde gezdirdi.
Yüzünü bana yaklaştırıp dudağımın yanında ki çikolatalı yeri öptü.

Geri çekilince dudaklarını yaladı ve sırıttı.

Ani bir cesaret dürtüsüyle onu kendime çekip dudaklarımızı birleştirdim.
Aptal bir cesaret dürtüsüyle ilk öpücüğüm gidiyordu.
Ama bunun Ege ile olması dünyadaki en doğru şeydi.

Dudaklarımın üstünde gülümsedikten sonra karşılık verdi.
Dudaklarımın etrafındaki çikolataları da bu sırada teker teker yemiş oldu.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ancak ona bakmadan kafamı omuzuna gömdüm.

"İşte senin dudaklarında,dudaklarım arındı."
Romeo ve Juliet'in repliğini söyleyen Ege'nin gözlerine çıkardım bakışlarımı.
Bana muzip bir şekilde gülümsüyordu.

Devamını getirdim.

"Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı."
"Günah dudaklarımdan mı geçti? Tatlı bir dürtüyle işlenen bir günah!
Ver bana günahımı geri."

Bana yaklaşıp bu sefer dudaklarımızı o birleştirdi.

Dudaklarıma yumulduğu sıra Can'ın bağırması ortalığı inletti.Kafamı ona çevirdiğimde
"Oha"
"Biz çıkıyoruz siz devam edebilirsiniz."
Ege sırıtmaya başladı.

Şerefsiz.
Yanında ki Ecren'e baktığımda ağzının açık olduğunu gördüm.Ecren ona baktığımı farkedince gülmeye başladı.
Sonra bu gülmesi anırmaya dönünce Can'ın kollarından tuttu.
"Hadi biz gidelim."

Onlar odadan çıktığında Ege'nin bakışlarını üstümde hissettim.
Ben ona bakmadan gözlerimi saate çevirdiğimde saatin 8 buçuk olduğunu gördüm.
Ege'den kaçmam lazımdı.
Çünkü şuan az önceki cesaretimden eser kalmamıştı.
"Ben uyuyacağım."
"Saat 8 şuan güzelim."

"Ben uyuyacağım ama"
Elimden tutup çekiştirmeye başladı.

Merdivenlerden yukarı çıktık.
Beni bıraktı.
Kendimi şuan çok boş hissediyorum.
Bir kaç kapıyı açıp kapattı.
Muhtemelen odamı arıyordu.
Odamı bulunca içeri baktığında sırıttı.
Öyle gülme ama.
Kapıyı açık bırakıp yanıma gelip yeniden kolumu tuttu.
"Ne yapıyorsun?"
"Uykum geldi dedin."
"Niye sende geliyorsun?"
"Beraber uyuyacağız."
Bismillahirrahmanirrahim
"Yoo"
Kollarımdan çekerek odama soktu sonra kendini benim mor yatağıma attı.
Evet mor
"Hadi gel."
Üstündekileri gösterip
"Pantolon ile nasıl uyumayı düşünüyorsun"
Omuz silkti.
Salak sana kıyamıyorum ki.
İçeriden babamın eşofman altlarından bir tane getirip ona verdim.

"Al"
Odamdaki tuvalete girdi.
Ege ile beraber uyumak tabiki istiyordum.
Ancak şuan hâla utanıyordum.
Resmen çocuğun dudaklarına yapışmıştım.

Ege o sıra tuvaletten çıktı.
Kendini yatağıma yeniden attı.
Yatağım çift kişilik olmasa böyle bir şey olamazdı.
"Hadi gelsene."
Kollarımı birbiri ile bağlayıp ona sinirli sinirli baktım.
O ise her zaman yaptığı gibi sırıttı.

Bir kolumu tutup yanına çekti.
Beni sol tarafına yatırdı.
Bir kolunu belimden geçirdi diğer kolunu da bana sardı.

Şuan kulaklarım tam kalbinin üstündeydi ve hızlı hızlı atıyordu.
Gözlerim uykuya yenik düşmeden az bir zaman önce Ege'nin kulağıma fısıldadığı sözler aklıma düştü.

"Ey kutsanmış mutlu gece! Korkuyorum gecedir diye,
Bütün bu inanılmayacak tatlı şeylerin bir düş olmasından."

Juliet | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin