Ezgigur: Hissetmeyi unutmuş birinden güvenmesini bekleyemezsin.
Ezgigur: Ayrıca,sana neden güveneyim?
Ezgigur:Seni tanımıyorum bile.
Ezgigur:Büyük ihtimalle benimle dalga geçiyorsun.
Ezgigur:Ama benim bunlara ayıracak ne vaktim, ne de buna dayanacak kalbim var.
Ezgigur:Şimdi lütfen beni rahatsız etme.
Yazdıkları beni çok etkilemişti ama bir anda birine kendimi açamazdım.
Ben anneme bile kendimi açamazken, tanımadığım birine nasıl açardım ki zaten.
Ayrıca dalga geçip geçmediğinden bile emin değildim.
Eğer yazarsa, bir şeyler daha söylerse bunu o zaman bir kez daha düşünürdüm.
Telefonumu kapatıp çantama koydum ve eve gitmek üzere çıktığım yola devam ettim.
Mesaj bildirimleri gelmişti birkaç kez. Açıp bakmadım ama kafamın içinde bir sürü senaryo yazdım.
Benimle nasıl dalga geçtiğini anlatan bir sürü senaryo vardı aklımda.
Diğer türlüsüne yine ihtimal vermedim ama zihnimin bir köşesinde 'acaba' demedim değildi.
Eve vardığımda annem de babam da evdeydi.
Birkaç kelime lafladıktan sonra odama çekildim.
Gelen mesajlara bakacaktım.
Ama o an beynime müthiş bir ağrı saplandı.
Olduğum yere çöktüm ve ellerimle kafamı sıkmaya başladım.
Kulaklarım uğulduyordu ve ben sanırım kendimden geçiyordum.
Bilincimi kapanmadan önce elimle bir kez duvara vurabildiğimi hatırlıyorum sadece, annemleri çağırabilmek için.
Sonrası ise karanlık.
☆
Gözlerimi açmak yine çok zor, yoksa yine mi rüyadayım?
Geçen gördüğüm gibi.
Her şey aynı.
İlaç kokuları var ve bileklerimde de soğuk metaller.
Yataktayım.
Neden hala gözlerimi açamıyorum?
Bana neler oluyor böyle?
Yine mi rüyamda uyuyup gerçek hayatta uyanmalıyım yoksa?
Bu durumdan çok sıkıldım ama yapmaktan başka da çarem yok gibi.
Bir kez daha yapayım o zaman, gözlerimi gerçek dünyaya açabilmek için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol Anahtarı | TEXTING
Short StoryYok oluştan, yeniden doğuşa... ° ° ° Solanahtarı: Ben senin kaybettiğin, kalbini açmak için kullanabileceğin Sol Anahtarı'yım. Solanahtarı: Sen de benim yıllardır dinlediğim Ezgi'msin.