Ne güzel bir gündü bugün. Sabah güne çok mutlu başladım. Aden bana çiçekler yollamıştı. Çiçek değil evet çiçekler o kadar şaşkınım ki anlatamam. Ben dün sadece zamana bırakalım demiştim. Ama o bu cevabi evet olarak algılamıştı galiba. Ilk mesajımı ondan aldım. Canım diye yazmıştı. Içimde kelebekler, kalbim küt küt ne yapacağımı bilemiyordum. Ne yazmalı ne demeliydim?Biraz cesur mu olmalıydım? Denemeli miydim? Yeniden. Ya hayal kırıklığına uğrarsam? Cesur olamam galiba bir daha. Ben de ona küçük bir jest yapmaya karar verdim. Aklımdan yoğunluktan kahvaltı bile yapmadığı geldi. Hemen bir şeyler hazırladım. Paketledim. Hazırlandım çıktım. Şirkete geldiğimde bir de ne göreyim karşımda duruyor otoparkta. Beni beklemiş . Seni ne kadar özledim bilemezsin dedi. Sabah çiçekler şimdi bu sözler Allah'ım neler oluyor böyle bana? Ellerim sanki bana ait değiller o kadar titriyorlar ki beni ele veriyorlar. Günaydın dedim kısıkça bir sesle. Duymamazlıktan gelmekte kararlıydım. Tekrarladı sözlerini. Ben de seni dedim içimden. Galiba aşık oluyorduk yavaştan.
Olsun aşk güzel şey doğru insanı bulduğunda. Aden doğru insan mıydı? Zamanla yaşayıp göreceğiz artık dedim içimden. Onun için hazırladığım kahvaltılığı verdim ona. O kadar sevindi ki anlatamam. Birlikte yiyelim dedi. Öyle de yaptık. Kahvaltıdan sonra çok işim vardı. Akşama parti vardı üstelik. Hızlıca görüşmeleri yaptım. Dosyaları yerleştirdim . Epey iş birikmişti. Öğlen yemeği bile yememiştim henüz. Hızlıca bir kahve alıp tekrar odama döndüm. Döndüğümde masamda küçük bir öğlen alıştırmalığı duruyordu. Üstünde de not sen beni düşündün şimdi sıra bende Aden. Hızlıca onu da yedim kaldığım yerden devam . Akşam olmak üzereydi. Daha eve gidip üstümü değişip tekrar çıkacaktım. Sekizde kafede olacaktık hepimiz. Ve benim içindi sonuçta geç kalmam olmazdı. Hemen çıktım. Aden hâlâ çalışıyordu. Eve vardığımda kapımda bir paket vardı. Yine bir not. Sana çok yakışacak Aden. Ya bu kadar da olmaz diyorsun her seferinde. Inşallah bu büyü bozulmaz bir gün. Paketi açtım. Mavi şirin mi şirin bir elbise bir çift ayakkabı. Giyindim artık hazırdım. Biri arabanın kornasına basıyordu. Camdan baktım. Aden. Artık şaşırmayacaktım karar aldım. Arabaya bindim bir süre konuşmadan yüzüme baktı. Su gibi olmuşsun dedi kısa bir süre sonra. Sen de çok tatlı olmuşsun dedim. Mavinin bir başka tonunu giymişti. Benimle takım olabilmek için. Bir çok erkeğin aksine o bir olmayı seçmişti. Her detaya dikkat ediyordu. Her cümlesine. Kısa bir yolculuktan sonra mekana geldik. Herkes gelmişti. Daha erkendi ama herkes eksiksiz ordaydı. Ne güzel insanlar. Aden sanki hepsini seçerek işe almıştı. Sen nasılsan hayat karşına öyle insanlar çıkarıyordu demek. Ben böyle düşünürken Aden söze başladı. Bugün burada iki sebepten toplandık arkadaşlar. Birincisi Irmak'ın işe başlama kutlaması, ikincisi ise bugün bizim ilk günümüz yani ilişkimizin ilk günü. Biz dün ilk kez karşılaşmadık. Bundan bir ay önce küçük bir kazada benim hiç olmadığım bir hâlimi gördü. Sinirli ve ukalâ. Aslında bilirsiniz öyle değilimdir ama ailem söz konusu olunca oluyor işte olanlar. Kazadan onu sorumlu tuttum. Aslında suçlu bendim. Ama bu kaza bizi bir yola soktu işte. İkinci karşılaşmamızda tamamen bir tesadüftü. Aynı dün olduğu gibi. Ama ben işimi şansa bırakmak istemiyorum. Irmak bana dün zamana bırakalım dedi ama zaman çokta vefalı değil. Asla ne olacağı belli değil o yüzden ben bir günümü daha onsuz geçirmek istemiyorum. Burda sizin karşınızda tekrar sormak istiyorum benimle bu yolda yürümeye var mısın? Denemeye değer Irmak dedi. Bir sessizlik hâkimdi. Şaşkınlık ve sessizlik. Bir cevap vermeliydim. Ve ben de o yolda yürümek istediğimi söyledim. Haklıydı. Güzel şeyler ertelenmemeliydi.
Bir alkış yükseldi. Herkes çok mutluydu. Çünkü hepsi Aden ' i çok seviyorlardı. Belliydi. Çok güzel bir geceydi. Gecenin sonunda beni eve bıraktı. Bir süre konuştuk. Her şey rüya gibiydi. O heyecanla hemen uyumuşum. Üstümde mavi elbisem. Aklımda o.
Sabah erkenden uyandım. Bir kahve içtim. Biraz kitap okudum. Şarkı dinledim. Kahvaltı yapıp çıktım. Yolda bir şeyler aldım Aden için. Yine beni bekliyordu. Böyle böyle bir ay olmuştu. İlişkimizin ay dönümünü kutlamaya ne dersin dedi sevinçle. Olur dedim. Nereye gidelim. Sen seç dedi. Ben her zaman doğada yaşamayı çok sevmişimdir. Bolu ya ne dersin dedim. Orada çok güzel minik evler var . Hem doğayla baş başa bir gün iyi gelmez mi ikimize de? Kabul etti. Hemen yola çıktık. Yol çok eğlenceli geçti. Şarkılar söyledik, ara sıra durup dans bile ettik. Iki saat sonra ordaydık. Güzel bir yemek yedikten sonra kısa bir gezinti yaptık. Göl manzarası eşliğinde çay içtik sohbet ettik. Her şey çok büyüleyiciydi. Yürüyelim mi biraz dedim. Konuşuruz hem biz hakkında. Olur dedi başladık yürümeye. Ben sordum o cevapladı o sordu ben. Ben hızlı mı gidiyoruz deyince kızdı hemen. Demedim mi ben sana her anın tadını çıkaralım. Hesap yapmayalım diye dedi. Hayat kısa yaşamaya bak. En büyük hata da bu işte. Kaç yıl yaşayacağımız belli değil zaman demek sensiz aşksız geçen bir gün günler demek Irmak. Ben bir gün bile geçsin istemiyorum sensiz. Hayatım sayende cennete döndü. İş iş bu güne kadar ben kendim olamadım bırak da tadını çıkaralım. Bir daha hız zaman demek yok. Anlaştık mı? Dedi hayatımın en güzel yanı. Geceyi şirin bir evde geçirdik. Film izledik kitap okuduk. Yürüyüş yaptık. Bir ara balkona çıkıp yıldızları bile seyrettik. Uyuyakalmışım omzunda. Hiç kıpırdamamış. Uyandığımda beni seyrediyordu. Yağmur çiselemeye başlamıştı. Serin oldu hadi giyinip kahvaltıya inelim dedim. Bol bol resim çekildik. Kahvaltı çok güzeldi. Biraz serin biraz romantik. Ee ne de olsa Aden beye borçluyduk bu mutluluğu. Hiç istemesekte yola çıkma vakti gelmişti. Olsun en güzel tatilimdi. Onunla olan her şey güzeldi. Yola yine aynı şekil devam ettik. Kâh durduk dans ettik kâh durduk yürüyüş yaptık iki saatlik yolu 5 saatte gittik. Ikimizde yol bitmesin istiyorduk çünkü.
Eve gelmiştik sonunda veda vakti yarın iş günüydü. Ve dinlenmek hazırlanmak lâzımdı. Toplantı çok uzun sürecekti yarın. Erkenden uyudum. Sabah kalktığımda biraz rahatsız hissettim kendimi her tarafım ağrıyordu . Ateşimde vardı. Hemen Aden ' i aradım. Oda panik olmuştu şimdi. Sen dinlen ben idare ederim seni toplantı biter bitmez yanındayım dedi. Içim rahatladı. Biraz daha uyudum. Çok geçmeden daha da ateşimin çıktığını farkettim. Şimdi hiç dayanılacak gibi değildi ağrılar ve ateş. Uyumaya çalıştım olmadı. Duş almaya karar verdim. Belki iyi gelirdi. Duştan çıktım biraz daha iyiydim sanki. O sıra zil çaldı. Aden gelmişti. Eli kolu doluydu yine bir kaç ilaç , biraz meyve yemek yapmak için malzemeler. Hemen bir ilaç verdi . Uzandım biraz uyumuşum. Uyandığımda masada çeşit çeşit yemekler vardı. Meyveler doğranmış, güzel bir bitki çayı daha ne isterdim ki başka bir de o vardı yeterdi. Iyi olmuştum bile. Ne iyi geldi dedim her şey çok güzeldi. Ne fedakar bir sevgiliydi benim ki. Çok şanslıydım çok. Gece yanımda kaldı ne olur ne olmaz diye. Doktora gidelim demişti ama ben istemedim. Iyi gibiydim biraz daha. Benim için ikinci güzel geceydi bu gece yan yanaydık yine. Bu sefer yavaştan değil tam aşık olmuştum işte.