Atlas: Daha iyi misin?
Vera: Ben iyiym,
Vera: Sen iyi misin?
Atlas: Ara sıra öksürüyorum, o kadar.
Vera: Annenler evde mi?
Atlas: Hayır.
Vera: Geliyorum.
-Vera çevrimdışı-
Atlas: Ne?!
Atlas: Vera! Dur!
Atlas: Gerek yok.
Atlas: Uf boş boş yazıyorum bende, çevrimdışı oldu kız.
* * *
Kapının çalmasıyla kapıya gittim. Üstümde battaniye vardı.
"Vera?"
"Atlas, sen iyi misin?" derken elini alnıma götürdü ve bütün yüzümde elini gezdirdi.
"Atlas, senin çok ateşin var!"
"Atlas, neden söylemedin?"
"Atlas, sen geç hemen içeri!"
"Vera, bir sakin olur musun? İsmimi mi ezberlemeye çalışıyorsun?"
"Uf boş konuşmayı bırak! Hadi içeri."
Kolunu omzuma attı ve beni içeri sürükledi. Vücudu minicikti ve beni taşırken eziliyordu resmen. Bu haline hafifçe güldüm.
"Gülmen gereken bir durum yok!" Kaşlarını çatmıştı ve çok tatlı gözüküyordu.
"Peki."
Koltuğa yatırdı ve üstümü açtı.
"Ne yapıyorsun kızım, titriyorum."
"Üzgünüm ama üstünü örtersek, ateşin yükselir."
"Uf başka yolu yok mu bunun?" ben söylenirken, o da pencereleri açıyordu.
"Yok paşam,"
Güldüm.
O da dediğini fark edecek ki, yüzü kızarık bana döndü.
"Yani şey, öyle şey etmedim, öyle demek istemedim, şey diye dedim, şey..."
"Şey?"
"Off aklımı karıştırmayı bırak," derken üstümdeki örtüyü aldı ve katlayıp, koltuğun kenarına koydu.
"Mutfak nerede?" diyerek bana döndü.
"Karşıda."
O mutfağa ilerlerken, bende tişörtümü çıkardım. Demek üstümü örtmemem gerekiyordu. Mutfaktan mis gibi tarhana çorbası kokusu gelmeye başlayınca bende mutfağa ilerledim. Kapıya yaslandım ve sessizce onu izledim. Az sonra gülerek arkasını döndüğünde, beni gördü. Canım ya, hemen yüzünü kapattı.
"Demek tarhana yaptın," derken yanına ilerliyordum.
Ellerini yüzünden çektim ve yüzüme bakmasını sağladım. Parmağımı dudaklarında gezdirdim ve sonra çenesinden tutarak yüzüme biraz daha yaklaştırdığımda, beni itti.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun!!"
Yüzüne anlamamış bir ifadeyle bakıyordum.
"Sana aşığım, kaç senedir sana aşığım, takip ediyorum diyorum. Sen zaman ver diyorsun, aradan haftalar geçiyor ama sen yine bir şey demiyorsun. Sonra bir anda bana yakınlaşmaya başlıyorsun ve dengesizce hareketlerde bulunuyorsun. Derdin ne senin? Ha?"
O kadar haklıydı ki...
"Üzgünüm," diyerek başımı yere eğdim. Şu durumda, o bu kadar haklıyken kendimi üste çıkarmaya çalışamazdım. Sadece boyun eyebilirdim.
"Ben daha çok üzgünüm! Neden biliyor musun? Senin gibi birine aşık olduğum için! Senin gibi birine sırılsıklam aşık olduğum için! Senin gibi biriyle zaman kaybettiğim için! Seni unutmaya çalışıp, unutamadığım için! Senden vazgeçemediğim için! Ve en çokta ne için üzgünüm biliyor musun? Senin gibi biri için kardeşimi kaybettiğim için." Son cümlesini sessizce söylemişti.
Son kurduğu cümleyle kafamı aniden kaldırdım. O ne demişti? Senin gibi biri için kardeşimi kaybettiğim için. İnanmıyordum! Ve bu gözlerimden de okunuyordu.
"B-ben..."
"Senin gibi biri yüzünden gözlerimi kör ettiğim için, hem üzülüyorum hemde kendimden de sende utanıyorum."
Ve aniden mutfaktan çıktı ve kapıyı çarparak evden çıktı.
Ne yapmıştım ben? Ben nasıl iğrenç biriydim? Hem beni seven kızın aynı zamanda benimde aşık olduğum kızın kalbini kırmıştım. Üstelik benim yüzümden kardeşini kaybetmişti. Ama o yinede beni sevmişti. Sevmeye devam etmişti. Vazgeçmemişti. Ve ben, o duyguların hepsini hiçe sayıp dengesizce davranmıştım. Üzgündüm. Ama bu hiç bir şeyi geri getirmeyecekti. O kızın narin, yumuşak ve saf kalbini getirmeyecekti!
Aslında instagram bölümü olacaktı ama fotoğraflar yüklenmede sorun yaşadı o yüzden olmadı. Bende böyle bir bölüm yazdım. Az daha ben bile ağlayacaktım. Biraz duygusal oldu. Ama çok az oy ve yorum olması beni üzüyor. Emeğimin karşılığını alamamak beni üzüyor.
En azından kendinizi benim yerime koyarsınız çok sevinirim.
TŞK.
Çok küçük bir not: Arkadaşlar, ailevi sorunlarım var. Yani, şu corona meselesi. Maalesef hepimizi üzdü. Bende sizinle bunu paylaşmak istiyorum. Annem hemşire ve maalesef testi pozitif. Coronalı yani. Ve ileri seviye. Atlatabilir mi bilmiyorum. Tiroid hastası birde. Bu onu ne kadar etkiler bilmiyorum. Şu durumda hala dik durmaya çalışıyorum. Sürekli dua ediyorum. Sizde lütfen bu konuda bilinçli olun. Sağlık çalışanlarımız gece gündüz çalışırken, bize sokaklarda gezmek, eğlenmek düşmez. Ve hala bazıları korkmuyorum diye dışarıda gezerken, bazılarının da özellikle öğrencilerin daha da yayılsın da tatil uzasın diye dua etmesi de ayrı bir üzücü konu. Sizi bilinçlendirmek adına söylüyorum. Lütfen! Lütfen evde kalın!
![](https://img.wattpad.com/cover/213876955-288-k177044.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zeytinli Açma ~ Tamamlandı ~
Подростковая литератураAtlas: Kimsin sen? Anonim: Nikah masanda yanında oturup, aile cüzdanını herkese sallayacak olan kadının. Atlas: Töbesteyşınn! O men Cenab-ı Allah! Atlas: Adın ne onu söyle bari? Anonim: Ebru. Atlas: Ebru? Adının gerçekten Ebru olduğuna emin miyiz E...