9

1.2K 70 33
                                    

Ege

Yüzme kursunun olduğu alana adımımı attığımdan beri Burak'a görünmemeye çalışıyordum. Gerçi daha gelmemiş gibiydi ama her an gelebilirdi. Cidden bu gün Burak'a görünmeden buradan çıkabilirsem Tanrıya inanmaya başlayacaktım.

Elimle kafama vurup kendi aptallığımı cezalandırdım. Adamdan kaçmak için bir din işlerine girmediğin kalmıştı Ege. E ama ne yapsaydım? Öpüşmüştük ve ben o günden beri doğru düzgün uyuyamamıştım bile. Olabildiğince kaçmaya çalışırken İlkerler de karşılaşmıştık. Ah birde grupta saçma sapan atarlandığı Ayaz vardı. Cidden ne istiyordu bu herif benden? Ya da ben ne yapmasını istiyordum ki? Eda'yla takıldığında onu özlüyordum ve o kızla olması beni sinir ediyordu. Eda'yla değilken de yaptığı şeyler hem kalbimle hem de beynimle oynuyordu. Biz yakın arkadaşlardık. Yani öyle olmalıydık. Ama beni öpmesi ve şey demesi. Ah sanırım bayılacağım. Resmen tahrik oldum dedi ya.

" Ege, gelmiyor musun? " dedi isminin Sena olduğunu hatırladığım kız. Havlusunu boynuna asıp bana gülümsedi. " Bu gün pek havamda değilim ama yüzerim belki. " Kız kafasını anlayışla salladı ve bir şey uzattı. Avucuna baktığımda uzattığı şeyin şeker olduğunu gördüm. Güldüm ve kaşlarımı kaldırıp ona baktım. " Annem yabancılardan şeker almamamı söyledi. " kahkaha atarak önüne düşen saçlarını geriye ittirdi ve elimi tutup avcuma bıraktı şekeri sonra elimi bırakmak yerine avcumu kapatıp bir kaç saniye durdu. " Yabancı sayılmam. Öyleysem de artık değilim. " diyerek güldü. Gülerek elimi kendime çektim ve avcumda ki şekeri ağzıma attım. 

" Madem öyle diyorsun kabul edeyim. Eğer zehirlenirsem bir sonra ki hayatım da seni bulurum Sena. " kahkaha atarak bana el salladı ve havuza doğru yürümeye başladı. Ben de güldüm ve ona el salladım. Tatlı bir kızdı. Geçen hafta bileğini incittiği zaman tanışmıştık. Bilirsiniz karma denen şeye inanırdım ve iyi bir insandım. O yüzden ona yardım etmiştim.

" Başkalarına da böyle güldüğünü bilmiyordum. " Diyerek yanımda beliren bedene baktım ve irkilmeme engel olamadım. " Nasıl gülüyormuşum? " dediğim de elinde ki havluyu omzuna attı yavaşça. Tanrının olduğuna inanabileceğim tek neden mükemmel ötesi şekilde yaratılmış Burak olabilirdi ancak. " Böyle gözlerini kısıp, dudaklarını dişleyerek. " dediğin de ufak çaplı bir şok geçirdim ve dudaklarımı araladım derin bir nefes verebilmek için. Güldüğüm zaman dudaklarımı dişlediğimden haberim bile yoktu. " bunu bilmiyordum bile. " gülerek bana baktı. " Neden gülüşünü sevdiğimi söyledim sanıyorsun. Gülerken yaptığın her hareket büyüleyici. " göz temasımız daha da farklı duygular barındırmaya başladığında yutkundum ve konuyu değiştirmeye çalıştım. " Sena cidden iyi biri gibi. Kafa dengi de. Tanısan sen de böyle düşünürsün eminim ki. "

" Sana ismini söyleyerek bile seslenmesi hoşuma gitmedi Ege. Eminim ki tanısam senin gibi düşünmem. " ben konuyu başka tarafa çekmeye çalıştıkça o sanki flört ediyormuşuz gibi laflar kullanıyordu. " Ee Eda nasıl? " cidden aptalın tekiydim... Neden haz etmediğim kızın nasıl olup olmadığını sormuştum ki?

Tam ağzını açmıştı ki elimle ağzını kapattım. Eda'yı sahiplenerek söylediği her cümle yine beynimi sulandıracaktı. " Boşversene duymak istemiyorum aslında. " elimin içinde güldüğün de elimi çekmek için hareketlenmiştim. Çekememe nedenim ise elimi dişleyerek hafifçe dilini gezdiren Burak'tı. Hafifçe bağırıp elimi çektim. Diş izlerine ve sızlayan elime kısa bir bakış atıp ters ters ona baktım. " Sorunlu musun oğlum? " sırıtarak kaşlarını aşağı yukarı oynattı. " Ne oldu kalktı mı? " Kendi içimden etkilenmediğimi tekrarlarken tekleyen kalbim resmen bana hareket çekmişti. " Hmm uçuşa geçti sana doğru. " alaycı ses tonuyla konuşup göz devirdim. Gerçeği bilmesine hiç gerek yoktu. Güldü.

" Peki böyle yaparsam da kalkmaz mı? " diyerek elini çıplak belime koydu ve baş parmağıyla orayı hafifçe okşadı. İçimi titretti ulan herif. Hafifçe ürpermeme engel olamayıp utançtan yandığını hissettiğim yüzümle ona baktım. " Saçmalama Burak. " diyerek elini itmeye çalıştığım da tabi ki de başarısız oldum arkadaşlar çünkü Burak hayvan gibi. Hem de böyle ayı gibi bir hayvan.

" Sen neden grupta saçma sapan triplere girdin? " dedim hem onun bakışlarını dudaklarımdan çekebilmek için hem de kendi odağımı belimi okşayan elinden başka yere çekebilmek için. " Bir de 200 IQ'um var diye geçiniyorsun." diyerek göz devirdiğin de kaşlarımı çattım. ELİ HİÇ HOŞ YERLERE DOĞRU KAYMIYORDU ŞUAN. Tamam Ege nefes al ve oraya odaklanma.

" Ne alaka ya? " kafasını bana doğru yaklaştırdığın da panikle biraz geriledim. " Kıskandım çünkü Ege. Gayet basit bir şey. Bunu da anlayamayacaksan zekiyim diye dolanma. " Zekama laf etmesine mi şaşırsam? Yoksa beni kıskandığını iddia etmesine mi? " Niye? " diyerek aklımda ki onca saçma sorudan en mantıklısını yönelttim ona. " Çünkü benden başkasıyla samimi olman hoşuma gitmiyor. " Bu sıralar sürekli olan bir şey olmuş ve yine dibimde bitmişti.

Kalçamın üstünde ki eliyle oturduğumuz tahta yerde beni kendine çekti ve gülümsedi. " Sadece bu da değil. Sana dokunabilme hakkına sahip olmak istiyorum. Sana her zamankinden daha farklı konularda karışabilmek istiyorum. Güldüğün tek kişi ben olayım istiyorum. Ama hepsinin birden gerçekleşmesinin bir yolu yok galiba. " kalkıp gittiğin de ellerini çektiği yerler bir anda üşümeye başlamış ve ben mal gibi arkasından bakmaya devam etmiştim bir süre.

*

Aslında mümkün Burakcığım;))

Bunlar daha ilk 10 bölüm olmadan baya oynaştılar amk Ateş ağlıyor clflfşşcşcld Ateş Karan'ı bulup oynaşıp öpüşene kadar 30.bölüm olmuştu...

=> Neyse şimdi düzenli bölüm atan minnoş bir insan haline geldiğim için o minnoş parmakcıklarınızla yorum yapın bakalım da diğer bölüm kısa sürede gelsin:)))

SEE U LATER~

Art{BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin