●9●

3.2K 175 54
                                    

Keyifli okumalar diliyorum hepinize🥀 Yorumlarda buluşalım;)

Keskin bir ışık süzmesi alıyor kızın gözlerini. Elleriyle yüzünü kapatıyor ışığı kesmek için. Etrafına göz gezdiriyor, bu herkesten kaçıp geldiği ormana hiç benzemiyor burası. Etrafını incelercesine bakarken ormanın derinliklerinden bir ses duyuluyor.

"Karaca!"

Babasının sesi doluyor kulaklarına ve hemen ormana giriyor. Nereye gittiği belli değil. Sadece sesin kaynağını bulmak istiyor, babasını görmek..
Etrafına bakıyor panikle, bir ümit babasını görebilmek için.

"Baba!"

Sesi büyük dalgalar haline yankılanıyor, defalarca duyuyor kendi sesini ama babası hala yok. Koşturmaya başlıyor soluksuzca.

"Karaca!"

Tekrar kendi ismini işitince yerinde çivileniyor aniden. Ellerini göğüsüne birleştiriyor. Ne yapacağını bilemez bir biçimde bakıyor ama babası hala yok. Göğüsünden indiriyor ellerini yavaşça. Gözleri açılıyor fal taşı gibi. Anlamsız ve korku dolu bakışlarla izliyor ellerini. Kafasını olumsuz anlamda sallıyor. Gördüğü kanlı elleri üzerine silmeye çalışıyor hızlı hızlı. Kan ne çıkıyor de ne kuruyor. Karaca ağlıyor seslice.

"Baba!"

Olduğu yere çöküyor ve toprağı avuçluyor tıpkı dedesi gibi. Toprağa silmek istiyor kanı. Her defasında daha çok kan bulanıyor ellerine. Ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor...
Sesini kimse duymuyor, çaresizlik sarıyor bedenini. Elindeki kanın kimin olduğunu bilmiyor ama yüreğini çok acıtıyor.

İrkilerek uyanmıştı uykusundan Karaca. Aniden kalkıp etrafına bakınmaya başlamıştı. Henüz sabah olmaması şaşırtmıştı onu. Ellerine bakmaya başlamıştı, nemlilerdi. Ellerini yıkama ihtiyacı doğmuştu içine. Hızlıca kalkıp odada bulunan banyoya koştu. Suyun soğuk ve ya sıcak olması umurunda olmamıştı, tek dileği rüyada gördüğü kanın elindeki nemlilik ile bağlantısının hemen kopmasıydı. Beyaz fayanslar ayak tabanlarından başlayıp tüm bedenine soğuğu işliyordu. Aynadaki kıza bakamıyordu, onun yerine hemen yüzüne su serpti, ardından ıslak elleri boynu ve saç diplerini ferahlattı. Aynaya bakmadan odaya girdi yeniden. Oturdu bir süre yatakta. Gözlerini kapattığı anda ellerinin kanlı halini görür olmuştu. Anlam veremiyordu bir türlü. Tamam rüya olabilirdi ama Karaca daha önce böyle bir şeyi asla düşünmemişti.
Babası ve kanlı elleri.
Ürperdi genç kız, kuruyan dudaklarını diliyle ıslattı. Rüya olduğunu kabullendi ve yatağa geçti yeniden. Her kapayışında gözünün önüne gelen görüntüye karşın açmadı gözlerini. Yorganı inatla çekti kafasına kadar, uyuyacaktı.

Bir zaman sonra kapının açılma sesini işitti. Kapı öyle sessiz bir şekilde açılmıştı ki, Karaca bile son anda fark etmişti. Gözlerini açması kız, adım sesleri yaklaşıyordu çünkü. Ayaklarının dibinde birisi durmuş onu izliyordu. Rahatsız hissetti Karaca, ama gözlerini açmadı. Yatağının ucunda bir ağırlık oluştu, ardından kolunun iki yanına çökmüştü bu ağırlık. Birisi üzerine uzanıyordu ve havasını kesmişti. Sıcak bir nefes çarpmaya başlamıştı yüzüne. Nefeslerini düz tutabilmek için her yolu deniyordu. Sol tarafındaki çöküntü düz hale geldi ve saçlarına dokumaya başladı bir el. Karaca'nın kalbi gümbürtüyle çarpmaya başlamıştı. Savaş veriyordu kendisiyle gözlerini açmamak için. Sıcak parmaklar saçlarından ayrılmış şakaklarından yanaklarına doğru inmişti. Sevmeye başlamıştı narince, tüy kadar hafifti bu dokunuşlar. Karaca burnuna dolan koku ile neye uğradığını şaşırmıştı. Tanıdık birisiydi bu, sakin olmaya çabaladı. Yanağındaki parmaklar durdu, dudaklarına hissetti. Sol tarafı yeniden ağırlıkla çökmüştü. Yüzüne çarpan sıcak nefesi şimdide boynunda hissediyordu. Burnunu yavaşça boynuna sürtmeye başlamıştı. Kokusunu derince içine çekiyordu durmadan. Genç kızın hiç beklemediği bir şey oldu, boynundan öpülüyordu. Sık sık ama hissedilmeyecek kadar narin. Boynundaki sıcaklık kayboldu, yüzüne gelen sıcak nefesler geri gelmişti ama bu sefer çok yakınındaydı. Dudağının kenarına minik, hislice bir öpücük hissetmişti.

ÂŞEKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin