10

177 29 15
                                    

Umarım  yazdığım bu bölümde, hissedilen duygular sizinde kalbinizde yer edinir. Ve yazarken hissettiklerimi sizde hissedersiniz. Lütfen şarkıyı açın..


 "Çok yoruldum" dedim gözyaşlarımın arasından.Onun karşısında ağlamak istemiyordum. Ağlamamı sevmezdi. Dayanamazdı bana. Elinde olsa sırf ağladım diye dünyayı yakardı. Ki biliyordum işin aslı gerçekten yakardı. O benim ağlamama ne kadar dayanamıyorsa, bende onun ağlamasına dayanamıyordum.

"Tamam" dedi. Öyle yorgundu ki sesi. Yaklaştı bana, yüzümü avuçladı ve alnımı öptü.

"Tamam ben giderim. Sen ağlama ölürüm." dedi ve ardına bakmadan gitti. Arkama döndüm.Ardıma bakmadan gittim. Ardımıza bakmadan gittik. Çünkü bakarsak birbirimize yeniden kollarımız arasında ağlayacaktık. 

1. Gün her şey normaldi aslında. Arkadaşlarımla buluşmuş, onlarla eskiden gittiğimiz o jazz barlara gitmiştik. Onlarla gülüyor, espriler yapıyordum. Bana sürekli iyi misin soruları yöneltiyordular. Neden iyi olmayayım ki diyordum. Kendime ve onlara.Neden iyi olmayayım ki?

2.Gün özledim. Yokluğu yavaşça kalbimi esir alırken, kendime itiraf etmek istemedim. Oysa bitirmeyi isteyen bendim. O değildi. Bu yüzden pişman olamazsın diyordum kendime. Pişman olamazdım. Bitirmeyi isteyen aptal bendim. İkinci günün gecesinde ağlayarak uydum.

3.Gün çok daha fazla özledim. Öyle çok özledim ki, özlem bedenimden ağırdı. Nefes alamamaya başladım, evin içinde nereye baksam onu gördüm, kapalı göz kapaklarım onun gözleriydi adeta. Yok oluyordum. Daha üçüncü gündeyken yok oluyordum. Ona ait olan yastığa sarılıp uyumak istedim, lakin rüyalarımdaydı. Deliriyordum ben.. 

4.Gün 2 paket sigara bitirdim. Zihnim uyuşuyordu sigaradan. Ama bir süre sonra fazla içmekten dolayı başım ağrımaya başlamıştı. Umurumda değildi. Elimden sigara eksik olduğu an onu yeniden görüyordum. Görmek istemiyordum onu, yok olmak. Varlığına bu kadar alışmak. 

5.Gün kıyafetlerine sarılarak ağladım. Ağlama krizlerim başladı. Dolabımda ne kadar kıyafeti varsa hepsine sarılmıştım. O gece hiç uyuyamamıştım. Çapaklar gözlerimi acıtıyor ama zerre umurumda olduğu söylenemezdi. Canım acıyordu. Onsuzluk beni kül ediyordu. Onsuzluk beni yakıyordu. Onsuzluk beni öldürüyordu. Yemek yiyemiyordum, uyuyamıyordum. Ona ihtiyacım vardı. Kokusuna, gülüşüne... Bakışlarına. Sevgisine.. Demek böyle yapıyordu o kadınları. Demek onun aşkından delirmek buydu. Başta sırf ölmek için istediğim sevgi. Ne kadar tehlikeliymiş oysa. Anne diye ağlamak istiyorum. Canım acıyor anne. Saçlarımı okşa diye bağırmak istiyorum. Nefes almak istiyorum anne demek. Onsuz kalmamak istiyorum. 

6.Gün sonsuzluğum oldu. Sadece boş duvarlara baktım. Hiçbir şey düşünmeden. Yemek yemeden. Uyumadan. Tuvalete gitmeden. Sadece boş duvara baktım. Zihnimde bir sis perdesi vardı. Düşünemiyordum bile. 

7.Gün o geldi. Benden beterdi.Kollarımı boynuna dolayarak ağlamaya başladığımda, sımsıkı sarıldı bana. Bir hafta yemek yemeden uyumadan geçirdiğim için kollarında bayılmışım. Tanrım eğer ölürsem lütfen ölümüm onun kolları arasında olsun. Cennetimin kollarında ölmeyi istiyorum ben, cehenneme giderken. Onun kolları arasında olmak benim cennetimdi. Onun varlığı bana cennetti.

 Onun için cehenneme gitmeyi istiyordum. Cennetimi bu kadar üzdüğüm için cehennemde yanmak istiyordum. 

Kendimi onsuzlukla cezalandırmak. 

Oysa ki ben onsuz ne kadar mutluysam, o da bensiz o kadar mutluydu. 

"Seni kaybetmek." dedi rengi solmuş kuru dudaklarını alnıma bastırırken,

"Seni üzmek." dedi yara içinde ki eliyle yüzümü avuçlarken.

"Izdırap." dedi ve karşımda çocuk gibi ağlamaya başladı. Onu böyle görmek asıl ızdıraptı. Nasıl hissettiğimi size anlatamam. Kimseye anlatamam çünkü bu acının da aşkın da hiçbir tarifi yok. Hiçbir dilde, hiçbir kelime veya sözcükte karşılığı yok.Kalbim ağrıyordu.Yanıyordum yağmur altında.Ölüyordum kalbim atarken.Diriliyordum ruhumu kaybederken.Yok oluyordum ben.Zihnim de pek sağlıklı değildi.

"Kai" dedim. Yaşlarla dolu gözleriyle bana baktı.

"Sana git desem bile bir daha beni bırakma. "

"Asla." diyerek sımsıkı sarıldı bana. O bana sarılırken ben sadece dolu gözlerimle duvara bakıyordum. Ne ağlıyordum, ne de o sıcacık sarılmasına karşılık veriyordum.O beni hayata döndürürken, ben onu öldürüyordum.Çölün ortasında bir okyanus içindeyim lakin susuzluktan ölüyorum.Dünyadayım ama oksijenim yok.

Kalbim atıyor oysaki.

"Özür dilerim sevgilim.. Özür dilerim.." Saatlerce özür diledi. Hepsini duyarken aslında hiç birini duymadım. Özürlerin arasında ki seni seviyorum' ları asla duymadım. O bana yalvardı oysa ki suçlu benken. O bana onu affetmem için saatlerce kapı eşiğinde bana sarılırken yalvardı. Oysa ki suçlu ben iken.Belkide beni bu hale getirdiği için o suçluydu. O barda bakışlarıyla beni iplerine doladığı için, kurs sonrası çıkışta beni beklediği için. 

Usulca zihnime sızıp zehrini bıraktığı için.Ondan nefret ediyordum. Ama ona nefretten daha çok aşıktım. Belki sağlıklı, belki sağlıksız..Ama ilk defa biri olmadan nefes alamayacağımı hissettim ve anladım. 

Onsuz olamazdım. 

Zehrim de panzehirim de oydu.

House Of Cards|KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin