BTB-2. Bölüm

283 4 1
                                    

Selööm. Yeni bölümler takrar buradayım. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar :Dd
Multimedia; Lara.
Başımın Tatlı Belası-2. bölüm
Babamın beni beklediği beyaz BMW sine doğru yürüdüm, son kez arkama çocuğa baktım, kırmızı üstü açık arabasına bindi. Arabaya vardığımda sinirle kapıyı açtım. Babamla göz göze geldiğimizde sinirimi unuttum ve babam arabadan inip arabanın etrafından yürüyüp benim yanıma geldi. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle "Hoşgeldin canım kızım!" Dedi ve bana sarıldı, bende gülümseyip babama sarıldım "Hoşgeldim babam!". Biraz daha hasret giderdikten sonra babam bavulumu alıp bagaja koydu, bende o sırada arabaya bindim, birden aklıma o Uyuz-taş-çocuk geldi! Babam arabaya bindiğinde gülümsemeye çalıştım. Emniyetkemerlerimizi bağladıktan sonra babam arabayı çalıştırdı ve eve doğru sürmeye başladı. "Annen en sevdiğin yemekleri hazırladı" dediğinde sanki Kıvanç Tatlıtuğu görmüş gibi gözlerim parladı. Yemek lan bu. Boru mu? Arabada koyu bir sohbete daldık, 15 dakika sonra siteye vardık. Arabadan indiğimde resmen sülalem beni kapının önünde karşıladı, bide kırmızı halı serseydiler amk. Annem bana hızlı adımlarla yaklaşırken bende ona yaklaştım ve sarıldık, kuzenim ise bagaja doğru yönlendi ve bavulumu aldı. Annem kulağıma "Akşam uzun uzun sohbet edeceğiz kuzum" diye fısıldayarak ve bana bakarak gülümsedi. Allaaah yine sormadığı soru kalmayacaktı. Benden 4 yaş büyük olan Ablam'a ve küçük erkek kardeşimin yanına gittim, ablamın karşısında durduğumda bana yamuk bir gülümsemeyle baktı sonra "naber bücür?" Dedi. Kırkırdadım. Kardeşlerimle fazla anlaşamasam da seviyordum shsjsjs. Birbirimize sarıldıktan sonra benden 5 yaş küçük olan erkek kardeşime baktım ve yüzümde koca bir gülümsemeyle ona sarıldım, bana hemen "hediye aldın mı?" Diye sordu. Bu çocuk ne kadar beleşe yürüyordu, hehe kimin kardeşi! 7 sülalemlede sarılıp öptükten sonra hemen bavulumu kuzenimden aldım ve anneme "birazdan geleceğim" diyerek onun cevabını beklemeden yukarı çıktım. Merdivenlerden yukarı çıktığımda herkesin içeri geldiğini duydum, annem arkamdan "tamam kızım, bak sana dolmalar yaptım, börekler..." Diye seslendi ve devamını da getirttirdi. Herkesin beni ıslak ıslak, vıcık vıcık öptüğü için Arap sabunuya yüzümü temizlemem lazımdı sanırım, tabii Arap sabunu yeterse, odama girdim ve valizimi dolabının yanına bıraktım, pencereyi açtım, derin bir nefes alıp biraz dışarı bakındım. Etrafta bizim evimizin hemen hemen aynı modellerinden gördüm, sonuçta site. Beyaz-ve havuzlu-evler, bizim havuzumuz fazla büyük değildi ama bizim için idare ediyordu. Herşey bıraktığım gibiydi. Haa bide çocukluk arkadaşlarıma daha geldiğimi söylememiştim, sürpriz yapmak istiyorum! Tabii benim iki hafta sonra geleceğimi sanıyorlar, bu yüzden onlardan baya çekicektim, ibneler. Yatağımın yanına gittim ve kendimi yatağa attım, kollarımı iki yandan açtım ve gülümseyerek tavana baktım, nihayet hayalim gerçekleşecekti, ve nihayet Türkiye'de okuyacaktım, lise sona geçeceğim, burda okuyacaktım, üniversiteyide. Amerika'dan buraya gelmek biraz garipti, orda doğdum, annemlerle benden bir yıl önce buraya taşındı, ben o arada Amerika'da teyzemlerle yaşıyordum. ablam okulunu bitirdi, öğretmen oldu-sonundaa-ve izmirde yaşıyor, ablam evli. Önceden bu evimiz sadece bizim için bir yazlıktı, babamın ailesi Türkiye'de yaşıyordu, annemin ailesi ise Amerika'da ama aslında annem Türkiye'de doğdu, 13 yaşındayken Amerika'ya taşındı. Bu yaz tatilinden sonra yeni bir hayat beni bekler, yani üç hafta sonra yaz tatili bitiyor (!) şimdi depresyona girebiliriz :(:(::((::(:(:(:(:((:
Doğruldum ve yatağımın üstüne oturup pembe bavulumla bakıştım, o pembe renkli bavulun içinde birsürü siyah pantolon, bol t-shirtler vardı, ve bir kaç elbise, short, etek vesaire vesaire. Üstümü değiştirdim, siyah dar pantolon ile süperman sembolü bol bir t-shirt giydim, saçlarımı kendi haline bıraktım ve yüzüme makyaj sürmediğim için sadece parlatıcı sürdüm, telefonumu da aldıktan sonra odadan çıktım, akşama kadar evdeydim, küçüklerin çığlığı beni tamamiyle onarı kesme nedeniydi, hele de odama girmeye çalışıp laptopumla oynamak istediler, Imm Imm vermicem diye söylenmek istiyorum ama tabiiki de laptopumu almak için önce cesedimi çiğnemeleri lazımdı-ki laptoma dokunmamadılar bile *sinsi gülüş*-. Biraz daha kaldıktan sonra yavaş yavaş gidiyorlardı. Herkes gittikten sonra kendimi koltuğa bıraktım, ortalık darmadağın olmuştu resmen, ama ben umursamıyordum-çünqü lara olmaq bunu qerektirir-, annem salona girdi ve bana baktığını göz ucuyla gördüm, sonra anneme bakıp "ama anne ben yol yorgonuyum ya" dedim baygın bir şekilde, canım annem önce sırıttı sonra ablamla birlikte ortalığı topladılar nihahahah, bende o sırada tv seyrettim. Tembel değilim arkadaşlar.
~kimi kandırıyor sen?
Tmm içses sus qes plis.
Ortalığı topladıktan sonra yanıma oturdular, hah, şimdi sorguya başlıyorlar. Yerimde Doğruldum. Annemlerle konuşup ve annemin yaptığı 100 tane meyve karışımı taze meyvesuyunu içtikten sonra odama çıktım ve üstüme siyah dar pantolon ile beyaz askılı giydikten ve beyaz converse'lerimi de giydikten sonra Alp'i aradım. Odamın içinde yürüyordum. Niye açmıyor bu ya?..Açasana be! Alp'e biraz sövdükten sonra telefonu açtı "hıı?" Dedi. Yorgun gibiydi. Saat kaç ki? "Sevgilim" Dedim neşeli olmaya çalışarak "Lara? E sen Türk hattından arıyorsun, nas-" dediğinde durdu. Birkaç saniye sonra tekrar konuşmaya başladı "Sen döndün mü?!" Dedi şaşkın bir ses tonuyla. Eh nihayet jeton düştü. "Evet!" Dedim ve sırıtmama engel olamadım. "Şimdi mi geldin? Niye daha önce söylemedin? Saat gece yarısı niye haber vermedin Lara?" Dedi, sesi bu sefer sanki biraz da neşeli geliyordu. "Ben aslında sabah geldim ama sürpriz yapmak istedim. Ya üff neyse dışarı çıksana" dedim elimi belime koyarken. "tamam tamam şeylerin oraya gel, yada ben size geliyorum bekle" dediği gibi telefonu kapattı. Çok heyecanlıydı. Kıvançtan sonra aşık olduğum ikinci erkekti Alp..E ama napalım Kıvanç sarı gözlü mavi saçlı. Bi dakika, ne dedim ben? Uykusuzluktan devrelerin yandı lara. Birkaç dakika sonra evden sessizce çıktım. Herkes yatıyor olmalıydı. Arka bahçeye doğru yürüdüm. Ben tam çimlerde duran büyük yastıklara oturacakken Alp geldi. Üstünde eşortman takımı vardı. Beni görünce gülümsedi ve yanıma hızlı adımlarla gelip bana sarıldı. Başını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti "seni çok özledim". E bi zahmet özle. 3 aydır distans ilişki yaşıyorduk amk. "Bende seni çok özledim". Çekildiğinde gözlerimin içine baktı ve gülümsüyordu. Elini tuttum ve büyük yastıklara oturduk ve konuşmaya başladık.
-
Yatağımda uzanmış bir vaziyette duruyordum, gözlerimi araladım. Üstümde hala dün akşam giydiklerim vardı. Yatağımda Doğruldum ve başımı yatak başlığına koydum, yüzümü sıvazladım ve sonra yatağımdan kalktım. Güneş beni rahatsız ettiği için perdeleri kapattım, kör olacaktım resmen amk. Duvarımda -geçen seneden kalma- hala Kıvanç Tatlıtuğun posterleri vardı, annemin onları duvarımdan kaldırmaması için üçüncü dünya savaşını çıkarıyordum, ama dinlemiş *sinsi gülüş*. Posterlerime bakıp birkaç dakika Kıvançın kaslarını kestikten sonra boy aynasına baktım. Ben filmlerdeki gibi kızlardan değilim, yok sabah kalktığımda 32 diş gülümseyip saçlarım hiç dağılmamış bir şekilde kalkmıyordum, aksine, saçlarım kıvırcık olduğu için daha da berbat oluyordu. Dolabı açtım ve gözlerimi gezdirdim, gözüme mavi kot şort ile beyaz bol t-shirt geldi. Onları alıp giyindim ve tuvalete gidip yüzüme su çarptıktan sonra merdivenlerden aşağı indim ve bahçeye çıktım. Annemler masada oturup kahvaltı yapıyordu. Yanlarına ilerledim. "Günaydın millet!" Diyip sandalyeye oturdum. Herkesle 'günaydınlaştıktan' sonra yemeğimi yemeğe başladım. Babam "ee okul ile düşüncelerin ne?" Dediği an yemeğim boğazımda takıldı. Ah. Şimdi sıçtım. Okul daha yeni bitti ama baba. Birkaç kez öksürdüğümden sonra "Vallah babacım iyi yani düşüncelerim" dedim ve babamdan gözlerimi kaçırdım ve kahvaltıma devam ettim. Bu konuşma burda biter diye umuyordum ama biter mi? Bitmez. "Babacım dediğine göre birşey var ama dur bakalım" diyip bana baktı. "Aşk olsun" dedim ve kaşlarım kalktı, ama babam haklıydı, ne zaman babamdan birşey sakladığımda hep ağzımdan 'babaCIM' çıkıyordu. "Bak kızım, lise sona başlayacaksın, bu sene her sene gibi çok önemli. Derslerine odaklan tamam mı?" Dedi bana bakarak. Başımla onaylayıp gülümsediğimde o da bana gülümsedi. Kahvaltımı yedikten sonra salona geçtim ve elime telefonumu aldım. Alp'in bana söylediği kadarı ile Eylül-çocukluk arkadaşım ayrıca en yakın arkadaşlarımdan biri, her sırrımı bilir, ondan birşey sakladığımda ağzıma sıçar-ve diğer çocukluk arkadaşlarım Anıl, Güneş, kuzey, sevgilim alp. Bizim tayfa işte. Neyse hepberaber-bensiz-sinemaya gideceklermiş piçler.
-----------------------------------
Höhöhö.
Sizce bu Alp ne ayak? :d asshjsjs
Bu bölümü nasıl buldunuz? İlginiz için teşekkürler! :D

Başımın Tatlı BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin