BTB-12. Bölüm

109 2 2
                                    

Meraba :))))
Multimedia; Eylül
İyi okumalar :)
Başımın tatlı belası-12. Bölüm
BU ÖZGÜR DEĞIL Mİ?!?! HANI ÇETIN AMCANIN OĞLU OLAN?!?! Yanında birkaç erkek vardı. Onun ne işi var burda? Ne yani, benim için geldiğini mi sanıyorum? Ay yok artık. Yanımdan Ömer, Cem ile birkaç erkek geçti. Bunlar özgür'ün yanında mı gidiyor? Ömer siyah güneşgözlüklerini çıkarttı ve özgür'ün karşısına geçti. Yanlarından geçtiğimizde özgürün bana baktığını göz ucuyla gördüm. Ömer, özgürün bana baktığını görünce özgürün yakasını tuttu. Özgürün yanındaki erkekler tam devreye geçecekken cem'ler onlara pis pis baktı. "Birdaha ona bakarsan o gözlerini çıkarır, ellerine veririm. Anladın mı?!" Diye kükredi Ömer özgürün yüzüne karşı. Durdum ve "Ömer napıyorsun?!" Dedim kaşlarım çatık ona bakarken. "Lara!" Dedi bana ters ters. Ömer'lerin yanına gittim, Eylül kolumu tutup durdurmaya çalıştı ama kolumu çektim. "Ömer ben özgürü tanıyorum" dedim sinirli sinirli Ömer'e bakarken. "N-Nasıl?" Dedi ve kaşları çattı. Özgür ise sırıtıyordu. "Çetin amcalar bize gelecekti hani, hatırlıyormusun? Onun oğlu işte. Bırak şimdi" dediğimde özgüre kafa attı. Ah, hayır. Özgür geriledi. Ömer tam özgürün üstüne yürüyecekkem önüne geçtim. "Ömer yeter artık, yeter" dedim sinirli sinirli. "Niye heryerden sen çıkıyorsun?" Dedi bana bakarken, ona şaşırarak baktım. "Görüşürüz" dedi özgür burnundaki kanı elinin tersiyle silip bize bakarken. "Lara" diye ekledi bana bakarken, özgüre baktım. Özgür pis pis sırıtıp Ömer'e baktı. Özgür yanındaki arkadaşlarını 'hadi gidelim' dercesine bakıtıktan sonra gittiler. Onlar gittikten sonra Ömer iki adım geriledi ve gözlüklerini takıp arabasına doğru gitti, arabasına bindi ve gaza basıp gitti. Eylül, ben ve Cem bir araya geldik. "Neydi şimdi bu?" Dedim Cem'e bakarken. "Dikkatli ol Lara" dedi Cem ciddi bir şekilde. Ne demek istiyordu bu? Can'ın sesini duyunca o yöne baktım. "Naber gençler?" Dedi gülümseyerek ve yanmızda dikildi. "Ha bi sen eksikten amk" diye mırıldandı Cem. "Eylül, nasılsın?" Dedi can Eylül'e hayranlıkla bakarken. "İyiyim sağol can" dedi gülümseyerek ve sonra Cem'e baktı. Cem ise çatık kaşlarıyla can ve Eylül'e bakıyordu. Can arkasında sakladığı çiçeği Eylül'e uzattı. "Bunları alırken 'Ulan bunlar çok güzel' dedim, sonra şimdi senin yanında görüyorum, Sen bunlardan daha güzelsin be Eylül. Matematik sınavım olsan da saatlerce bakışsak" dediğinde Cem yüzünü ekşitti. "Bu ne ya? İlk okul 2 ye mi gidiyorsun lan sen? O nasıl iltifat?" Dediğinde Eylül pis pis Cem'e baktı. "Can çiçek mi aldııııığğğnnn" dedi hayranlıkla-ah Eylül ah-. Cem ise bana Hayalkırıklığı içerisinde bakıyordu. Kollarımı birleştirip onları dinlemeye devam ettim. Can "tabii senin için. Senin için atan bir kalp taşıyorum ya ben" dediğinde Cem "Bitti mi lan orrrrrr-" dediği gibi can araya girdi. "Bitti" dedi Cem'e pis pis bakarken. "İyi siktir git şimdi biraz öte" dedi Cem ve eylülü yanına çekti. Eylül Cem'e "Cem ne diyorsun?" Dedi dişlerinin arasında. Can Eylül'e bakıp "akşam beraber dışarı çıksak mı Eylül?" Diye sorduğunda Eylül önce Cem'e sonra Can'a baktı. "Olur" dedi Eylül. Vay sürtük! Cem'in kaşları tekrar çattı "Anlamadım? Anlamadım? A-ananı-ananı-anlamadım?" Diye kekeledi ve gözlerini kısıp Eylül'e baktı. Sjshshsjshshhs.
-akşam-
[Cem'in ağzından]
Eylül ile can bir restoranda gitmişti. Can Eylül'den gözünü ayırmıyordu. İbne. Ben ise gizlice peşlerinden gidiyorum, e nabak? Naabak ha naabak? Kızı bu it'in yanında mı bırakayım? İki kişilik bir masada oturuyorlardı, bende arkalarındaki masada oturdum. Gersondan siparişleri aldılar. Acıktım ya la. Garsonu çağırdım. Lağn üstündeki gömlek benimkiyle aynı, garsonla pişti olduk ya, neyse. Yemeğimi sipariş ettikten sonra can ile eylülü dinlemeye başladım. Can "iyiki geldin Eylül" dedi. Şerefsiz can, Vücüdündaki her hücreyi ben s.... Eylül'ün birşeyler mırıldadığını duydum. "Eylül sana birşey itiraf etmek istiyorum" dedi can. La orrrr- ne söyleyecen ki sen? "Eylül, sen benim için metrobüs te boş pencere kenarındaki koltuk gibisin, sen benim için tek güzel çiçeksin be Eylül" dediğini duydum. Vay şerefsiz. Aslına objektif olarak düşünürsek Eylülü benden daha çok hak ediyor anasını satim. Eylül niye cevap vermiyor la? Etkilendi mi? Yok hamına. Aha götüm tritriyo. Yok la telefonmuş. Arka cebimden telefonumu çıkardım. Lara arıyor. "Kanks şu an müsait değilim" diye fısıldadım. "Sadece eylül ile konuştunuz mu diyecektim kanks hani yemek olayı falan" dedi. "Onları takip ediyorum" dedim sessizce. Kahkaha attı, niye kahkaha atıyor bu la? "Noldu ha nolduuuuğ?" Dedim ters ters. "Ya qanqa fazla abartıyorsun. Onlar sadece arkadaş" dedi alayla. Hı belli cnm belli. "Arkadaş ayağı göt ayağı lara" dedim tekrar fısıldayarak. Güldü. "Tamam qanqa sana kolay gelsin" diyip yüzüme kapattı gerizekalı. Niye yüzüme kapatıyon?!?! Neyse, telefonumu cebime sıkıştırdım ve dinlemeye devam ettim. Nerde kaldı la bu yemekler?!?! Can'ın "Eylül, benimle çıkar-" dediğinde lafı yarım kaldı çünkü sandalyeden bir hışımla kalktım ve yanlarında dikildim. "Noluyor lan burda?". "Sen nerden çıktın la? Ulan tıpkı bilgisayara giren virüs gibisin ha, ne işin var lağn senin burdağ?" Dedi can bana çatık kaşlarıyla bakarken. "Kim bilir hangi sitelere giriyon da o yüzden bilgisayarın virüs giriyor" dedim bende kaşlarım çatık ona ters ters bakarken. "Cem niye geldin?" Diye sesini duydum Eylül'ün. Ona döndüm. Eylül, bir bilsen bir bakışın bende nasıl etki bıraktığını. "Seni bu it kopuğu ile yalnız bırakacağımı mı sandın?" Dedim canı gösterip. "Bak Cem doğru konuş gebertirim ha" dedi can parmağını sallayıp bana bakarken. Bende Can'a 'hıı tmm tbi cnm hıı .s.s' dercesine baktı. Can hemen normale dönüp Eylül'e baktı. Can=karakter sıfırrrr. "Beni sevgilin olarak herkese tanıtsan ya?" Dedi can Eylül'e hayranlıkla bakarken. Anam bu Eylül'e çıkma teklifi mi etti? Eylül daha cevap vermeden ben konuşmaya başladım "ah canım orda sıra var ben birim. Bunu da kafana indiririm ha" dedim masada duran süsleri alıp Can'a gösterirken.
-
Lara'nın ağzından;
Okuldan çoktan gelmiştim. Vallah bu Cem ve can beni gülmekten öldürecek. Şimdi ise yatağımda oturup dizi izliyordum. Ulan adamlar kot pantolon ile hareket yapıyor, biz yapsak pantolon yırtılır rezil olduğumuzla kalırız amk. LAN BALKODAN TIKIRTI MI GELIYOR YOKSA BANA MI ÖYLE GELIYOR? ÇK TRSYRM .s.s ne iyise ki perdelerimi çekmiştim. Göz ucuyla gidip baksam mı? Yok la kedidir kedi diyip tekrar diziye daldım..LAĞN YINE SES GELDI. Ayağa kalktım ve yavaş adımlarla balkon kapısına doğru yürüdüm. Perdenin ucunu biraz çektim ve balkona baktım. LAN BİRİ YERE OTURMUŞ CAM KAPIMA YASLANMIŞ ÖYLECE DURUYORDU. ALLAAHIIMMMM POOOLİİİİİİSSSSSSSSSSSS!!!! Oturan kişi erkek gibi gözüküyordu, üstünde siyah hoodie giymişti ve başlığını başına götürmüştü ve arkası bana dönüktü, bu neden ile kimin oluğunu göremiyordum. Birden telefonunu çıkardı. LAN BU ÖMER MI? YOK ARTIK KEREM BURSIN. Balkon kapısını açtım, ani hareketimle sırt üstü düştü, tekrar kalktı. Vallah benim tanıdığım Ömer söverek karşılardı bu durumu, Allah Allah. Balkona çıktım. "Ne işin var senin burda?" Diye sordum şaşırarak ve yanına oturdum. Güldü. "Heey, lara..umm, merhaba. Napıyorsun?" Vışşşşşş, içti mi bu? İğrenç içki kokuyor çünkü. "İçtin mi sen?" Diye sordum. Cevap vermedi. "Ne işin var senin burda?" Diye sorumu tekrarladım. "Bilmem, içeri davet etmeyekmisin?" Diye sorduğunda sırıtıyordu. "Tabiikide hayır, gidermisin artık" diye tısladım. "Umm dur bi düşüneyim. Hayır" dedi ve bana bakarak sırıttı. Derin bir nefes aldım. "Ya Ömer saçmalama ya annem babam duyarsa" dedim endişeli bir şekilde. "Duysunlar" dedi umursamzca. BABAM DUYARSA VARYA ÜÜÜFFFF. "Ne yani gitmiyormusun sen şimdi?" Dedim sinirli sinirli. "Gitmiyorum" dedi emin bir şekilde bana bakarken. İnşAllah canım ya İnşAllah. "İyi tamam. Otur burda, uyu hatta sız umurumda değil tamam mı? Ne yaparsan yap umurumda değil" dedim ve önüme döndüm. Sırıtışı sildindi. "Peki ozaman. Kalıyorum" dediğinde derin bir nefes aldım. Artık sırıtmıyordu yada salak salak gülümüyordu. "Bana neden bu kadar kötü davranıyorsun?" Diye sordu bana bakmayarak. Kendine yavaş yavaş geliyor gibiydi. Ona baktım ve "kendinle tanıştın mı hiç?" Dedim bende. Lan ben bu sahneyi nerden hatırlıyorum? Cevap vermedi. Ayağa kalktım. "Gel hadi içeri başımın belası gel" dediğimde bana baktı ve sırıttı. Ayağa kalkması için yardım ettim. Ne yani? Onu burda mı bıraksaydım? Paytak adımlarla odama girdi ve kendimi yatağıma attı. "Kalk kalk kalk. Napıyorsun sen?" Dedim ters ters ona bakarken o ise bana 'vat?' Dercesine bakıyordu. "Birlikte yatacağımız sanmıştım da" dedi yamuk bir gülümsemeyle bana bakarken. "Aynı yatakta yatacağımızı mı sandın?" Dedim kaşlarımı kaldırıp ona bakarken. "Yani" dedi kendine eminmişcesine. "Başka bir isteğin var mı?" Diye sordum alayla. "Yanıma yat, bakarız" dediğinde derin bir nefes aldım. Bu çocuk sarhoşken bile böyleyse..neyse. Yatağımın kenarında duran laptopumu aldım ve masama bıraktım, sonra kapımı kilitledim. Yatağımın kenarında yatak serdim ve zar zor Ömer'i yere yatırdım. Bu çocuk sarhoşken bile tatlı ya.
------------------------------
Özgür? Neler oluyooooorrrr???? :Dddd
Bu bölümü nasıl buldunuz? :Dd

Başımın Tatlı BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin