Multimedia; Elif. Bölümün sonlarında giriyor hikayeye.
İyi okumalar kanks :)....
Başımın Tatlı Belası-4. Bölüm
-
İçeri girdiğimizde ses baya yüksekti, içerisi karanlıktı ama etraftaki renkli ışıklar aydınlatıyordu, terk kokusu, alhokol kokusu geldi burnuma. Dumanlarda eksik olmuyordu. Hayatımda ilk defa böyle bir yere gidiyorum #hyrlı evlt sjsjshsh# Ama diğerleri gelmiş sanırım. Alp "ne içiyoruz?" Dediğinde hiçbir fikrim olmadığı için cevap vermedim. Aralarında konuşup hallettikten sonra Eylül yanıma geldi. "Bak sakın içme annene hesap vermek zorunda kalmak istemiyorum" dedi kulağıma fısıldayarak. "Sen önce kendine mukayet ol" dedim kaşlarını kaldırıp ona dik dik bakarken. O da 'tabiikide' dercesine bana baktıktan sonra alp bana bilmediğim bir içki uzattı. "Ben içmeyeceğim" dedim elimi kaldırıp içkiyi geri çekerek. O da 'sen bilirsin' dercesine bana bakıp omuz silkti.
~LAN MAL INSAN BI ISRAR EDER.
Ulan iç ses sikecem seni şimdi ha!
Alp beni dans pistine götürmek için baya bi uğraştı ama benim bugün hiç keyfim yok. Zaten etrafta yiğişen çiftler gördüğümde kusasım geliyordu. Alp, güneş, Anıl ve emir dans pistine gittikten sonra ben ve Eylül de konuşup gülüşüyorduk. Eylül arkama baktı, hemde kaşlarını çatarak (!). Ne olduğunu öğrenmek için arkama baktığımda alp ile bir kız beraber konuşuyordu.
~LAN GIT SİK KIZI AQ LARA!
Vallah içses ilk defa iyi birşey söyledin helal olsun.
~Ulan .s.s
İçimde bilmediğim birşey hissettiğimde ne yapacağımı düşünmeye başladım. Bu sürtük niye alp ile konuşuyordu. Vallah saçını başını yolmam bir yumruk atarım, karateye gittiğim seneler de boşa gitmez. Alpin keyfi de yerinde ha piç. Masada duran içkiyi elime aldım ve hiç durmadan, bir kaç yudumdan sonra bitti. Birtane daha içki aldım..ve birtane daha..birtane daha.
----
Sabah kalktığımda tanımadığım bir yerdeydim. Gözlerimi araladım. Bir yatağın üstümde uzanıyordum. Bi dakika? Nerdeyim ben?! #aslında istesem hatırlardım da, düşünmeye üşeniyorum# Hemen yatağın üstünde Doğruldum ve odanın içine baktım. Büyük bir odaydı. Hatta baya büyük. Zenginlerde herhalde? Lan oğlum tanımadığın bir yerdesin düşündüğün şeye bak! MacBook mu o? Oha. Tamam şimdi konsantre olamam lazım. Macbook'u alıp kaçsam mı ki?
~lan oğlum sus şimdi başını yakcan!
Her boktan da sen çıkmıyon ha içses misin yardımcım mısın belli değil.
Üstüme baktım. Evet, kıyafetlerim üstümdeydi. Derin bir nefes alıp gözlerimi yumdum. Yataktan kalktım ve üstümü düzelttim. Yerde duran çantamı ve topuklularımı aldım. Küçük omuz çantamı çapraz şekilde omuzuma taktım. Topuklularımı elime aldım ve tam odadan çıkacakken odaya bir kadın girdi. "Günaydın efendim. Ömer bey çıktı ama kahvaltınız hazır. Aşağıda" diyip gülümseyip çıktı. Ömer bey kim be? Olduğum yerde durup yutkundum. Hemen kapıyı açıp odadan çıktım. Etrafta birileri varmı diye bakındım, kimse yoktu. Kısa ama 'iri' koridorda yürümeye başladım, hızlı adımlarla gittim. Merdivenleri gördüğüm gibi yavaşça indim. Aşşağıya varınca tekrar etrafıma bakındım-lan bunlar zengin oğlum ashhjaah-, evet. Kimse yoktu. Yardımcı olduğunu sandığım kadın bana kahvaltı dedi, yemeyeceğim tabii. ~
~TABÖ NÖTÖLLÖ VÖRSÖ YÖRÖÖM.
İçses bak sikerim seni benimle evlenmek zorunda kalırsın! Tövbe tövbe.
Bir iki metre uzağımda duran dış kapıya doğru gittim. Kapıyı yavaşça açıp çıktım, kapıyı yavaşça kapattım. Etrafıma bakındım, e burası bizim sitemiz? Altınkoy ya burası? Hemen yürümeye başladım. Ellerimde hala topuklularımı tutuyordum, giymek istemiyorum çünkü ayaklarım sızlıyordu. Dün ne oldu allasen? Çantamı açıp telefonumu çıkardım. 23 cevapsız arama ve 100'den fazla mesaj, oğlum popi olmuşum! Hemen cevapsız aramalara baktım. Annemler iki kez aramış, hayret. Annem sadece İKİ kez aramış. Diğerleri ise bizim tayfadan di. Mesajlarda onalardandı. Şimdi eve varınca annemin dırdırını çekecektim. Eylül'ün bana gönderdiği mesaja baktım. "Annen beni aradı. Bizde kalacağını söyledim. Ya lara nerdesinnnnnn?!?! Telefonlarıma cevap veerrr!!". Lan dün noldu? Noldu lan dün? Dün noldu lan? Dün lan oldu? Off bu düşünceleri kafamdan çıkartmalıyım. Telefonum tekrar çantama koydum. Dün neler olduğunu düşünmeye başladım. Durdum. Ellerimi açıp yukarı baktım. Allahım nolur kötü birşey olmasın. Ben daha alp'i hayatımda sadece bir kez dudağından öpmüşken başka birşey..tövbe estağfurallah! Allahım nolur birşey olamamış olsun, söz birdaha asla anneme ders çalışıyorum diyip dizi seyretmeyeceğim, amin. Ellerimi yüzümde sürtüp çektiğimde tekrar düşünmeye başladım ve yavaşça yürümeye başladım. Zaten bu boktan baş ağrıdıysa nasıl düşüneceksem? Dün alpin bir kızla konuştuğunu hatırlıyorum, baya içtiğimi de. E sonra?.... Eylül'e sormadan hatırlamayacağım galiba. Telefonumu tekrar çıkarttım ve eylülü aradım. Çalıyor. "Hıı?" Diye cevap verdi. Sesi yorgun geliyordu. Kaldırmıştım galiba. Kalksın malo! "Eylül? Lan oruspu burda kardeşin belki tecavüze uğramış yada 36 yerinden piçaklanmıştır, o nasıl telefona cevap vermek ya la?" Dedim ve cevap vermesini bekledim, "Lara?!" Diye cınladığında gözlerimi kasıp telefonumu kulağımdan çektim. Tekrar kulağıma götürdüm. "Kızım dün geceden beri Nerdesin ya? Heryerde seni aradık? Niye cevap vermedin? Lan amkodumun cevap versene!" Diye sorular yönelttiğinde bende bir soru sordum, "Dün ben içtikten sonra noldu?" Dedim korkarcasına. "Ya ne bileyim işte bana birsürü laf söyledin sonra çantanı alıp çıktın. Bende peşinden geldim ama izin vermedin, sonra çıktın" dediğinden sonra aklıma dün neler olduğunu geldi. Ben bir araba görmüştüm, hatta kırmızıyı galiba? Başım çok ağrıdığı için arabanın yanında oturdum, sırtımı arabaya yasladım, sonra..sonra biri geldi, yüzünü hatırlamıyorum, beni önce arabadan çekilmem için ısrar ettiğini hatırlıyorum, ama benim inatçılığım tuttu ve ben çekilmedim, sonra kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı ve sonra beni kolların alıp arabay bindirdi. Herhalde arabada uyuya kalmışım çünkü arabada ne olduğunu hatırlamıyorum. Araba bir evin önünde durdu-sabah kalktığım ev büyük ihtimal-beni tekrar kaldırdı ve eve götürdü. Beni yatağa bıraktı ve sonra odadan çıktı. ALLAHIM ŞÜKÜRLER OLSUN YA RABBİM KÖTÜ BIRŞEY OLMAMIŞ! Eylül'ün sesi telefona geldiğinde kendime geldim. "Alo? Lara? Nerdesin?". "Evin önündeyim birazdan" dedim bıkkınca. "Lara sen bütün gece nerdeydin lan?" Dediğinde ne olduğunu özetle anlattım. "Şimdi de soruyor lan sus ağzına sıçmayayım" dedim sinirli sinirli, sonra "Sana da aşk olsun yani" diye ekledim. "Ya tamam Lara ne desen haklısın. O değilde Ömer kim ya? Ben sitede öyle birini tanımıyorum. Ay sapık olmasın da". "Sapık olmadığı belli zaten Eylül". Bir kaç saniye sessizlikten sonra tekrar konuştu "ee alp ile konuştun mu?". "Hayır, zaten onunla konuşacağımı da hiç sanmıyorum, şerefsiz....Aslında seninlede konuşmayacaktım", "ama lara bunu hallettiğimizi sanıyordum", "neyse tamam Eylül zaten evin önüne geldim hadi sonra konuşuruz" diyip telefonu kapattım. Trip atmak güzel birşey. #Çünqü Lara olmaq bunu qereqtirir sijhstghsjajsns# O alp ile de konuşacağım sonra, gerizekalı! Beni nasıl bırakır ya? Hem o kızla takılıyordu piç kurusu. Çantamdan anahtarımı çıkardım ve sessizce kapıyı açtım. Eve girdim. Tık yoktu, demekki hepsi uyuyordu. Yavaşça kapıyı kapattıktan sonra parmak uçlarımla merdivenlerden yukarı çıktım ve odama girip kapımı kapttım. Dolabımı açtım. Üstündeki yeşil elbiseyi çıkartıp yerine Pijama shortumu ve bol t-shirt giydikten sonra banyoya doğru gittim, ayaklarım kirli olduğu için ayaklarımı yıkadım. Tekrar odama girdim ve saçımı topuz yaptıktan sonra masamda duran laptopumu alıp yatağıma oturdum. Bakalım kim bu Ömer bey. Face'e girip Ömer yazdım. Bir milyondan fazla kişi çıktı, ne yani? Ömer yazınca hemen o erkeğin gelmesini mi bekliyordum? Hah..evet. Bir kaç ortak arkadaşlarımız olan Ömer isimli kişilere baktım. Pes edip laptopumu kapattım ve yatağıma uzanıp kıvanç tatlıtuğ posterlerimin olduğu duvarı kesmeye başladım. Ah o mavi gözler.
-beş gün sonra-
Beş gündür alpin mesajlarına ve telefonlarına cevap vermiyorum. Hadi hepberaber; Çünqü lara olmaq bunu qereqtirir! Sürünsün pislik. Kapımada geldi ama Esma teyzeye-Küçüklüğümden beri her yaz geldiğimizde bizde çalışır, ona çalışan bile diyemem. Esma teyzem o benim-Alpin içeri girmemesini söyledim, o da izin vermedi. Beş gün boyunca güneş ve eylülleydim, ya spor salonuna yada Kafe'ye gidiyorduk. Yada ben dizi izliyordum onlarda benim dişarı çıkmam için ağzıma sıçarlardı. Bu akşam sitenin büyük restoranında (aslında hem eğlence, kafe ve restorant yeri)-Güneşin babasının yeri-parti vardı. Sitedeki bütün gençler davetli. Tabii eğer Güneş bunu planlamasaydı böyle bir parti olmayacakti. Sabahın köründe odama geldiler ve beni zar zor uyandırdılar, bende zaten onlara söverek kalkmıştım. Şimdi ne mi yapıyorduk? Onlar beni çekiştire çekiştire alışveriş merkezine götürüyorlardı. Takside oturuyorduk şimdi. 10 dakika sonra alışveriş merkezine vardık. Bir kaç mağazaya uğradık ama hiçbirşey bulamadım. Bir mağazaya daha girdik. En sonunda A-form Mor renkte dizimin bir tık üstünde biten bir etek ile beyaz, dar bir askılı aldım. Şimdi geriye takı ile ayakkabı kaldı, ama ben takı almayacağım ya. Zaten kaç aydır hiç çıkartmadiğim mavi bilekliğim ile mor bilekliğim var, bide sürekli taktığım bir kolyem var. Başka birşey takmayacağım.
~takı takmayacağım diyorsun da üstünde kuyumcu var mübarek.
Senin dilin fazla uzadı ha şerefsizin oğlu!
~benimle iyi geçin yoksa senin o barbie'li çoraplarından bahsetmeni sağlarım rezil olursun.
O dilini keseceğim ben. En temizi.
~hıı çk kolaydı snki hı .s.s
Oğlum bak git! Tövbe tövbe yav iyice delirdin ha kendi kendimlen konuşuyorum.
Bir ayakabbı mağazasına girdiğimizde bende oflaya puflaya girdim. Alp ile aram bozuktu. Bugün de hiç aramadı zaten. Anlayacağınız bugün sanki ajdarı dinlemiş kadar moralim bozuk şu an. Mağazada biraz gelindiğimizde gözüme Nike ayakkabılar geldi. Hemen elime aldım ve incelemeye başladım. Eylül yanıma gelip sporayakkabıyı alıp yerine koydu, gözlerini irice açıp bana dikmeyi de ihmal etmedi. Elime ten renginde stiletto tarzında ayakkabı verdiğinde hemen onayladım. Artık itiraz etmek istemiyorum. BEN EVE GITMEK İSTİYORUM.
-
Eve vardığımızda hemen laptopuma girip bir dizi açtım, yanımda abur cuburlar ile beraber izledik. Yanımda da Jack adlı ayıcığım vardı. Ay lav yu beybi, bizi kimse ayıramaz <123456789. Saat 5'te hazırlanmaya başladım. Boy aynanın karşısına geçtim ve saçımı şekilden şekile soktum. "Çok güzel, tam Kezban Paris'te oldum ya" diyip derin bir nefes aldım. Saçımı kendi haline mi bıraksam? Ortadan ayırmayayım, yandan ayırayım. Evet evet öyle yapacam. Saçımı yaptıktan sonra makyaj'a geçtim. Biliyorsunuz makyaj sürmüyorum, sevmiyorum abi öyle şeyler. Ama bugün alpte gelecek, güzel olmam lazım. Ablamdan aldığım eyeliner'i aldım ve sürme çabalarına geçtim. Bu nedir ya? Iki saat sonra sadece bir gözümü yapabildim ama o da bi benzese. Eyelinerimi yapıp..
~lan yalan söyleme sildin az önce bilmiyom sanma.
Bi siktir git amk!!..neyse rimel ve parlatıcı da sürdükten sonra kıyafetlerinmi giyip topuklularımı da giyip küçük beyaz el çantamıda aldıktan sonra evden çıktım. Oraya yürüyerek gidiyorum, zaten sitenin içindeyiz. Bizim sitedekiler iyidir ya. İyiler iyi. Çantamdan kulaklıklarını çıkardım ve telefonuma takıp bir müzik açtım. Kulaklıklarımı takıp yürümeye devam ediyordum. 10 dakika sonra mekana vardım, birsürü kişi dans ediyordu. Kulaklıkları mı çıkarttım telefonumu ve kulaklıklarımı çantamın içine koydum. Birsürü kişi vardı, son ses'te müzik, içecekler ve atıştırmalıklar, herkes burdaydı. Herye ışıl ışıldı. Hava biraz karardığı için baya güzel gözüküyordu. Birkaç çift yiğişiyordu ama takmamaya çalışıyordum. Eylül ve güneşi gördüğümde onların yanına doğru yürümeye başladım. Alp'in nerde olduğunu umursamıyordum doğrusu. Bugün hiç aramadı zaten. Eylül ve güneşin yanına gittiğimde birbirimize sarıldık. Eylül "hadi Çek çek" dediğinde beni kendine doğru çekti ve pozunu yaptı, o sırada güneş de Eylül'ün telefonunu alıp fotoğraf çekti. "Hadi beraber!" Dedi Eylül ve çüneş de bizim yanımıza gelip üçümüz beraber selfie çektik-but first let me take a selfie (itiraf edin şarkının gidişatıyla söylediniz .d medyum lara bitceezz)- Güneş bir arkadaşını görüp bizden ayrıldıktan sonra Eylül'e baş baş kaldık. Eylül "Ömer gelecek mi acaba?" Dediğinde bana sorarcasına baktı. "Ben nerden bileyim Eylül? Hem gelsene nasıl gözüktüğünü bilmiyoruz ki. Tanımıyoruz bile" dedim sertçe ve sol'uma baktığımda alp ile göz göze geldik. Elif diye eski bir arkadaşımızın yanındaydı, baya da samimi gözüküyorlardı. Off alp sevgilim olmasına rağmen böyle şeyleri söylüye bilemem..Bir kaç saniye göz göze kaldıktan sonra gözlerimi ondan kaçırdım. "Alp geliyor" dedi Eylül gözlerini bana dikerek, ben ise sadece Eylül'e bakıyordum. Alp yanıma geldi ve elini belime koyup beni öpmek istediğinde geri çekildim. Alp "Hala mı trip atıyorsun?" Dediğinde kaşlarını kaldırdı. "Beni bırakıp gidip başka biriyle takıldığın için mi? Haha alp güldürme beni" Dediğimde ona bakıp elini belimden çektim. "Ya yapma Lara" diyip kaşlarını çattı. Ben Eylül'e bakıp "ben içecek birşey alacağım" diyip içecek birşey almak için onların yanından ayrıldım. Alpin tekrar Elif'in yanına gittiğini gördüm. Aklı sıra beni kıskandıracak. Orda çalışanlardan birisine alkolsüz meyve kokteyli istedim ve masanın yanında bekledim. Tam arkama bakacakken biriyle çarpıştım-dejavu-yada yok biri demeyelim baya beton diyelim, o karın....gerçekmi o?
----------------------------
Sizce Lara kiminle çarpıştı?
Bu bölümü nasıl buldunuz? :Dd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Tatlı Belası
Fiksi Remaja"Biri ak, biri kara. Kız güzel (:D), oğlan sapık-" "Lara sen gerizekalı mısın? Sapık mı olduk şimdi?" "Ömer bozmasana, mal!..Derler imkansız unut bu yolu. Bir bakarsın aşk olur, olmayacak bir anda.." Not; küfür içerir. ⚠+13⚠