YUSUF VE KARDEŞLERİ

3 0 0
                                    

YUSUF VE KARDEŞLERİ

Yakup ağlamaktan kör olmuştu
Yusuf'un ayrılığından
Kıtlık yılları başladı
Çok yoksulluk çekiyorlardı
Kalabalıktı Yakup oğulları
Haberi Kenan iline varmıştı
Mısır'da bolluk vardı
Akın akın gidiyordu insanlar her yerden Mısır'a
Cömertti Mısır devleti
Orda herkese kadar hububat vardı
Yakup oğulları izin istediler babalarından
Orda bir kral var dediler
Gelen geçene yiyecek vermekte
Yusuf'un kardeşleri yola çıktı
Koca bir kervan ve 11 oğul vardılar Mısır'a
Yakup onlara dedi
Her biriniz ayrı bir kapıdan girin
Bize izin ver dediler
Gidelim Mısır emirine
Hububat isteyelim
İzin verdi Yakup peygamber
Onlar babalarının sözünü tutular
Her biri ayrı kapıdan girdi develerin sırtındaki yükleriyle
Yunus misali
Ülkelerinde ne bulduysa getirmişlerdi
Hep birlikte vardılar saraya
Yusuf tanıdı onları
Tanıdı onları Yusuf izzeti ikram etti ağırladı
Konuştu onlarla sohbet etti
Ülfet ettiler bayağı
Dost oldular sanki kendilerince
Bir yerden tanıyoruz biz bu Yusuf'u dediler
Sakın bu bizim Yusuf olmasın dediler
Hani şu baba bir kardeşimiz
Baba bir anne ayrı üveyimiz
Hani biz ona düşmanlık etmiş de
Kuyuya atmıştık onu
Sonra da kana bulayarak gömleğini
Parçaladı kurtlar demiştik onu
Yusuf da onlara bir oyun yaptı
Elindeki çömleğe vurarak
Bu çömlek bana ne diyor dedi biliyor musunuz?
Bir kardeşiniz varmış sizin
Kuyuya atmışsınız onu
Bu nereden biliyor dediler
Sanki orada yanımızdaymış gibi
Dövmüşsünüz onu
Vurmuşsunuz ellerine
Kuyunun kenarlarına tutunan
O narin ellerine
Sonra kesmiştiniz ipi tutunup çıkmasın diye
Hayret Bu nereden biliyor dediler
Sanki orada yanımızdaymış gibi
Sonra üç gün boyunca
Gelip gidip gelip gidip
Kontrol ediyordunuz da ölüp ölmediğini
Kolluyordunuz bir kervan geçmesini
Üç günün sonunda
Murada erdiniz de
Kervan göründü ufukta
Sattınız onu üç kuruşa
Günlerce ağırladı durdu onları
Bu minval üzre sohbet etti onlarla söyleşti
Vakta ki ayrılık vakti geldi
Yusuf dedi
Sizin bir kardeşiniz daha yok muydu
Onu da getirin bir dahakine
Onun için de azık veririm ben bir deve yükü
Anlaşılan siz
Kalabalık bir ailesiniz
Olmaz dediler
O babamızın en sevgili oğludur
Senin anlattıkların hep doğrudur
Biz bu günahı işledik
Babamızın gözü kör oldu bu yüzden
Yıllarca Yusuf'a ağladı durdu
Onun yerine
Bünyamin'le
Teselli oluyordu
Şimdi biz nasıl onu
İkna ederiz alıp elinden
Bir defa onu biz kandırmışken
Bu defa bize inanır mı dersiniz
Olmaz asla olamaz
Bu imkânsız bir şeyken
O halde dedi Yusuf
Onu getirmezseniz
Size yok bundan sonra,
Ne hububat ne bir şey
Ben o kardeşinizi merak ediyorken
Siz bu konuda bana yardım etmiyorken
Bilmiyorum işte
Siz ne yapın yapın
Babanızı kandırın
Biliyorum ve inanıyorum
Siz isterseniz bunu da yaparsınız
Siz isterseniz bunu da yaparsınız,
Daha önce yaptığınız gibi
Daha önce yaptığınız gibi
Ama isterseniz biraz daha kalın
Kanım size çok ısındı
Sanki benim kardeşlerimsiniz
Bu çömlek bana anlatınca
Kendimi koydum o kardeşiniz yerine
Babanıza çok acıdım
Hem de merak ettim şimdi
Babanızın çok sevdiği
Sizin çok kıskandığınız öbür kardeşiniz
Yusuf'u da kıskanmıştınız hani
Kıskanıp kötülük etmiştiniz hani
Ben çömleğin yalancısıyım
Ben çömleğin yalancısıyım

Ahmet KEMAL


MUHTASAR  İSLAM TARİHİWhere stories live. Discover now