İLK ADIM🌼1

10 1 0
                                    

  
16/04/2020

"Çünkü yürekleri acıyan kadınlar, ağlamazlarsa ölürler."

                   Aziz Nesin🌼

Yere savrulan her kurumuş yaprağın özgürlüğe kucak açışını izledi , rüzgar ufaktan ufaktan serinletmeye başlayınca montuna gergince sarındı.
Beklemek onu sıkmıştı.

O kasıma hayrandı.
Serinleten rüzgarlarına , döktürdüğü yapraklarına, aşklarına ama tek şey dışında; onu pişmanlıklara boğan doğuşuna.
Ebru doğuşuna pişmandı hiçbir günahı olmasada o pişmandı.

Belki alınacak intikamları olamasa alırdı da bu canı kimse ona engel olamazdı.

üşüyen bedenine tezat yüreği kavruluyordu.

Derin bir nefes çekti.

İki saattir üstü yağmur ve sıcağın etkisiyle kabuklanmış yer yer soyulmuş bir bankın üzerinde oturmuş etrafına bakınıyor ama aradığı kişiyi bir türlü göremiyordu.
İki saat önce konuşmuşlardı,burda buluşacaklardı ancak görünürde yoktu.

Gözleniyor olması kuvvetle
muhtemel.

Beş ay kadar önce yalnız yaşayan biri iken şimdi levent bey'in evinde kalıyordu.
Aslına bakarsak bu işte levent bey'in yanında olması, onun için büyük bir kazanç olduğunu oda biliyordu ama nedense ona güvenmekte zorluk çekiyordu.
Yıllardır sezgileriyle hareket eden Ebru hiç yanılmamıştı.
O yüzden bu adama karşı sezgilerini mi yoksa mantığını kullanıp kârını mı düşünmeliydi karar veremiyordu.

En son yaşadığı olaylardandan sonra buna mecburdu: takip edildiğini, evinde gece yarısı duyduğu tıkırtılar ve gördüğü insan sliuetlerinde de saçma sapan tehtit mektuplarından korkmuş ve sıkılmıştı.
Böyle bir iki kere daha atar, sıkılır bırakır diye düşünmüştü. Ancak son olarak telefonuna gelen fotoğraflar işin ciddi boyutunu gözler önüne sermişti.  O numarayı ne kadar araştırtsa da numarayı kullanan şahısı bulamamışlardı.

Bu yüzden yaklaşık beş aydır Levent bey'in evinde kalıyordu.

Levet bey otoriter ve ciddi bir adamdı. Ancak çok kibar biriydi.
Oğlu kaan ise tam bir kadın düşmanıydı, ona göre kadınlar sadece rutin ihtiyaçlarından biriydi.
İlk haftalar kaanın odasından kadın inleyişlerini duyuyordu ancak o sıralar Levent bey ve Sema hanım yurt dışındaydılar, onlar gelince sesler kesilmişti, anlaşılan küçük prensimiz babasından çekiniyordu.

Onunla ilk iki ay boyunca herhangi bir diyaloğa girmemişti ki kendileri eve haftada belki bir
iki kere uğrar üstünü değiştirip kimseye görünmeden çıkardı.
Bazen babasının zoruyla akşam yemeklerine katılırdı.
Bunu fırsat bilen Ebru da onunla konuşmaya çalışır ama kaan ona hep tepeden bakar , kısacası ebruyu insan yerine koyup doğru dürüst konuşmaz konuşsa da ancak Ebruy'u ezerek hakaret içerikli konuşurdu. Sonra ebru kızar bir daha konuşmayacağım der, ertesi gün yine Kaan'ın yolunu gözlerdi.

Havalar bayağı soğumuş ancak tek damla yağmur düşmüyordu. Haberler havaların böyle devam etmesi halinde su kıtlığı yaşayacağımızı bildiriyordu.
Tabiki güneş yine tepede ancak ısıtmıyor, rüzgarın soğuk uğultusunu kesemiyordu.

Altına giydiği dar kesim , dizinin üstünde biten siyah kadifemsi etek ona bir iş kadını havası vermişti ki zatan ebrunun da amacı buydu.
Dar kesim etek yeterince toplu olan kalçasını daha da belirginleştirmiş, yanda olan yırtmajıyla da etrafa görsel şölen sunmuştu.
Verdiği şeyler umurunda dahi değildi onun umursadığı tek şey bu savaşı kazanmaktı ne de olsa savaşta her şey mubahtı kadınlığını da kullanması bundandı.
Evet belki herhangi biri ile ilişkiye girmemişti ama bazen zorda kalınca bazı dokunuşlara izin veriyordu.
Açıkçası ebru o dokunuşlardan zerre etkilenmiyordu belki de yıllar önce yaşadığı o heyecanı, tutkuyu bir daha yaşayamayacaktı.

İNTİKAM'A SUSAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin