Aidan

232 19 3
                                    

Evimizin eşiği önünde bir fotoğraf var.
Aidan bu evlilik fotoğrafımız.
Ellerim arasında köşebucak  yüzün,
Harlı delice kahvelerin.
Bir sandalye, korkma bu sefer intiharım  için değil.
Üzerine oturmuşum, önüme  diz çökmüşsün.
Bir tebessüm asılı yüzünde yüzüme yansıyan.
Ellerin arasında çiceklerle gelmişsin sanki.
Ve ben öpucüklerle boğuyorum seni.

İşten dönme saatin geldi Aidan.
Ve sen kapıyı çaldın.
Senin adetin değildir  kapı çalmak Aidan.
Fotoğrafımıza derince bakarak açtım kapıyı.
Ayakkabılarını çıkararak orada bırakıyorsun.
Eşikten geçerken çerçeveli fotoğrafımızı görüyorsun.

'Küçük bir ana derin anlamlar yükleme. '

Sözlerin çerçeveyi kırıyor.
Halbuki alıp yere fırlatsan fotoğrafımızı daha az yanardı canım.
Çünkü benim seninle vaktim sınırlı Aidan.
Senin bana vaktin yok.

'Yaralama lütfen. '

Dudaklarım arasından çıkanlar titrek birkaç sözcük.
Güldün , bir daha kır kalbimi ve yine gül.
Sen bana gülmezsin Aidan.

'Vaktimin ziyan olduğu lekesin sen, gün geçtikçe evimi kirletiyorsun.'

Evimiz değildi ,  evindi.
Bu ev senindi.
Ben küçücük bir ana derin bir anlam yükleyemeyecek kadar zavallıydım.
Sen üzerine basarak geçtiğin kalbi saramayacak kadar acımasızdın.
Aidan ,
Acıma'sızdın.

Aidan'a MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin