BÖLÜM-35

26 4 0
                                    

Aylar geçmişti. Gün tüm berraklığıyla ışığını odama dikmişti. Duvarda asılı duran duvağım taşlarına değen güneşle parıldıyordu. Bu gün en mutlu olmam gereken gündü. Karan heyecandan yerinde duramıyordu. Her on dakikaya bir arıyor bana nasıl olduğumu soruyordu. Bir şeyler eksik gibi hissediyordum. Korkuyordum belki de. Dejavu oluyor gibiydim. Gelinliğim tıpkı önceki gibiydi ama öncekinden güzeldi. Eskiye dair her şey bu gün daha güzeldi. Tamamen hazırdım. Karan çoktan kapıya gelmişti. Bir prens gibi görünüyordu. Beyaz takımını giyinmiş prensesini bekleyen bir prens gibi. Arabaya binmiştik. Denize karşı bir düğün töreni yapacaktık. Oraya vardığımda huzurlu hissetmiştim. Denizinden güç alan deniz kızı gibi. Oldukça kalabalıktı. Etraf çocukların neşesiyle doluydu. Her şey çok güzel organize edilmişti. Masalarımıza doğru ilerlerken alkışlar tüm şehri seslendiriyor gibiydi. Tüm kainat bizi destekliyor gibi. Martılar havada alkışlar eşliğinde süzülüyordu. Tıpkı küçükken okuduğumuz masallardaki gibiydi. Herkes dikkatle o anı bekliyordu. Evet diye bağırıp çiçeği atacağım anı. Masalarımıza oturmuştuk. Gözlerim siyahlara bürünmüş bir adama takıldı. Sırtı dönüktü. Ve düğün yerini terk ediyor gibiydi. Aniden peşinden koştum. Herkes bana bakıyordu. Neden koştuğumu bilmeden koşuyordum. Düşünmeden. Karan ardımdan sesleniyordu. Siyaha bürünmüş adamın kollarına tutundum. Asaf olmamasını diliyordum. Karan arkamdaydı. Bir kere daha çıkmıştı ağzından adım. Adam bana yüzünü döndü. Asaf değildi. Karan kolumu tuttu. "Hadi gidelim" dedi korkarak. Durdum. "Unutmayacaksın değil mi?" dedi gözlerime bakarak. "Karan" dedim. Parmağını konuşma dercesine dudaklarıma değdirdi. "Bir gün Deniz... Bir gün beni onu sevdiğin gibi sevecek misin?" bilmediğim yerden gelen sorulardan biriydi. Bilmiyordum. Haksızlık ediyordum belki. "Git" dedi. "Şimdi gitmezsen bir daha gidemezsin" hıçkıra hıçkıra ağlıyordu koskocaman adam. "Deniz git!" diye bağırdı. Sadece üzgünüm diyebildim. Koşuyordum. Yol beni nereye götürüyorsa oraya gidiyordum. Neyi bekliyordum bilmiyordum. Asaf'ın bana gelmesini mi? zamanı geriye almayı mı? nereye gidiyordum böyle? Beni terk eden adam yüzünden beni asla bırakmayacak adamı terk etmiştim. Kalbini avuçlarıma bırakan adamın kalbini parçalamıştım. Sevgisiyle beslediği aşka ihanet etmiştim. Nankördüm. Belki de sadece kördüm. Kalbimdeki acıyla koşuyordum. Ayaklarımın aksine kalbim daha fazla kanıyordu. Sonsuzluğa koşmaktı bu. Uçurumun eşiğine getirmişti ayaklarım beni. Şimdi atmalı mıydım kendimi?


"Yardım et aptal deniz!"

"..."

GECEYE TUTSAK DENİZ KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin