25.Bölüm

67.8K 3.9K 862
                                    

Aslı, 'namıdiğer sülük hanfendi' adını konuşturmuş sülük gibi Onura yapışmıştı.

Ama Onurun halinden memnun olmadığı o kadar belliydi ki

Bende yanlarına doğru ilerledim Onur beni görünce 'yalvarırım kurtar' bakışları attı

"Senin ne işin var sabah sabah burada Aslı" dedim.

Bodostlama konuya girmiştim sonumun Onurun dalga geçmeleriyle devam ediceğini şimdiden düşünebiliyordum

Aslı ağzını gere gere "pardon da sanane" dedi

Onurun koluna girerek "Konu Onursa bu konuyu ilgilendirmeyen taraf sen oluyorsun. yaylan tatlım" dedim elimle köpek kovarcasına hareketler yaparak

Aslı kıvırta kıvırta gittiğinde
Onura dönüp"sayemde bir sülükten kurtuldun teşekkür et"dedim

Onur "Teşekkür ederimde kolumdan çıkcak mısın" dedi kolunu göstererek

Bu çocukda hem beni seviyor hemde harakterlere bak anasını satayım

Kolundan çıkarak yürümeye başladım arkamdan gelip kolumu tuttu ama acıtmaktan korkarcasına çok hafif bir şekilde. sonra konuştu "çok teşekkür ederim Gökçe"dedi

"Önemli değil" dedim
Bir daha olursa çağır falanda dicektimde fazla abartmaya gerek yoktu

Onur "bizimkiler aşağıda kahvaltı yapıyorlar bizde gidelim hadi" dedi

"Tamam" dedim

biraz yürüdükten sonra,bizimkilerin kahvaltı yaptığı yere oturduk.

Eymen ve Dolunay sonunda sevgili olmuşlar birbirleriyle gülüşüyorlardı

Tolga "iyi ki geldiniz iki saattir bunların cilveleşmesini izliyorum anasını satayım"

Hazal "küfür edip durma artık Tolga"

Tolga "bu anasını satayım kelimesi bana hep Onurdan geçti" dedi

Ne tesadüf banada ondan geçti.

Onur "ettiğim tek küfür o zaten anasını satayım"dedi

Eymen "ne kadar çok anasını satayım dediniz anasını satayım" deyince kendimi tutamamış kahkaha atmıştım, tabi diğerleri de...

Sandiviçlerimizi ve meyvesularımızı bitirdikten sonra çöplerini attık.

Tolga bize dönüp "Dolansak mı biraz?"

Hazal "ben buralarda dolanamam çadırdayım" dedi. ıyk haspam, dedi böcekten korkan Gökçe.

Ay haspam Tolga için buralara kadar gel sonra buralarda dolanamam bende ne kadar böcekten korksamda yanımda Onur gibi birisi olursa neden gitmeyeyim yani dimi?

Tolga "benimde işim var zaten ya" dedi

180 derece dönmek ne demek örnek verin, evet Tolganın şu anki hali.

"Ben çok sıkılıyorum ama" dedim.

Eymen "valla sevgiliciğimle bende gelemem malûm işlerimiz var"

"Annene bunları aynen ileticem dönünce Eymen" dedim.

"Sen yapmazsın kankilitoşkum"deyip eliyle öpücük gönderdi .

Ona aldırış etmeden Onura masum bakışlar atmaya başladım

"Ne var Gökçe" dedi

"Ya sen ne kadar öküzsün Onur ya. Tamam gelmeyin ben tek başıma giderim.zaten telefonumda çekmiyor. Dolunay hanım bizi buraya getirene kadar çatladı şimdide sevgilisiyle ağızlarına çilek veriyorlar Allahım sen sabır ver ya" nefes almadan konuştuğum için konuşmam bitince derin nefes aldım

Tolga "oha dakikada kaç kelime saydı kız lan öyle"

Tolgayı aldırış etmeden arkamı dönüp hızlı hızlı yürümeye başladım.

Umarım Onur arkamdan gelirdi yoksa bu ıssız bucaksız yerlerde böceklerle mücadele ediceğimi hiç sanmıyorum.

Arkamdan adım sesleri duyduğumda rahatladım

Adımlarımı biraz daha hızlandırınca tam bir aptal gibi taşa takıldım tamda sırasıydı zaten şuan

Ben yere kapaklanınca Onur koşarak yanıma geldi "yok anasını satayım illa atlı koşturur gibi koşucaksın dimi" dedi

bir yandan bir yerime bişey olmuş mu diye bakarak, sonra tekrar konuştu "var mı bişeyin"dedi

"yok" dedim ama ayağım fena derecede acıyordu

Onur "hadi kalkda göreyim o zaman Gökçe" kalkamayacağımı anlayınca "bana yalan söyleme" deyip kucağına almak için hamlede bulundu ama izin vermedim, hayvan gibiyim arkadaşlar her sabah çikolatayla besleniyorum.

sinirle nefes alıp verdi "yine ne oldu?"

gözlerine bakıp "ağırım bak ben sonra gülersin beni sinir edersin, uğraştırma beni."

Onur "kaslı kollarım ne günler için var anladın mı şimdi?" deyip beni kucağına aldı.

Aldığım parfümünün kokusuyla omzuna yapışıp baliciler gibi kokladım.

"Ne o omzuma yapıştın hemen" dedi Onur

"Napayım Onur başka amuda mı kalkayım" dedim

Onur gülünce bende güldüm bizimkilerin yanına doğru geldiğimizde bilin bakalım bizim mal arkadaşlarımız ne yaptı

"Oha"

"Oha sizde mi"

"Shipim mi tuttu şuan"

Onur hepsini adeta kükremesiyle susturdu ben bile korkmuştum
"kesin sesinizi. Tolga o gereksiz bavullarının içinde krem falan yok mu"

Tolga "size ne lazım" dedi

Onur sinirle nefes aldı "Tolga sabrımı sınıyorsun bak. ayağını burktu Gökçe"

Tolga "ha yok kanka"

Onur "sende gereksizsin,bavullarında, anasını satayım."

Bizim çadıra doğru götürünce "böyle sığamayız kendin girebilir misin" dedi

"Girerim ama yere yavaş bırak bak" dedim

Onur yavaşca yere bırakınca bende aynı yavaşlıkla çadıra girdim

"Ayakkabını çıkarda masaj yap ayağına" dedi

"İnsan ben yaparım falan der öküz ya"

"Napayım kızım atlılar gibi koşturdun bok var gibi"

"Düzgün konuş be"

"Tamam çıkar ayakkabını ben yaparım masaj"

yavru köpek bakışı attım "Gerçekten mi!?"

"Bu küçücük şeylerle bile mutlu olmanı çok seviyorum be kızım" kendi kendine mırıldandığını sanıyordu ama bu kulaklar her şeyi duyuyordu.

kaşlarımı kaldırdım "Anlamadım?"

bana dönüp, eliyle ayakkabımı gösterdi "Hadi çıkar ayakkabını diyorum"

"Onuda sen çıkarabilirsin bence nasıl fikir"

"Allahım sen bana sabır ver"

Ee Onur Bey, Gökçe Durmuş'u sevmek basit mi öyle?

~

Karşı Komşunun Oğlu |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin