Medya:Bölüme uyan şarkıı🤭
●●●
~2 Gün Sonra
Yastıktan başımı kaldırdım, Onur her sabah olduğu gibi çadırda değildi.
Bugün kamptaki son günümüzdü ve ayrıca Onur'un itiraf günü.
Bu mutlulukla üzerimi giyinmek için kalktım, akşam onunla olacağımız için biraz daha şık bir şeyler baktım.
Gökçe'nin giydikleri;
Üstümü giydikten sonra hafif makyaj yapıp çadırdan çıktım.Biraz ilerde oturan Onuru görünce yanına doğru gittim. "Onur internet bağlasana!"
bana döndü, "Sanada günaydın Gökçe." deyip telefonundan internet bağlantısını açtı.
"Günaydın." dedim.
Ege ile olan konuşmaya girdim,
Gökçe: nerde buluşacağız?
Gökçe: saat kaçta?Onur'un telefonunun sesi kısık olduğu için büyük ihtimalle, bildirim gitmemişti ama yüzü gülümseyince bildirimleri gördüğünü anladım.
Ege: kamp ateşinin orada.
Ege: 19.30 uygun mu?Gökçe: evet uygun,
Gökçe: görüşürüz.Ege: görüşürüz.
Onur sigarasını bitirip kalkınca bizimkilerin yanına gittik.
Kahvaltı ediyorlardı ,bizde oturup sandiviç aldık.
Kaç gündür sandiviç yiyorduk, Annemin yemeklerini özlemiştim..Sandiviçler bitince zaman çabuk geçmesi için "şişe çevirmece oynayalım mı?" dedim.
Hepsi onaylayınca, Tolga şişeye sarılarak "ben çevircem banane ben çevircem!"
Onur "al işte geri zekalıya bak, sanki biz çevircez dedik."
Eymende onu onaylayınca Tolga omuz silkip şişeyi çevirdi.
Tolga,Dolunaya soracaktı.
Tolga "buradan birinden bir şey saklıyor musun,saklıyorsan kimden?" diye sordu
Eymen, "sanane anasını satayım." diye karşı çıktı.
Tolga, sırıttı "ağlayacaksanız oynamayalım."
Dolunay, bir anlığına bana döndü, sonra başını eğip "saklıyorum... Gökçeden." dedi.
Tolga, "ooo buralar karışır."
Onur Tolganın kafasına vurup "kes sesini geri zekalı!"
İllaki bir gün ne sakladığını öğreneceğim için bir şey demedim.
Tolga, başını ovalarken "Onur karşim ne yapıyorsun ya, acıyo!"
Onur ona ters ters bakışlar attıktan sonra,şişeyi bana uzattı, "Dolunaya uzatsana."
Bende şişeyi alıp Dolunaya uzattım.Evet şişede ellerimiz değmişti ama Onur öküz olduğu için, elini çekip tekrar Tolga'ya vurdu.
Dolunay şişeyi çevirince,Onur bana soruyordu.
hiç düşünmeden ve umursamayarak "En Değer verdiklerin?" diye sordu.
"Ailem ve ikinci ailem" diye cevap verdim.
"İkinci ailem? "dedi, sorarcasına.
"Siz," dedim. 'en çokda sen' diyemedim.
Onur bana şişeyi çevirmem için uzattı,bende şişeyi çevirince Eymen, Hazala "Tolgayla nasıl aynı çadırda kalabiliyorsun?" diye sordu.
Tolga "sanane lan,sizin gibi çadırımızdan sesler gelmiyor en azından!" dedi, imayla.
Eymen, "çok yakında ağzına sıçacağım Tolga"
Tolga, elini sallayarak "yav he he."
Eymen şişeyi çevirdi,Hazal çevirdi,Dolunay çevirdi derken bu oyundanda sıkılmıştık.
Biraz Tolganın boş laflarını,Onurun, Tolganın kafasına vurmaları falan derken saatte geçiyordu.
~Saat 19.15
15 dakika kalmıştı, "ben gidiyorum" deyip oturduğum yerden kalktım.
Tolga "ağaca mı gidiyosun,taşa takılmaya mı?"
"Komik değilsin Tolga." deyip, yüzümdeki sırıtmayla kamp ateşinin oraya gittim.
ateşin karşısındaki sandelyeye oturdum, yanımda bir tane daha sandalye vardı.
Bir süre sonra arkamdaki gölgeyi gördüğümde geldiğini hissettim, yanıma oturduğunu... ama gözlerimi ona çevirmedim.
Derin nefes alıp konuşmaya başladı, sanırım ilk başka yazdıklarını okumayı tercih etmişti, "senden başka kimsem yok,senden başka dünya yok. Benim için yanlış olabilirsin,senin için çirkin olabilirim...Seni sevmelerime tek bir geçerli sebep bulamayabilirim,hatta arada bir sırtımı çevirebilirim sana.Yine de sana rağmen,bana rağmen;gidebileceğimiz başka bir yer yok."
Konuşmak için nefes almıştım ki Onur, konuşmamam için işaret yaptı.
Benimde ondan başka kimsem yoktu...
Ondan başka dünyam...
O çirkin değildi,
Çok güzel bir kalbi vardı.
Tekrar konuşmaya başladı,"Belki bana karşı gram bir şey hissetmiyorsun,istemiyorsun,nefret ediyorsun.."
derin nefes aldı ve devam etti,
"Ama zor zamanlar yaşıyorum,ağır sınavlardan geçiyorum. Bu günler bittiğinde,sularım durulduğunda,dengemi bulduğumda,huzuruma kavuştuğumda geleceksen eğer,gelme."'Gelme' dedikten sonra yutkunup devam etti "Ben o gün,daha güçlü,daha katı,bir dağ gibi kıpırtısız ve heybetli olacağım.Oysa şefkate bugün ihtiyacım var. ama sana her gün ihtiyacım var."
derin bir nefes daha...
"Anlasana işte kızım seviyorum seni, zaten ben olduğumu anlamışsındır. benim birine bir şeyi itiraf edeceğimi biliyordun, eee sanada biri itiraf edecekti, bendim işte."Duraksadı ve tekrar konuştu,
"sana ihtiyacım var,o güzel kalbine,merhametine,şefkatine... Ne bileyim işte,uyurken seni izlemek,seni uyandırmadan saçlarını sevmek isterdim"Ne diyeektim,ne yapacaktım bilmiyordum.
Bu kadar güzel seven birini farketmemek canımı yakıyordu..."Konuşa bilir miyim?" dedim kısık sesimle,
Adeta küçük bir çocuğun çikolata istemesi gibi çıkmıştı sesim...
belkide ilk defa birine 'konuşabilir miyim' demiştim."Bunu mu soruyorsun cidden?" dedi gözlerime bakarak.
"Onur sen çok güzel seviyorsun,ve ben bunu hak etmiyorum."
"Öyle düşünme Gökçe,her şeyin en güzelini hak ediyorsun."
Böyle deyince dayanamayıp yanına gittim, sandalyeden kaldırıp ellerimi boynuna götürdüm, kendime çekip sarıldım, "belki seni senin beni sevdiğin kadar sevemem, ama bende sevebilirim Onur." dedim ona sıkı sıkı sarılarak.
•••
ALLAH ALLAH NE GÜZEL YAZMIŞIM BE ÖFLELWPSLFLWLKEJŞ🤌🥳
KKO WP GRUBUMUZA GELMEK İÇİN ÖZELDEN AD,SOYAD, NUMARA ATMANIZ YETERLİİ ASKLARIM BEBEKLERIM 🧚♀️💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karşı Komşunun Oğlu |Texting
Kısa Hikaye0544*******: perde açık kalmış (10.00) 0544*******: ve sen yemek yiyorsun (10.01) 0544*******: mükemmel bir görüntü slşajslskd (10.01) ilk yazdığım kitap. cringe, yazım hataları olabilir :) 🐤 spoiler verme. #1 #lise 08.05.2020🎈 #1 #mizah 10.05.202...