Polis arabalarının sesleri ve kapımın çalınması ile birlikte , uyandım. Pembe pijamalarım , ağlamaktan akmış rimelim ve darmadağın olmuş saçlarımla kapıda bir polisi karşıladım. Daha yeni yeni açılmaya başlayan zihnim , ilk başta neler olup bittiği hakkında bir şeyi kavrayamamışken polisin ciddi ve sorgulayan bakışları kendime gelmemde oldukça yardımcı olmuştu.
-"Buyrun , nasıl yardımcı olabilirim?"
-"Bir cinayet vakası üzerine sizi rahatsız etmiş bulunmaktayım."
Cinayet mi? Anlayamamıştım.
-"Cinayet vakanızın benimle ilgisi nedir peki?"
-"Kurban kapı komşunuz Edward Adams isimli şahıs. Bugün erken saatlerde cesedini ihbar üzerine evinde bulmuş olmaktayız. Size bir kaç soru sormamız gerekiyor."
Duyduğum kelimelerin etkisiyle şoka girmiş olabileceğimi düşünüyorum. Çünkü hiç bir tepki verememiştim. O an ne üzüntü , ne acıma , hiç bir şey hissedememiştim. Sadece içimde , boşluk vardı. Kocaman bir boşluk. Polisi eve buyur etmiştim. Kapının önünde ayaktayken sorguya çekilmek istemiyordum , oturmaya ihtiyacım vardı. Apartman merdivenlerinden bir kadının ağlama sesleri ve hıçkırıkları geliyordu.
-"Öncelikle isminiz?"
-"Amy Collins."
Ve bu soruların ardıarkası kesilmezken cevaplamak mecburiyetindeydim. Ne zamandır komşu olduğumuz , dün gece nerede olduğum ve daha başka konular hakkında çeşit çeşit sorular... Hepsine sabırla ve ayrıntılarıyla cevap vermiştim. Polis cevaplarımı , not defteri gibi bir deftere yazmaktayken içeriye , gözyaşlarıyla yüzü yıkanmış , salya sümüklü Tiffany girdi. Dış kapıyı , başka polislerin de evime girebilmek isteyeceği düşüncesi ve yalnız kalıp daha fazla gergin ortam yaratmak istemememden dolayı kapatmamıştım. Ama bu , bu sürtüğün evime elini kolunu sallayarak, girebileceği anlamına gelmezdi. Tepkisel olarak ayağa kalkmıştım.
-"Defol evim.."
Daha sözümü bitirememişken bir anda üzerime , bağırarak"KATİLL! KATİLSİN SEN! EDWARD'I SEN ÖLDÜRDÜNN" diyip atlaması ikinci bir şoku yaşamama sebep oldu. Edward'ın sarışın ve salak platoniği Tiffany. Edward'ın beni bu kızla aldatmış olduğu gerçeğini düşününce , gururum inciniyordu işin aslı.
Beni sorgulayan polis Tiffany'i zorla evden çıkartarak kapıyı kapatınca , Tiffany'nin ne demek istediğini düşündüm . Beni bir katil olmakla suçluyordu , peki ama neden ?
Polis kafasını sallayarak koltuğa oturup not defterini tekrar eline aldığında Edward'ın katledilmesi hakkında soru sorabileceğimi düşündüm. Ama ben daha bir şey söylemeden polis konuşmaya başlamıştı;
-"Edward isimli mağdurun sevgilisi olduğunu iddia ediyor. Siz de eski sevgilisiymişsiniz ve cinayeti sizin işlediğinizi düşünüyor."
-"Eski sevgilisi olduğum doğru."
-"Edward'ı en son ne zaman gördünüz?"
-"Dün akşam."
Polis bunları yazarken hiç bir şey yapmamış olsam bile gerilmiştim.
-"Nerede gördünüz?"
-"Kapıma gelip , benden ikinci bir şans istedi , veremeyeceğim konusunda tartışmaya başladık ve bana tokat attığında kapıyı suratına kapattım. Son görüşmemiz bu şekilde oldu."
-"Platoniğiniz var mı?"
-"Anlamadım?"
-"Size aşık olan , aşk hayatınızı ya da hayatınızın herhangi bir kısmını anlattığınız psikopat bir herif var mı ? Şu tokat olayı gibi mesela?"
Şaşırmıştım.
-"Öyle birisi yok memur bey."
-"Gece hiç kavga , tartışma sesleri duydunuz mu?"
-"Gece boyunca beni uykumdan uyandıracak tek bir şey duymadım."
Duraksadım.
-"Edward eski sevgilimdi. Ama ona ne zarar verecek bir sebebim var ne de hayatımı anlattığım bir insana sahibim. Ama komşum olduğuna göre , nasıl öldüğünü sormamda sakınca olmayacağını düşünüyorum?"
-"Sırtından tek bir darbeyle bıçaklanarak. Bıçak tam kalbine isabet etmiş ve kurban olay yerinde can vermiş. Sizin ya da Edward'ın sevgilisinin gücünün tek bir hamlede işi bitirecek kadar yetebileceğini düşünmüyorum , en az bi kaç kere bıçaklamanız gerekirdi , ayrıca kalbi tam isabet almış , olay yeri incelemeye göre zanlı , bu kadar profosyonelce bir cinayet işleyebilmek için ,anatomi bilgisine sahip olmalıymış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Watcher
Paranormal"Her zaman kendimi izleniyormuş gibi hissederdim. Kalabalıkta , ya da yalnızken. Küçükken ,annemin "Tanrı her yaptığımızı görür , bizi izler ve korur." şeklindeki söylemleri kısa bir süreliğine de olsa beni izleyen şeyin Tanrı olabileceğini düşündür...