Emre
Üçüncü teneffüsün ortasında yanıma, bir kısmı olmayan tost ve ayranı elinde tutan Furkan ve büyük ihtimalle Furkan'dan arakladığı tost parçasını yiyen Can geldi. Ağzındaki parçayı yutmadan kalan orta büyüklükteki parçayı da ağzına tıkıp gülerek konuşmaya çalıştı.
"N'oldu lan sana, okula geldikten sonra bi' rengin attı." Aslı bu olan cümle, ağzındaki lokma yüzünden garip bir hal almıştı. Suratımı buruştururken kafasına vurdum.
"Ağzındaki bitsin, eğer çok önemliyse de kapatta konuş. Ebene kadar gördüm resmen."
"Soru sordu," dedi Furkan. İkisi birlik olup üstüme gelirken jeton düşmüştü.
"Siz yaptınız değil mi, lan? Tabii ki siz yaptınız," dediğimde Furkan'ın anlamazcasına attığı bakışları görmezden geldim.
"Neyi?" diye soran Can, sonunda ağzındaki lokmayı bitirmişti.
"Bilmemezliğe vurmayın oğlum, sarı not kâğıdını sırama siz bıraktınız, biliyorum."
"Boş muyuz kanka biz? Tamam, biraz boşuz ama neden böyle bir şey yapalım?" Furkan'ın savunması bitince Can'a döndüm, mal mal bakışlarına sadece göz devirirken saçlarımı çekiştirdim.
"Lan hadi Furkan yapmadı. Ama sen hepimizden önce geldin. Sen yaptın değil mi?"
"Ya kanka," diye savunmaya geçti Can. "Ben salak mıyım, niye seni böyle şakalayayım? Ben sende daha büyük etkiler yapacak şeyler yapardım. Çaktın? Ben kağıtta ne yazdığını bile bilmiyorum hem."
Kafasını sağa eğip sırıtmasıyla güldüm. Saçma mimikleriyle destekleyerek gülünç olmasının yanı sıra haklıydı da. Can bana aşkını kağıtlara yazacak kadar utanmıyordu da zaten. Şlap diye yüzüme 'seni seviyorum şapşik' derdi.
Kim yazdı o zaman bu notu?
Sıramın altına bıraktığım notu alıp ikisine uzattım. Kısa notu okuduklarında yüzlerine yerleştirdikleri imalı sırıtışla bana baktılar.
"Hayırlı olsun, kanka."
Can'dan sonra Furkan sözü devraldı.
"Nur topu gibi bir sevenin var."
"Aynen, vardır. Tabii siz yapmadıysanız."
Kafama vurup tostunu yemeye başladı Furkan. Can, elinden ayranı alıp çalkaladı ve pipeti batırdı. Bir yudum alıp ayranı Furkan'a uzatırken sırıtıyordu. Furkan kınarcasına ona bakıp ayranı elinin tersiyle Can'a geri itti.
Beleşe konmuştu yine, şerefsiz.
"Bakın," dedim bir kez daha. "Eğer bu iş sizin başınızın altından çıkıyorsa ve söylemiyorsanız kalbimi kırmış olursunuz, bilin."
-
Derslerin bitiminde bizimkilerle konuşarak eve dönmemizin ardından kendimi yatağıma bıraktım. Cebimdeki notu çıkarıp tekrar okurken aklım iyice karışmıştı.Derince iç çekip instagramdan gelen dmlere baktım. Son videoamdaki yorumlara da göz gezdirmemle yapacak bir şeyimin olmadığını fark ettim.
İçeriğim de olmadığından saatin kaç olduğunu umursamadan yorganın altına girdim. Güzel bir uyku her şey için iyidir hem.
-
Sabah erken kalktığımdan annemin yaptığı tostun yanında diğer yiyecekleride yiyerek iyice karnımı doyurdum.Evden çıkıp Cem ile buluştuğumda dersin başlamısına az kaldığından fazla goygoy yapmadan okula varmıştık.
"Kanka ben kantine gidiyorum."
"Bana da çikolata al."
Cem'in onaylamasıyla ikişer ikişer merdivenlerden çıktım. Sınıfa girdiğimde Furkan sıranın üstünden atlayarak yanıma geldi.
"Kanka seninki tekrar kağıt bırakmış."
"Cora notu ver notu."
Can'ın arkadan bağırmasıyla cebindeki sarı kağıdı bana verdi.
"-Boşuna bu notları sizin gruptakilere yaftalama. Emin ol, onların kalbi seni görünce hızlanmıyor. Onar sevmiyor benim sevdiğim gibi. Kokunu almak için göz yaşı dökmüyorlar.
not: seni seviyorum."~
*ilk defa bölüm biriktirmeden kitap yayımlıyoruz, Emre hepsi senin için kdjfdkjfnf EmreMuratUzunboy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT: SENİ SEVİYORUM
Teen Fiction|ithaf: Emre Murat Uzunboy| "Bakın," dedim bir kez daha. "Eğer bu sizin başınızın altından çıkıyorsa ve söylemiyorsanız duygularımla oynamış olursunuz, bilin." •• -Boşuna bu notları sizin gruptakilere yaftalama. Emin ol, onların kalbi seni görünce...