2. Oyun Başlıyor

26 14 3
                                    

Hello🍃

Tüm sevincimle ofisin kapısından içeri girdim bir şeyleri başardığımı hissediyordum. Sonunda hayatımda hayalini kurduğum pozisyona gelmeme çok az kalmıştı, hak etmiştim.

Kolay olmayacaktı farkındaydım bu haber yayınlandıktan sonra rahat yüzü göremeyecek olsamda denemeye değerdi. Tıpkı geçmişte olduğu gibi

Masamın başına oturdum videoları, resimleri bilgisayarıma aktardım. Tekrar tekrar izledim. Her bir ayrıntıyı gözden geçirdim. Bir hataya bile yer yoktu. Videoları email yoluyla patronuma attım.

Bir kahve içmenin vakti gelmişti. Şirketin mutfağına gidip ketıla su koyduktan bir kaç dakika sonra kahvemi elime almış masamın başına geçmiştim. Email kutuma gelen mesaja tıklayıp gelen mesajı okumaya başladım.

"Güzel bir haber, Çok güzel bir haber...
Bunu yarın gazetelerde ve magazın proğramlarında ana başlık olacağına yemin edebilirim. Kızım sen bu sefer büyük oynadın bakalım kazanacakmısın"?

Sahiya bir kez daha kazanacakmıydım.
Kemal bey ile şimdiye kadar hep uğraşan bir muhabir gibi gözüksemde Tanrı hep başımın sıkıştığı anlarda onu bana gönderiyordu sanki. Şimdiye kadar o kadar çok haber yapmıştımki beş kere karşı karşıya gelmiştik. Üç galibet ve iki mağlubiyetti. Bu karşılaşmayı kim kazanırdı bilmiyorum ama ne pahasına olursa olsun ben kazanmak istiyordum. Hemde hiç olmadığım kadar.

Patrondan gelen email'e bastım her şeyin daha iyi olacağını kendi şirketinin adının daha cok duyulup önem kazanacağı gibi şeyler söylüyordu.

Hoşuma gitmişti. Telefonumdan adının üstüne bastım. Bir kaç kez çaldıktan sonra "Alo Asude'ciğim" midem bulanmadı değildi çok yapmacıktı.

"Bir şey isteyeceğim" hiç olmadığım kadar ciddi konuşuyordum. "Söyle" hiç uzatmadım."Bu haberde adımı gizle" ne dediğimi anlamamış gibiydi. "Benim haber yaptığımı gizle" tekrarladım sözlerimi. "Ama" dedi. Devamını getirmesine izin vermeden söze atıldım. "Nedenlerle ilgilenme sonuca odaklan."
Telefonu yüzüne kapatıp büyük bir mutlulukla kahvemi içmeye koyuldum.

Bem kimmiyim sesinizi duyar gibiyim.

Ben Asude Tekeli. Tekeli holdingin tek varisi. Türkiyenin ilk üç zenginlerinden biri. Amerikada 15 yaşına kadar yaşamıştım ingilizceyi ana dilim gibi biliyor ayriyetten 4 dil daha biliyordum. Bilgisayar teknolojiyi seven bir kızım. Bilgisayarı kullanma yeteneklerimk hafife alınmaması gerektiğini belitmek isterim. O zaman benim burda ne işim vardı degilmi? Sadece kendini kanıtlama çabasıydı bendeki Anneme kendimi kanıtlayacaktım.

Anneler kızlarını severdi kızlarda annelerini ama unutulan bir şey vardı gerçek sevgimiydi orası tartışılırdı.

Ofisten gülerek çıkıp arabama bindim bundan bir kaç saat önce her şeyin bittiğini düşünüyordum ama bitmemişti Tanrı bana yardım ediyordu. Düştüğümde beni kurtarıyordu.

Hızlıca her gün antrenman yaptığım Dark'a gelmiştim. İyi bir şekilde silah kullanmayı ok atmayı ve klıç kullanmayı öğrenmem gerekiyordu. Ve şimdiye kadar çok yol katetmiştim. Hocam Altan'nın yanına gittiğimde mutlu hissediyordum.

"Merhaba Altan" kaşları çatık bir şekilde bana bakiyordu neyi yanlış yapmıştım acaba. "On beş dakika kırkiki saniye geç kaldın ve ben bekletilmeyi sevmediğimi en başında sana söylemiştim" o kadar olmuşmuydu gerçekten.

"Altan şirketten anca çıkıp geldim kızma bilerek geçkalmadım."
Kafasıyla soyunma odasını işaret ettiğinde oraya doğru yöneldim konuşmayı çok sevmeyen Altan için bile bu büyük bir başarı sayılırdı.

Üstümü deyiştirip saçımı iki yandan ördüm. Atış kulaklıklarımi alıp soyunma odasından çıktım koridorda ilerledikten sonra atış yerine gelmiştim.

Kulaklığı kulağıma taktım karşımda duran silahımı alıp bir kaç saniyede ortaya çikan işaretli noktaları vurmaya başladım.

Mermim bittiğinde vurmam gereken her şeyi vurmuştum. Kulaklığı çıkarıp Altana baktım. "Nasılım ama" dudağı hafif yana kayadı "güzeldi" göz devirmemek için kendimi zor durduruyordum. "Hadi Altan kabul et çok iyiydim" olumlu anlamda kafasını salladıktan sonra mutluluk tüm vücudumu ele geçirmişti.

Kolumdaki saate bakıp vaktimin çoktan geçtiğinin farkına vardım. "Gitmem gerekiyor" diyerek soyunma odasina gidip üstümü değiştirdim. Arabama binip bir kafenin önünde durdum uzun uğraşlar sonucunda bulduğum bu kafe otantik ve güzeldi. Değişik bir tasarımı vardı. Fıçılardan masalar vardı ve harika gözüküyordu tavandaki sarı halata tutturulmuş lamba ortamın güzelliğine ayak uyduruyordu. Karşıda bar masası gibi olan yerde sipariş alınıyordu. Duvarlarda oyuklar ve oyukların dışını kapatmak için konulan demirler vardı.

Sahibiyle daha önce konuşmuştuk ve buranın resmini çekecektim. "Merhaba" diyerek karşımda duran adama seslendim. "Hiç gelmeyeceksiniz zannetmiştim Asude hanım" gülümseyerek yüzüne baktım. "Kusura bakmayın bazı aksaklıklar oldu. Çekime baslayabilirmiyim."? "Tabi" dediğinde ilk iş karşımdaki kasayı çektim sonra duvarlari parkeleri kısacası her yeri çektim.

Sahibine son kez teşekkür edip evime doğru yol aldım.

Kocaman malikanenin kapısindan içeri girdim kapida beni karşılayan Elif ablaya selam verip odama geçtim. Kapıdaki otamatik şifrenin kapağını kaldırdım şifreyi girip gösterilen sayılarin üstune bastım benden sonra kimse açmayı bile denese bulamamalari icin bir önlemdi sadece kapıyı açtım. Bu oda kimsenin görmemesi gereken gizli bir yerdi benden başka kimse giremezdi.

Masamın başına oturdum çektiğim resimlerimi bilgisayarıma aktardım. Ve kafe artık sanal bir kafe olacaktı.
Oyun şimdi başlıyordu.

Merhaba herkese öncelikle. Zevkle ve merakla okuyacağınız bir kitap olacak. Yıldız butonuna basıp yorum yapmayı unutmayın hepinizi öpüyorum Ballarım. Okuyup arkadaşlarınıza önerirseniz çok sevinirim.

Tehlikeli OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin