003

42 10 20
                                    

Imla hatalarımı belirtirseniz sevinirim.
Keyifli okumalar ✨
~

Öyle güzel bakıyordun ki bana,
Öyle güzel gülümsüyordun ki;
Beni gerçekten seviyorsun sandım.
Seviyor gibiydin,
Sadece bana öyle gülümsüyor,
Sadece bana öyle bakıyor gibiydin.
Nereden bilebilirdim, beni kandırdığını?
Söylesene adam, nereden bilebilirdim!
Bir insanı kandırmanın bu kadar kolay olduğunu,
Söylesene adam, nereden bilebilirdim!

-


Yeşil ve beyaz tonlarında, her tarafından buram buram sakinlik akan odayı incelemeyi bir kenara bıraktım ve yüzünden ne düşündüğü belli olmayan kadını incelemeye başladım. Koyu kızıl tonlarındaki saçları omuzlarına dökülüyor, gereğinden fazla solgun olan tenini süslüyordu. Her bir hareketimi dikkatle inceleyen ela gözleri, her an cevap vermeye hazır dudaklarıyla mesleğinin hakkını vermeye çalışıyordu sanırım.

Şayet hakkını verip vermediği pek umurumda değildi. Bir psikologla görüşmek en son isteyeceğim şey iken, kendimi burada bulmuştum. Almira'nın zorlamasıyla.

"Bugün nasılsın, Asena?" dedi sakince. Sesi; sorduğu sorunun cevabını merak etmiyormuşcasına, umursamaz çıkmıştı.

"Dünümün bugünden bir farkı yok Süreyya Hanım. Şayet iyi olsaydım, burada olmazdım."

Verdiğim cevap hoşuna gitmemiş olsa gerek, dudakları düz bir çizgi şeklini aldı. Ah, burada olmak tamamen hataydı.  Elbisemin eteklerini sıkıca kavrayan ellerime kısa bir bakış atıp, "Bugün geçmişiniz hakkında konuşmamız gerektiğini düşündüm," dedi. "Çoğu insanın psikolojik sorunları, geçmişinde yaşadığı olaylar yüzünden oluyor. Yaşadığınız şeyler birer travma etkisi yaratıyor diyebiliriz."

"En son isteyeceğim şey geçmişimi size açmak olur. Bunun yararlı olduğunu düşünmüyorum. Eskiden kanayan, şimdi kabuk bağlamış olan bir yarayı tekrar kanatmanın kime ne yararı olur?" dedim telaşla. Geçmişim hakkında konuşmak demek, uykunun kollarında gezdiğim birkaç saatinde ellerimden alınması demekti. Geçmiş benim için sonu olmayan bir uçurumdan atlamaktı.

Elindeki deftere birkaç not düşüp, yeni bir soru yöneltti: "Geçmiş size neyi çağrıştırıyor?"

Ah! Bu soru kesinlikle kolay bir soruydu. Geçmişimi anlatmamı istemeyeceğini umut ederek: "Bir insanın, bir insana yaşatabileceği acıları." dedim. Hissettiklerim için ne kadar yetersiz bir cümle olsa da, fazlasını söylemeye gerek duymuyordum.

Derin bir nefes alıp, "Geçmişinizde değer verdiğiniz, fakat şu an yanınızda olmayan birisi mi var?" diye sordu. Bakışlarımı masanın üzerinde bulunan çiçeğe sabitledim. Büyük ihtimalle, küstüm çiçeğiydi.

"Birçok kişi."

"Bu birçok kişinin kimler olduğunu söylemek ister misin?"

"Hayır!" diye bağırdım öfkeyle. "Onların sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum." Ince birer çizgiyi anımsatan kaşları, duyduğu öfkeyi yansıtırcasına çatıldı. Eh, çok bile dayanmıştı.

Çatmış olduğu kaşlarına tezat, "Asena Hanım, sizi anlamaya çalışıyorum. Fakat sizinde beni anlamaya çalışmanız gerekiyor. Görmüyor musunuz, size yardım etmek istiyorum." dedi sakince.

Gözlerinde gördüğüm merhametle, daha fazla zorluk çıkarmamaya karar verdim. Zaten günüm fazlasıyla yorucu geçmişti.
Yüzümü acı bir gülümseme kaplarken, "Annem ve babam." diye mırıldandım hüzünle. "Bir de sevgilim dediğim, insan müsveddesi."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AvenoirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin