Herkes gittikten sonra İpek bana dönüp: "Beni niye durdurdun?" diye sordu. Ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Ayrıca onu vampire çevirmek gibi riskli bir işe sokmak da istemiyordum. O dönüşecek ilk vampirdi ama ölme riski vardı. Onu çevirmeyip korumasız da bırakamazdım. İpek düşünceli tavırlarımı dikkatle süzüp "Cevap bekliyorum." dedi. Konuya önce vampire çevirme işinden girmeyi düşündüm: "Bak, bu işin çok tehlikeli olduğunu biliyorsundur umarım. Ölme riskin de var. Seni böyle bir riske sokamam. Bu vampir olma işini iyice düşünmeni tavsiye ederim" dedim. En azından iyi bir başlangıç konuşmasıydı.
İpek başını öne eğdi. Birkaç dakika boyunca bunu düşündü. Sonra kararını vermiş gibi başını kaldırıp: "Ben kararımı verdim" dedi. Ela gözlerinden cesaret akıyordu. Ama kendisini böyle tehlikeli bir duruma sokamazdım: "Ben vermedim, seni vampire dönüştürmek gibi bir işe girişmeyeceğim, ölme riskin var, seni kaybetme riskini göze alamam, asla" dedim. İpek bana uzunca baktı ve: "O zaman beni de kendin gibi yap, ölmeden vampir olabileyim" dedi. Bunu hiç düşünmemiştim. Ama bu kadar istiyorsa başka şansım yoktu. Kararımı vermiştim. Onu benim gibi yapabilirdim. Gözlerine bakarak "Pekala, istediğin gibi olsun, şimdi seni etki altına alacağım ve benim dediğim gibi kendi kendini dönüştüreceksin, seni benden bir alt seviyeye ulaştıracağım, daha sonra benim seviyeme ulaşabileceksin" dedim. Bana anlamayan gözlerle baktı ve "Neden?" dedi. "Benden bir alt seviyede olacaksın, böylelikle seni etki altına alabileceğim, bu yüzden daha kontrollü olacaksın" dedim. Bunu mantıklı bulmuştu ve "Anlaştık" dedi.
"Ne zaman vampir olmak istersin?" diye sordum. "Şimdi" dedi İpek. Yanına gittim gözlerine baktım. Gözleri çok güzeldi. Ona şimdi onu sevdiğimi söyleyemezdim. Dikkati dağılırdı. Kafamı topladım. Gözlerine bakarak onu etki altına almaya odaklandım. Birden ellerimi tuttu. Ona soran gözlerle baktım. "Yanımda olmanı istiyorum." dedi. Bana hava hoştu. Ve iyice odaklandım ela gözlerine bakarak onu etki altına almaya başladım: "Sana söyleyeceklerimin hepsine inan: sen hızlı koşabileceksin, yüksek zıplayabileceksin, hava olaylarını kontrol edebileceksin, sen ölümsüzsün ... Ve tüm bunları yapabilmek için kan içiyorsun. Bunlara inandıktan sonra uykun gelecek ve uyuyacaksın." İpek birkaç dakika sonra uyumuştu. O uyandığında artık vampir olacaktı. Köken ve güçlü bir vampir olacaktı.
Uyurken onu izledim. Omzunu biraz geçen düz siyah saçları vardı. Beyaz tenli de değildi esmer de sayılmazdı. Yüzünde hafif çiller vardı. Ela gözlerini kapatmıştı. Onu uyurken izlemek anlatılmaz kadar hoş bir duyguydu. O şu an köken vampire dönüşmek üzere evrim geçiriyordu bense belki de hayatımın en güzel anlarını...
Saat geçiyordu. Tik tak, tik tak. İpek'in gözleri aralandı. Artık o bir vampirdi, tüm insanlardan daha güçlüydü. Ama yine de insanların onu zor kabul edeceklerdi. Yani kim kendisinden güçlü ve her an kendisini öldürebilecek birin sevebilir ki. İnsanlara kendini fark ettirmemesi lazımdı. Bu yüzden onu etki altına alabilecektim. Ama onu etki altına alabilmemi sadece bu konuda kullanacağımı düşünmüyordum.
İpek doğruldu ve olanları sindirmeye başladı. Şu an gücünü toplayabilmesi için kana ihtiyacı vardı ve kendini kontrol edebilmesi çok önemliydi. Edemezse de ben zorla ettirecektim. Şu anki planım buydu. O artık bu dünyada en güçlü 2. kişisiydi ve bununla başa çıkması gerekiyoru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DNA
Science FictionBir insan kendi DNA'sını degistirebilir mi? Biyokinezi adlı bilime göre degistirebilir. Peki ya biri DNA'sını degistirmekte ustalasıp kendini insanlardan üstün yaparsa?