Merhaba, ben Tuana Zorbozan. Türkiye'de tanınan biriyim.Mankenlik,yazarlık,oyunculuk ve yönetmenlik yapıyorum.Şu ana kadar yazıp yönettiğim filmlerin tamamı askeri filmlerdi.Vatansever biri olduğum söylenebilir.İşte şimdi size anlatacaklarımın sebebi bunlar.Herşey şöyle başladı:
Yine yönetmenliğini yaptığım bir askeri filmin galasındaydım.Konuşmacı hakkımda yazdı,yönetti,oynadı şeklinde konuşunca sözün bende olduğunu düşünüp mikrofona yaklaştım.Çok eskiden beridir bahsetmek istediğim bir konu vardı.Sonunda insanlar tarafından tanınmaya başlayınca bu konuşmayı yapmanın zamanı geldi diye düşündüm.Ve söze girdim:
'Merhaba,ben Tuana Zorbozan.Bu konuşmayı çok önceden beridir yapmayı planlıyor- dum.Sonunda belli bir kitleye ulaşabileceğim bir noktadayım.Bu yüzden bu konuşmayı yapmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Ben henüz ortaokula yeni başladığım dönemde bir asker dizisi henüz yeni başlamıştı.Ben hep vatansever bir çocuktum ama bu dizi benim hayatımı tamamen değiştirdi. Ben beşinci sınıfı bitirdiğim zaman diliminde asker olmaya karar vermiştim.Dedim ve devam ettim:
'Hakkımda söylenen güzel sözler var.İnsanlar benim iyi ve saygılı olduğumu pes etmeyen kararlı, güçlü biri olduğumu söylüyorlar.Ama yanılıyorlar,yanılıyorlardı.
Ben çok farklı biri olabilirdim.Ama olmadım ve bunun en büyük sebebi o diziydi.Ben o diziyle hayata gözlerimi açtım.Gerçekleri gördüm.Ben o diziyle Aşık oldum.Vatanıma,milletime,bayrağıma ben askerime aşık oldum.Ben ergen olamadım.Çünkü aşkım buna engel oldu.Ben her düştüğümde bu aşk yüzünden kalkmak zorunda kaldım.Yeri geldi düşmek istedim, yeri geldi Ölmek istedim.Ama o kadar aşık olmuştum ki yapamadım.Kendimden utandım her düşmek istediğimde.
Yaşamak istediğim için yaşamadım.Aşkıma sahip çıkmak istediğim için yaşadım.
Sonra bir gün haketmediğimi fark ettim.Aşkımdan vazgeçtim.Hergün hergece pişman olacağımı düşünerek yaşadım. Ölmek istedim yine ama bu seferde verdiğim sözü tutmak için yaşadım.'Dedim. herkes dikkatle beni dinliyordu.Benim ise gözümden yaşlar akmaya başlamıştı.Derin derin nefesler aldım ve devam ettim:'Vatanıma, milletime, şehitlerime, Atama, Bayrağıma layık olacağıma dair kendime verdiğim bir söz.Ben bir dizi sayesinde gözlerimi açtım.Belki başkalarıda benim yaptığım film sayesinde gözlerini açar.Bana ışık olanlar gibi bende birilerine ışık olurum belki dedim.Ve bu yüzden sadece bu alanda filmler yaptım.Umarım bende birilerine ışık olabilmişimdir.Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim' dedim.Ağlamaya başlamıştım.Kendimi durduramayacağımı anladığımda sahneden indim ve hava almak için bahçeye çıktım.Yaptığım büyük saygısızlıktı ama dayanamamıştım.Bahçede bir ağacın altına gittim.Gala bahçeli bir yerdeydi.Hava karanlıktı.O an arkamdan biri ağzıma bir bezle bastırdı.Sonra herşey karardı.
Uyandığımda ellerim ve ayaklarım bağlı, bir arabada ilerliyorduk.Arabada şöför ile birlikte 3 kişi daha vardı.Biri benim yanımdaydı.Ben bağırmaya başlayınca yine ağzıma bir bez dayadılar.Tekrar uyandığımda bir sandalyeye bağlıydım.Bu sefer ağzımda bağlanmıştı.Içinde sadece benim olduğum bir odadaydım. Etrafı incelerken kapı açıldı.
İçeri uzun bir palto giyen, esmer kısa saçlı, güneş gözlüğü takmış, terörist gibi tipi olan garip biri ve ardından tam tahmin ettiğim gibi iki tane silahlı, boyunlarında o her terör örgütü mensubunun giydiği siyah beyaz atkımsı şeyden takmış iki kişi girdi.Patron olan paltolu geri zekalı adam konuşmaya başladı:
'Sen şimdi beni niye kaçırdınız diye soruyorsundur.Ben cevaplıyayım hemen; hayatının son saatlerinin keyfini çıkartsan iyi edersin.Çünkü birazdan seninle bir video çekicez ve çok kıymetli Türklere yollayacağız.Onlar seni bulmak için uğraşırken bizim kurduğumuz tuzağa düşecekler.Sen ise yarın tüm dünyanın gözü önünde ölüceksin.Sen ölünce o gözlerini açtığın insanlar o gözlerini kendi iradeleriyle korktukları için kapatacaklar.Yani sen ölüceksin ve yaptığın şeyler sadece insanların gururunun kırılmasına neden olacak.Ve tüm dünya Türklerin sonunun nasıl olacağını görecek' son cümleyle iyice sinirlenmiştim.İçimdeki korku çok büyüktü. Ölmekten korkmuyordum.Ama yaptıklarımın boşa gitmesinden korkuyordum.
O sırada kapı açılmış içeri elinde kamerayla bir adam girmişti.Kamerayı tam karşıma koydular.Bilgisayarda ise karşı taraf yani TSK vardı.Elebaşı terörist konuşurken onu dinlemiyordum.Kameraya doğru bakıp tuzağı nasıl açıklayacağımı düşünüyordum.Elimden birşey gelmiyordu bende en azından birşey yapmış olmak için hayır anlamında kafamı sallıyordum.Beni kurtarmalarını istiyordum.Ama tuzağa düşmelerini istemiyordum.Umarım tuzağa düşmezler diye dua ederken çoktan kamera kapanmıştı.Zaman bir türlü geçmek bilmiyordu.Sabah olduğunda beni bahçeye çıkardılar.Adam benden yalvarmamı istiyordu.Ama ben böyle birşey yaparmıydım. Tabi ki hayır.En sonunda benim yalvarmayacağımı anlayıp sinirlenmişti.Adamlardan birine birşey söyledi.Adam arabaya binip gitti.Yaklaşık yarım saat sonra aynı adam elinde bir poşetle geri geldi.Patron olan adam benim yanıma geldi ve konuşmaya başladı:
-Sen yalvarmazsan ben yalvartırım, dedi ve güldü. Ben ne olduģunu anlamaya çalışırken arkadaki adam kamerayı ayarlamış ve elindeki poşeti patrona vermişti.Adam kamerayı kayda aldı.Tüm dünya beni görebilirdi.O an herşey başıma yıkılmış gibi bir his yaşadım.Adamın elindeki poşetten çıkardığı şey bir Türk bayrağıydı. Ne yapacağını anlamıştım.Sinirle bağırdım:
+Dokunma ona,dedim ama ne fayda.Adam cebinden bir çakmak çıkardı ve bayrağa yaklaştırdı.
-Yalvar,Ben çok sinirli ve korkmuştum.
+Dokunma ona, dedim ve bayrağı ateşe verdi.Benim gözbebeklerim büyümüş ve gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.Sonra kendimi toplayıp son kez bağırdım:
+SENIN O PARMAKLARINI GÖTÜNE SOKUCAM OĞLUM.YALVARACAKSIN LAN BANA.TEK TEK PARMAKLARINI KIRIP KERPETENLE YERINDEN SÖKÜCEM.SANA YEDIRICEM ONLARI, derken o kahkaha ile gülüyordu.
-Bu dediklerini nasıl yapmayı planlıyorsun.Birazdan öleceğini düşünürsek boş sözler söyleyip kendini üzme, dedi üzerine atlayıp onu parçalamak istiyordum.
+Ben yapamazsam Türk Silahlı Kuvvetleri yapar.Bu topraklar senin kanınla sulanacak haberin yok, dedim ve bende bir kahkaha attım.Sinirli görünüyordu.Adamlardan birine işaret verdi.Sonra işaret verdiği adam yanıma geldi ve tam önümde durdu.'Mal mısın?' der gibi ona bakarken attığı tekme ile ne olduğunu şaşırdım.Beklemediğim bir hamleydi.Durmadan bana tekme atıyordu. Tekme atmayı Bırakıp gittiğinde gülmeye başladım.Canım yanmıştı ama bu beni yıldırmazdı.Bir zaman sonra kafama doğrultulmuş bir silah ve ben öylece bekliyorduk.Benim içimde hala bir umut vardı.İçimden bir his gelecekler diyordu.TSK gelecekti.Ve bir silah sesi duydum.Bana silah doğrultan şerefsiz yere yığıldı.Ardından bir sürü ses geldi.Ve evet hepsi ya ölmüş ya da yaralanmıştı.O sırada etrafımızda askerler vardı.Köylüler evlerinden çıkmış askerlere teşekkür ediyordu.Askerlerden biri benim ellerimi ve ayaklarımı çözmüştü.Benim aklımda ise herşeyden çok o şerefsiz vardı.Acaba yaşıyor muydu? Yoksa ölmüş müydü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMANDOYLA AŞK-ASKIYA ALINMIŞTIR-
ActionKesit kesit bölümlerden oluşan, bir komandoya aşık olmuş tanınan bir kadın ve yaşadığı zorlukları anlatan duygularla dolu bir hikaye.