—
"yüzüklerin efendisini izlesek?" yamaguchi koltuğa sinmiş bir halde ayakta kavga eden ikiliye seslenmişti. hızlı ve öfkeli izlemek isteyen noya sustu. şu uzun sarışın, tsukki, ise bir süre karşısındaki kısa çocuğun sakin haline şaşkın şaşkın baktı. o da harry potter için savaş veriyordu az evvel.
"seni mi kıracağım bebeğim benim." noya kendisini yamaguchi'nin yanına bırakıp ona sardı kollarını. ikisine de gülerek baktım. ilk tanıştığımızda onları sevgili sanmıştım bu halleri yüzünden.
"tamam, öyle olsun." uzun çocuk kumandayı kageyama'ya attı ve tekli koltuğa oturdu. kageyama internetten serinin ilk bölümünü açıp yanımdaki boşluğa çöktü. hemen yanında oturan yamaguchi ona rahat olup olmadığını sordu.
cidden tam bir bebek.hafif bir gülümseme ile yamaguchi'ye baktım. ardından diğerleri gibi film izlemek yerine telefonumun parlaklığını kısıp onunla oynamaya başladım.
arada sırada onlar filme yorum yapınca kafamı kaldırıyordum.
"ne okuyorsun?" kageyama'ya döndüğümde burun buruna geldiğimiz için kafamı tekrar önüme çevirdim. kitabın ismi yabancı ve uzun olduğu için yazarın sayfasına girip ekranı ona çevirdim. "ah, biliyorum bunu." sesi az öncekine oranla daha yüksek çıkınca yerde oturan tanaka ve daichi-san bize baktılar, kısık gözleri ile.
ikimiz de aynı anda bir özür mırıldandık. kısık konuşabilme gibi bir yeteneğim olmadığından notlar kısmına girip parmaklarımı klavyede gezdirdim. yazdığım şeyi ona gösterdim sonrasında.
ekranı net görebilmek için eliyle tuttu tuttuğum telefonu. uzun soğuk parmakları benimkilere değdiğinde biraz huylandım. cidden güzel parmakları vardı. ve benim de lanet bir el fetişim...
telefonu elimden aldığında yüzüne baktım. yazdığım kısmı silmeden bir alta geçti ve parmakları hızlı hızlı harfleri yan yana getirdi. allahım parmakları çok güzel.
tebessüm ederek bana gösterdiğinde yazdıklarını, telefonu elinden çekip yazdığı şeyi okudum.
en sevdiğim internet kurgusu. kitap olmasını fazlasıyla istedim, yazarla bile sohbet etmişliğimiz var. diğer kitaplarını da okumalısın, betimlemeleri her şeyden güzeldir.
tebessüm ettim ve istemsizce kafamı salladım. "evet." diye mırıldandım. "güzel."
neden bunu sesli söyledim ya da neden tebessüm etmeye devam ettim bilmiyorum ama okuduğum kurgudaki bir bölüm gelmişti aklıma ve ben kendimden beklemeyeceğim bir şekilde onu kageyama ile bağdaştırmıştım. bu da istemsizce daha fazla gülümsetmişti beni.
"gülüşün yok mu o gülüşün, çok göremesem de beni benden alan o gülüşün... kuzgun karası saçlarından birkaç perçemin döküldüğü yüzüne ve o lacivert gözlerine en çok yakışan aksesuar o gülümseyiş, inan bana.
hep görmek istiyorum sevgilim. her daim gülümsemeni istiyorum; benimle ya da bensiz..."—
kageyama zaten hinata'ya boş değil ama hinata'nın onun hakkında olumlu şeyler düşünmesi biraz zaman aldı, kusura bakmayın.
kurgunun ilk bölümünde en fazla 15 bölüm sürer demiştim ama uzadı işte, olmadı
umarım sıkmıyorumdur <3bir de şey, şu sondaki kesit taslakta tuttuğum ama asla çıkarmaya cesaret edemediğim angst bir kagehina kurgusuna ait :'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twitter.
Fanfictionkagehina +(daisuga) # tamamlandi twitterdaki arkadaş gruplarına yeni birinin dahil edilmesi en çok da hinata'nın sinirini bozmaktadır.