30

3.1K 411 217
                                    

ithaf, yamayatomi

suga'nın ağzından

"yaa, öyle işte." burnumu çektim ve televizyondaki diziye baktım. "tıpkı benim gibi aldatıldı bu kızcağız da."

yanı başımda oturan kiyoko derin nefes verdi. liseden arkadaşımdı. liseden bu yana iletişimi kesmediğim tek kız arkadaşımdı. "sen aldatılmadın, suga. lütfen artık kendine gelir misin? çocukcağız her gün kapına geliyor. çiçek bırakıyor. affet artık. kendini bitirdi resmen, kendini bitirdin resmen..."

"aldatıldım ben!" tekrar ağlamaya başladığımda çalan zile bakmak için o kalktı. inandığı tanrıdan sabır diliyordu. yeni bir peçete alıp burnumu sildim. "benim kadar kötü değildir eminim o." diye mırıldandım. "sonuçta ilişkiyi ciddiye alan da yürüten de bendim."

kendi kendimi daha çok üzerken kiyoko elinde bir koli ile odaya girdi. kaşlarımı çatıp büyük koliye ve ona baktım. taşımakta zorlanmadığına göre ağır bir şey yoktu içinde.

merakla ayağa kalkıp koliyi bıraktığı yere çöktüm. "daichi'ydi gelen."

"kendisi mi getirdi?" diğer hediyeleri hep bir aracı ile ulaşmıştı elime.

"bir de sana vermemi istediği şu kağıt var." muhtemelen gelirken düşürdüğü kağıdı yerden alıp bana uzattı. "ne yazmış?"

"bekle bir." homurdanarak ikiye katlanmış kağıdı açtım. "yarın akşam saat altıda, lise yıllarımızın unutulmazı olan söğütün altına gelir misin suga? seni seviyorum." sonlara doğru sesim kısılmıştı.

"o söğütü hatırlıyorum." dedi kiyoko. yere çökmüştü benim gibi. lisedeyken altından hiç ayrılmadığımız o söğüt...

ben de hatırlıyordum. omuzlarımı düşürdüm. "gitmeyeceğim." koliyi itip tekrar kanepeye yerleştim.

"ama neden?!"

"çünkü, gitmeyeceğim."

homurdandı. kolinin bantlarını açtığını işittim. ne olduğunu merak etmiyordum. ben hediyeleri değil, daichi'yi istiyordum. neden eve girmemişti ki? girip neden bana yalvarmamıştı? affetmeye hazırdım...

"hadi be..." doğrulup kiyoko'ya baktım. kolinin içine bakıyordu. "suga, şuna bak."

içindekini çekip çıkardı ve üzerindeki pembe gül yaprakları yere döküldü. gözlerimi kırpıştırdım.

hayalimdeki takım elbise...

koltuktan uçarcasına kalkıp kolinin önünde eğildim ve gül yapraklarını ittim. gördüğüm taçla istemsizce gülmüştüm.

"woah," kiyoko takımı bırakıp taca odaklandı. "bu çok güzel. taksana." dediğini yapıp yapay çiçeklerle örülmüş tacı saçlarımın üzerine yerleştirdim. arkasına yerleştirilmiş beyaz ve saydam duvağı kiyoko düzeltti. "aman tanrım, çok güzel oldun."

koltuğun üzerindeki telefonuma uzanıp ekranından kendime baktım. cidden bana yakışmıştı ve dağınık saçlarıma öyle güzel oturmuştu ki o halimi bile güzel buldum. tebessüm ettim yansımama.

"suga," kiyoko meraklı meraklı suratıma baktı. "hatırlıyor musun bilmiyorum ama..." yüzünü kaşıdı ve sözüne ara verdi. "daichi o söğütün altında teklif etmek istiyordu sevdiğine. tabii o zamanlar sevdiğim kıza demişti ama bana sorarsan..." gözlerini utanarak gözlerime çıkardı. "sana reddedemeyeceğin bir teklifle gelecek yarın. bu yüzden, yalvarırım git."

dudaklarımı birbirine bastırdım. "duş alayım o halde." tacı, bozulmasın diye yavaşça çıkarıp kutuya, gül yapraklarının üzerine bıraktım. "kesinlikle gideceğim."

iwaoi'ye de bölüm şey ettim bakarsınız artık

twitter.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin