Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi Okumalar
Lalisa Manoban
Yine ve yine sıkıcı bir cenaze törenindeydik. Yeri'nin 'beklenmedik' ve 'bilinmeyen' ölümü ile okul her zaman yaptığı gibi spor salonumuzda küçük bir cenaze töreni düzenlemişti.
Ve şu an beni ilgilendiren tek şey, biriciğim Jeongguk'un hıçkıra hıçkıra ağlıyor oluşuydu.
Merak etme aşkım, sana onun acısını unutturacağım.
Jeongguk sıranın en önünde hıçkıra hıçkıra ağlarken salon sessizliğe bürünmüştü. En yakın arkadaşı Taehyung omzunu sıvazlarken derince bir iç çektim. O çok yakışıklıydı.
Sonunda Bayan Park'ın öğrencilere seslenmesi ile dağılmış, yavaş yavaş spor salonundan ayrılmaya başlamıştık. Herkes ders öncesi kulüplerine dağılırken Jisoo yanıma geldi.
"Lisa, nasıl bu kadar soğuk kanlı olabiliyorsun?" dedi ürkekçe etrafa bakarken. Yamuk bir sırıtış gönderdim. "Olan olmuş Jichu, abartmamıza gerek yok. Hem merak etme, ben seni korurum!"
Evet, ona yaklaşmadığın sürece seni kendimden koruyacağım, Jisoo.
Yanderelerin şüphe çekmemesi gerekir. Bu yüzden etrafına karşı daima güler yüzlü, şirin ve pozitif olmalılardır.
Tıpkı benim olmaya çalıştığım kişi gibi.
Jisoo'ya son kez şirince gülümseyip dans kulübünün olduğu koridora girdim. Bir kişi dışında kimse yoktu odada.
"Jeon Jeongguk?" dedim beni fark etmesi için kızarmış gözlerini gözlerim ile buluşturduğunda sahte bir ifade ile burukça gülümsedim ve yanına oturdum. Dizlerimi tıpkı onun yaptığı gibi kendime çektim.
"Beni tanıyor musun?" dedi burnunu çekerek. Yavaşça kafa salladığımda biraz yüzümü incelemiş, sonra tekrar önüne dönmüştü.
"Kaybın için üzgünüm, Jeongguk. Çocukluk arkadaşını kaybetmenin ne kadar kötü olabileceğinin farkındayım." Bakışları yavaşça beni bulduğunda alt dudağı titremişti. "Ona bunu kim yapabilir? Kimseye zararı yoktu onun." dedi göz yaşlarını silerek.
Oh, inan sevgilim. Bana ve bize çok büyük bir zararı vardı.
Sol kolumu omzuna attığımda tıpkı ilgiye muhtaç bir çocuk gibi kendini bana yasladı. "Onu çok seviyor olmalısın." dedim sinirlerime hakim olarak. "Ona çok değer veriyordum. Beş yaşından beri birlikteydik ve o adeta hiç olmamış kız kardeşim gibiydi."
Kız kardeş mi?
"Kız kardeş mi?" dedim sevinçle. İlk başta bana dönüp garip bir ifade ile baktığında mahcupça gülümsedim. "Yani, herkes sizin çıktığınızı düşünüyordu."
Evet, bir aşka engel olduğu için öldürüldü.
Benim tarafımdan.
"Ne? Hayır, o benim en yakın arkadaşım...dı." dedi başını düşürerek. "Hey." dedim çenesinden tutup bana bakmasını sağlayarak. "Biliyorum, onun için üzülüyorsun. Ama o artık daha iyi bir yerde. Sana söz veriyorum ki onun katilini bulmana yardım edeceğim."
Gözleri parladığında hızla ellerimden tuttu. "Gerçekten mi? Bunu benim için yapar mısın?"
Oh, sevgili Jeongguk.
Ben senin için her şeyi yaparım.
____
Selamlar olsun ehehe
Dördüncü bölüm ile karşınızdayım
Bu bölümden sonra Lisa ve Jeongguk'un aralarında çıkar ilişkisi gibi bir şey olabilir
