3 gün sonra
Geçen hafta başıma gelen olaylardan sonra okula gidememiştim.
Kendimi toparlamam biraz zamanımı almıştı
Ömer ve arkadaşlarım hep yanımdaydı.Onlar varken moralim hep yüksekti. Bana yaptığı eziyetler aklıma geldikçe çıldırıyor-
Dum. Yaşadığım şeyler psikolojimi etkiledi.
Ama toparlamam o kadar da uzun sürmedi.Yeni bir haftaya uyandım. Artık bundan sonra ki günlerim hep güzel geçicekti.
Kendime üzülmemek için söz bile verdim.Yatağımdan kalktım, Adımlarımı tuvalete doğru ilerlettim.
Elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçaladım.
Doğal bir makyaj yaptım, saçlarımı da topladım. At kuyruğu yapmıştım. Kıvırcık saçlarda at kuyruğu da başka bir güzel oluyordu.Üstüme giyecek bir şeyler almak için odaya gittim. Bu arada ezgi de kalkmıştı. Kedisine ve kuşuna yemek veriyordu ve onlarla konuşuyordu. Bende üstüme kırmızı bir thişhort gitmiştim. Altıma da siyah yırtık modelli bir pantolon giymiştim. Herzaman ki gibi parfümümü de sıktım ve hazırdım.
Ezgi de hazırlanmak için odaya gitmişti. Bende kahvaltı hazırlamak için mutfağa girmiştim. Kahvaltıya menemen yapmayalı uzun zaman olmuştu. Bu sabahta menemen yapmıştım. Ve yanına da peynirli bir pişi yapmıştım.
Onları yaparken o sırada ocakta ki çayımı demlemiştim. Dolaptan zeytinleri, beyaz peyniri, kaşar peyniri, nutellayı, portakal reçelini çıkartıp masaya yerleştirdim.
Masanın ortasına menemeni ve pişiyi de
Yerleştirmiştim. Çay bardaklarını şekeri de
Masaya koymuştum ama daha çayları doldurmamıştım. Çünkü yiğit ve Cemali uyandırmam gerekiyordu.Mutfaktan çıktım ve yan evin anahtarını alıp içeriye girdim. Yiğit ve cemalin odasına girdim. Maalesef ki hala uyuyorlardı. Yiğitin yanına gidip onu gıdıklarından gıdıklamaya başladım. Gıdığından gıdıklamaya yiğitin tiki vardı yani uykusunda bile uyanırdı.
Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Uyanmıştı.
Ve tabiki onu gidiklamamı sevmediği için aniden beni yanına yatırıp beni göbeğimden gıdıklamaya başlamıştı. Tanrım benim de buna tikim vardı."yiğit lütfen yapma ben senin uyanman için yapmıştım."
"banane yavrum bende seni beni gıdıkladın diye gıdıklıyorum."
Gerçekten tahammül edemiyordum. Gıdıklanmaya dayanamıyordum. Sanki gıdıklanırken çıkmaz bir şeyin içine giriyordum.
"yiğit tamam valla dayanamıyorum ne olur yapma"
"tamam yavrum bağırmazsan bir şey yapcam sonra gıdıklamam."
"ne yapacaksın gıdıklama ama ne yaparsan yap ben varım aslan parçası"
"çok zor bir şey değil ya azıcık et yiyesim geldi de bir ısırık sadece"
"olum ben kilolumuyum lan şerefsiz etmiş"
"bana göre öylesin yavrum benim"
"öf tamam gıdıklama da yavaş ısır"
Isırıdığında öyle bir ısırmıştı ki bayağı bir inlemiştim. Ve o inlememle cemal de Uyanmıştı. Zaten ben onun uyuduğunu bile unutmuştum.
"hadi kalkın beğ çay soğuyacak kahvaltımızı yapıp okula gidelim artık."
Kahvaltımızı yapmak için bizim eve doğru gitmiştik ve bir güzel kahvaltımızı yapmıştık
Daha sonra da okula gitmek için arabaya binmiştik ve kırk dakikanın sonunda cemal bizi okulun önünde indirmişti. Okula geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODRUM KATI
Teen FictionÜniversite sınavını kazanıp, "aşçılık" okumak isteyen" rüya" en yakın arkadaşları ile aynı apartmanda yan yana ev tutarlar ve en büyük hayallerini gerçekleştiren bu tayfayı çok güzel geçirilecek günler bekliyordur. Taki rüya okulunu pek bilmediği...