Rosé'den:
Gözlerimi açtığımda eski bir depo yerinde olduğumu anladım. Tavana asılmıştım ip ile. En son hatırladığım şey ise Jisoo'nun mor ayakkabısını deniyordum.
Arkamdan kafama sert bir darbeden sonrasını hatırlamıyordum.
Etrafı incelediğimde az ışıklı bir yerdi burası. Flarasonlarla aydınlatılıyordu depo. Gerçekten aşırı boğuk bir yerdi ve soğuk.
Ayak sesleri duymaya başladım. Kapısız olan girişten maskeli adam geldi.
Beni süzüyordu.
Rs:"Sen kimsin??! Neresi burası?"
Bana alay edici bakışını atarken:"Ahh güzelim sakin ol. Öncelikle burası hayatının bundan sonra sonsuza dek yaşayacağın yer."dedi ve piç gibi sırıtmaya başladı.
Rs:"Beni neden kaçırdın ve buraya getirdin??!"
Maskeli adam:"Sen benimsin Rosé anla artık bunu"dedi ve yaklaşmaya başladı.
Rs:"Uzak dur benden şerefsiz! Ayrıca senin gibi bir yüzsüzle aynı ortamda kalmaya bile tahammülüm yok!"
Maskeli adam şaşırmış gibi yaparak:"Yüzsüz olduğumu nereden çıkardın?"
Rs:"Ben sadece maskeni görüyorum. Yüzünü değil,eğer yüzünü göremiyorsamda yüzsüzsündür benim için"
Ciddileşerek:"Herşey göründüğü gibi değildir Rosé"dedi ve daha fazla yaklaşmaya başladı.
Rs:"Cidden senin olabileceğimimi sanıyorsun?"dedim alay edercesine gülerken.
Oda aynı şeyi yapıp:"Olan birşeyi sanamam Rosé"
Rs:"Bırak beni gideyim"
Maskeli adam:"Bak herşeyin bir karşılığı vardır. Eğer dediklerimi yaparsan sana zarar vermem. Ama eğer yapmassan..."
Rs:"Yapmassam?"
Gülerek"Orasını sen tahmin et artık"
Rs:"İMDAAAT!!!"
Maskeli adam:"Sana dediğim gibi herşeyin bir bedeli var. Şimdi bu bağırmanın bedelini ödeyeceksin"dedi ve eliyle gel işareti yaptıktan sonra arkasından 3 tane adam gelmişti.
Haince gülerek bana yaklaşıyorlardı. Maskeli adam ise pantolonundaki kemerini çıkartı. Üstüme doğru geliyorlardı.
Ben ise ağlamaya başlamıştım. Ben onlara birşey yapmadığım halde bana eziyet çektiriyorlardı.
Jimin'den:
Tabağımdaki son lokmayı zor olsada yiyebilmiştim.
Suga elini sırtıma getirip sıvazlayarak:"Üzmek kendini bu kadar bulacağız Rosé'yi"dedi.
Jin ağzındaki yemeği yerken:"Sanko savoyorson ha"dedikten sonra Jin'in ağzından yemek fışkırıp Jungkook'un suratına geldi. Jungkook o reflex ile gözlerini kapatmıştı. Eliyle yemek parçasını alıp:"Hyungh yemek yiyiyorken konuşma mümkünse"dedi ve peçeteyle silmeye başladı yüzünü. Suga hyungh ise sırıtıyordu.
Jin:"Ahy pardon kookie unutmuşum"dedi ve ağzına bir lokma daha aldı.
Jungkook ise sinirlenip:"Bana 'kookie' demeyi ne zaman keseceksiniz??"
Suga:"Hiç bir zaman"dedi.
Kızlar ise uyuyorlardı. Yemeğe kaldırmaya çalıştık ama gelmediler. Rosé için çok endişeleniyorlardı. Bu yüzden dinlenmeye karar verdiler. Acaba şu an Rosé neredeydi? Ne yapıyordu? Nasıl dı?
Bunları bilememek beni çıldırtıyordu.
Rosé ile internetten tanışmıştık. Birbirimizi hiç görmemiştik. Ama görmemizede gerek yoktu. Kızlardan bahsetmişti bana bu yüzden onları biliyordum. Ona aşık olmuştum. Başlarda sadece keyif için yaptığımı sanıyordum ama meğersem öyle değilmiş.
